“Rusya
dünyayı değiştirmeye karar vermiştir ve büyük bir risk almaktadır.”
Kartcev
Dmitry, Vladimir Shpak, Andrey Veselov, Nikolai Anischenko ortak çalışması,
18
Mart 2014
Senaryo 2:
Çift Kutuplu Bir Dünya 2.0
Esas Oyuncular: Amerika Birleşik Devletleri ve
Çin
Geliştirmeler: Ukrayna ile herhangi bir
anlaşmaya varılamamıştır. Rusya’nın Ukrayna üzerindeki etkisine ısrarlı bir
şekilde karşı çıkan AB, ABD’ye ise tam destek vermektedir. Buna mukabil Rusya,
günler veya haftalar içerisinde Kırım’ı kendi sınırları dâhilindeki bir parça
olarak kabul eder ve Ukrayna’nın doğu kesimlerini işgal eder. Yanıt olarak
Batı, sadece resmi kurumları değil iş çevrelerini ve sıradan vatandaşları da
etkileyecek şekilde belirli ülkelere girişleri kısıtlayan acil ve sert
yaptırımlar getirir. Aşamalı olarak ekonomik yaptırımlar uygulanmaya başlanır
(Avrupa enerji kaynaklarımıza ve pazarımıza bağımlı olduğu için bu aniden
gerçekleştirilemez).
Diğer
yandan Çin, Rusya’nın pozisyonunu desteklediğini ifade eder. Yanukovych
hükümetinin Kırım’da düşmeden önce Çin ile imzalamış olduğu tüm anlaşmalar tam
anlamıyla uygulanmak zorunda bırakılır. Çinli yatırımcılar, Donuzlav Gölü’nde
dev bir limanın ve Scholkino kasabasında bir enerji santralinin inşasını
finanse eder.
Çin,
Batı’nın ekonomik yaptırımlarına karşılık Rusya’ya ekonomik destek sağlar.
Böylece ekonomik durumun kötü gidişatının etkisini bir şekilde yumuşatacak bir
Rusya-Çin ittifakı oluşur.
Felsefe: Şüphesiz Rusya-Çin ittifakının
ideolojik temelini neo-sosyalizm ve Batı dünyası ile oligarşik kapitalizme
duyulan karşıtlık oluşturur. Böylelikle, gelişime yönelik olarak ve ülkemizin
geleneksel Hıristiyanlık gibi tarihi değerlerini en iyi koruyan “gerçek Avrupa”
olarak tanımlanacağı Avrasyacılık’ın yeniden canlandırılmasını sağlayacak
Rusya’nın Sovyet geçmişi yeniden gündeme gelecektir. Diğer yandan, gelecek
altıncı nesil Çinli liderler açıkça “devrimsel pratiğe” geri dönüşten bahseder.
Bununla birlikte bu durum Mao’nun aklanmasına kadar götürülmeyecek ve daha çok
Çin Ordusu Zhu De’yi oluşturan Mareşal Peng Dehuai’nin ruhunun yeniden
onurlandırılması ile sınırlı kalacaktır.
Demokrasi
kavramı revizyona tabi tutulacaktır: bu retorik anlamda bir değer revizyonu
değildir fakat batı kaynaklı kilit noktadaki kamu enstitüleri aşamalı olarak
kaldırılacaktır. Bir benzeri GDR (Demokratik Almanya Cumhuriyeti) bünyesinde
bulunan “Popüler Cephe”nin oluşturulması örneğine bakılırsa, görünen o ki
Vladimir Putin Doğu Alman politik tecrübesinin büyük bir hayranıdır. Bu durumda
ülkemizde farklı “halkların demokrasisi” pratiklerinin devreye girmesi
beklenebilir. Liberal muhalefetin bu noktada fazla bir etkisi olmayacaktır.
Jeopolitik: Dünya 1991 öncesindeki duruma
geri dönecek, sadece büyük oyuncularda bir şekilde değişiklik olacaktır. ABD,
küçük kardeşi Avrupa ile beraber Batı blokunun lideri olarak kalacak fakat
yeniden sosyalist olan Doğu blokunun başını Çin çekecektir. Rusya’nın buradaki
rolü küçük olsa da her çeşit modern savaşın önünü çeken agresif bir partner
olacak ve ihtiyatlı Beijing ise bu durumdan önemli ölçüde menfaat
sağlayacaktır.
Dünya
bir seçim yapmak zorundadır ve şu anki şartlar altında bu seçim Batı’dan tarafa
olmayabilir. Hugo Chavez tarafından oluşturulan, Bolivarcı ALBA’ya ait Latin
Amerikan Güçleri, yeni Doğu blokuna katılacaklardır ki bu durumu Batılı sol
kanat entelektüelleri memnuniyetle aktif olarak destekleyeceklerdir.
Ortadoğu’daki Suud etkisini kırıp İran’la temas kurmaya çalışan ABD’nin
dikkatsiz teşebbüsleri karışıklığı iyice artıracak, bu durumda sonucu
belirleyen ülke büyük ihtimalle Çin olacaktır. Afrika’da olduğu gibi Beijing
varlığını bu bölgede uzun süreden beri göstermektedir.
Fakat
tüm bu gelişmelere rağmen, sonuçta küresel aktörlerin her biri, yerli
politikalarından bağımsız olarak askeri ve ekonomik sadakat karşılığında az gelişmiş
ülke liderlerini destekleyecek ve eski düzen devam ettirilecektir.
Politik Ekonomi: Çin, sisteme endüstriyel
kapasite ve işçi sağlarken Rusya kaynak, teknoloji ve insan gücü anlamında
akademik ve mühendislik desteği sağlamaktadır. Esasında, Çin Rusya’ya karşı
gerçekleştirilecek yaptırımlardan etkilenmeyeceği için Batı tarzı kapitalizmle
iç içe geçmiş, devlet kontrolünde, yeni bir tür alternatif kapitalizm ortaya
çıkacaktır. Ülkemizde MacBook’ların, iPhone’ların ve Ford’ların yerini Lenovo
bilgisayarlar, Huawei telefonlar ve Great Wall arabaları alacaktır.
Diğer
yandan dünya çerçevesinde bu küresel çatışma halinin yararlı olacağı bile
söylenebilir. Kontrol sahalarını genişletme çabası içinde olan muhalif bloklar,
uydu ülkelere mümkün olduğunca yatırım yapmaya çalışacaktır. Dünya böylece
altyapısal bir gelişim evresine girecektir.
Hassas Noktalar: Silahlanma yarışı ve “Demir
Perde”. Rusya gerçek anlamda bir ekonomi seferberliği inşa edemeyebilir. Her
halükarda Rus ve Batı ekonomileri arasındaki fark en azından ilk aşamada düşük
bir yaşam standardını dayatacaktır. Rus ekonomisi ne kadar militarize olursa,
Çin’in yakın partner olarak rolü de o ölçüde büyümeye devam edecektir. Diğer
yandan Rusya da Çin’in yaptığı gibi çift taraflı bir oyuna girebilir. Bir
yandan ABD ile ekonomik işbirliğinde kısıtlamaya giderken (ki bu, rakamlara
bakıldığında gerçekte imkânsızdır) diğer yandan perde arkasında Washington ile
politik müzakerelere devam eder. Rusya’nın zayıflaması Uzak Doğu’nun da tehdit
altına girmesi demektir.
Rus Perspektifi: Kırım Sonrası Dünya/ Yeni Dünya Düzeni Senaryoları-1>>
Rus Perspektifi: Kırım Sonrası Dünya/ Yeni Dünya Düzeni Senaryoları-3>>
Rus Perspektifi: Kırım Sonrası Dünya/ Yeni DünyaDüzeni Senaryoları-4>>
Rus Perspektifi: Kırım Sonrası Dünya/ Yeni Dünya Düzeni Senaryoları-3>>
Rus Perspektifi: Kırım Sonrası Dünya/ Yeni DünyaDüzeni Senaryoları-4>>
Tamer Güner, 23.06.2014, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Çeviri
Makalenin orijinali ve tamamı için:
Makalenin İngilizce çevirisi için: