“Dolar itibarını petrolün dolar
üzerinden fiyatlandırılmasına borçludur.”
Petrol fiyatlarındaki her yüzde
10'luk düşüşün, Avrupa'daki ekonomik büyümeyi yüzde 0,1 canlandırdığı çok net
biliniyor.
Petrolün
varil fiyatı son 28 ayın en düşük seviyesinde. ABD Gösterge petrolü ile Brent
arasındaki fark 5,22 $'a geriledi. ABD hisseleri düşük petrol fiyatı ve biraz da
buna bağlı olarak gelişen ekonomik endişelerin artmasıyla Ocak 2013'ten bu yana
en dik yükselişin ardından geriliyor.
Bağrında petrol ve enerji kaynakları
barındıran coğrafyalardaki kaosun şiddetlenerek artışı, küresel ekonomide devam
eden yatay faiz politikasına, zayıflayan emtia fiyatlarına, dengeli devam eden
kredi kullanımına rağmen petrol fiyatlarındaki bu istikrarlı iniş ve dalgalanış
doğal olarak objektif zihinlerde komplo teorileriyle dolu bir sürü senaryo
oluşmasına zemin hazırlıyor.
Bu
senaryoların çoğu hem basın dünyasında hem analizciler arasında hatta politikacılar
ve devlet başkanları tarafından dillendiriliyor. Elbette teknik açıdan
petroldeki bu düşüşün de hikayesini oluşturacak etmenleri bulunmakta.
Nitekim
ekonomi ve sektör profesyonellerinin beyanlarına dayanarak yazılan pek çok
haber ve makale yayınlandı. Petroldeki bu düşüşün hikayesi de haklı olarak
arzın talepten fazla olması koşuluna bağlandı. Dahası arzın zarar görmesi ya da
talep büyümesinin artması için petrol fiyatlarının daha da düşmesi gerekiyor.
Ki; bu durumu Çin'deki imalat sektörünün yavaşlamış olması ve Libya'daki
silahlı güçlerin petrol ihraç edilen limanları aylardır kapatmış olmasıyla
örneklendirebiliriz.
Fiyat
düşüşünün ardındaki arz - talep ilişkisine hem ekonomik hem de siyasi sebepler
var. Buna en önemli etkenlerden bir,i yaşanan Ukrayna krizi sonrası ABD'nin,
Rusya'nın yerine alternatif bir petrol ihracatçısı olma ve ekonomik olarak
Moskova’yı çökertme isteği. Çünkü; bütçesinin %50'den fazlasını, ihracat gelirlerinin de %70'e yakınını petrol
ve gazdan elde eden Rusya için yaptırımlar ve petroldeki bu düşüş vurucu etkiye
sahip. Aksi halde ABD neden yıllardır stok yaptığı 5 milyon varil ham petrolün
test satışını yapacağını açıklamalıdır...
Dünyanın
en büyük petrol tüketicisi ABD'nin ham petrol üretimi son 45 yılın en yüksek
seviyesinde. Dünyanın en büyük petrol ihracatçısı Suudiler ve ABD'nin sabit
körfez müttefikleri petrol üretimini de artırdı üstelik.
Suudiler
hiçbir zaman petrol temini noktasında ABD'nin çıkarlarına ters hiçbir dış
politika içine girmediler. Bunun içindir ki bugüne kadar da ABD'nin her ne
türden olursa olsun hiçbir yaptırımına maruz kalmadılar. Ki; zahiren durum şu an bunun tersini
gösteriyor olabilir, lakin bu sizi yanıltmasın. Zira bu ortaklık, 1945 yılında
ABD Başkanı Roosevelt ve Suudi Kralı arasında imzalanan antlaşma ile Amerikan
şirketlerinin Suudi petrolü üzerinde hakimiyetini başlatan adımla başlamıştır.
Başkan
Roosevelt, Yalta Konferansı’nın ardından Şubat 1945’te Suudi rejiminin kurucusu
Kral Abdulaziz Suud ile Süveyş
Kanalı’nda, bir ABD savaş gemisinde buluşmuştu. Görüşmede Roosevelt, Suudi
petrolüne ayrıcalıklı erişim karşılığında Kral’a Amerikan koruması garanti
etmişti.
Görüşmede
Kral ile Başkan Roosevelt arasında çevirmenlik görevini üstlenen Kudüs doğumlu
Albay Willam Eddy, daha sonraki yıllarda Dahran’da Aramco danışmanı sıfatıyla
bir CIA yetkilisi olarak çalışmaya devam etmişti.
1971
yılında Amerikan hükümetinin doların karşılığını altın olarak veremeyeceği
anlaşılınca, 1972-1973 yıllarında Amerikan hükümeti Suudi kraliyet ailesiyle,
kraliyet ailesinin hükümranlığını koruma karşılığında petrolü yalnız dolarla
satmaları hususunda bir anlaşma yaptı. Diğer OPEC ülkeleri de bunu takip etti
ve petrol karşılığı olarak sadece dolar kabul eder oldular. Başka deyişle,
dolar itibarını petrolün dolar üzerinden fiyatlandırılmasına borçludur. Nitekim
ülkeler dış ticaretleri ve olası finansal spekülatörlere karşı
"uluslararası rezervlerini" dolar olarak tutarlar.
Suudi
Arabistan, önemli miktardaki ek üretim kapasitesi ile OPEC üyeleri arasında
üstünlük kazanmak ve yine tasarlanmış stratejik bir hareketle bazı OPEC
üyelerini cezalandırmak için daha fazla üretiyor.
Yani
Suudiler, dünyanın en büyük petrol üreticisi olarak Rusya'ya, fiyatı daha da
aşağı çekebilmek için bir nevi baskı uygulayarak, ABD'nin hedeflerini yerine
getirmesinde yardım ediyor. ABD belki de Suudi eliyle petrol patlamasını ezerek
petrol piyasasında ihracatçının hâkimiyetini yeniden kurmaya çalışıyor. Aynı
zamanda Suudi Arabistan, müşterilerine indirimler sunarak küçülen talep
karşısında pazar payını da korumuş oluyor.
Suudi
Arabistan'ın ABD'nin Orta Doğudaki İngiltere'si olduğunu unutmamakta fayda var.
Uzmanlar, bu teoriyi spekülasyon olarak nitelendirseler de, gelinen noktada her
iki ülkenin ve hatta AB'nin stratejik çıkarlarının örtüştüğünü de inkar
edemezler. Petrol fiyatlarındaki her yüzde 10'luk düşüşün, Avrupa'daki ekonomik
büyümeyi yüzde 0,1 canlandırdığı çok net biliniyor.
Diğer
yandan petrolde düşük fiyat devlet gelirlerini elde etmek için yüksek fiyat
gerektiren İran'ı da zorluyor. Petrol
fiyatının düşüyor olması, yıllardır izole edilen İran'ı yaptırımlardan daha çok
etkileyecek ve nükleer görüşmelerde elini zayıflatacak.
Küresel
Petrol Savaşı'nda bir tarafta ABD ve Suudi Arabistan, diğer tarafta Rusya ve
İran…
Deutsche
Bank'ın ihracatçı ülkelerin petrol fiyatına olan bağımlılığını mercek altına
alan ve hangi ülkenin bütçesini kaç dolarlık varil fiyatıyla finanse
edebileceğini araştırdığı analiz raporuna göre, Rusya bütçe giderlerinin yüzde
45'ini enerji hammaddesi satarak karşılıyor. Doğalgaz fiyatı petrol ile
kavramlı olduğundan Rusya'nın devlet bütçesini finanse edebilmesi için petrol
varil fiyatının 100$'ın altına düşmemesi gerekiyor. Nitekim bu verilerle Suudi
Arabistan'ın petrolde bir miktar düşüşü daha sindirebileceği aşikar.
Haberlere
yansıdığı üzere Putin de, petrol varil fiyatlarının düşürülmesi konusunda ABD
ve Suudi Arabistan’ın gizlice anlaşmış olmasını ihtimal dışı görmediğini
söyledi.
Unutmadan
Venezuella'da bu düşüşten büyük BÜTÇE açıkları ve yüksek enflasyonla en fazla
zarar eden ülkelerden nitekim OPEC Üyelerine acil toplantı konusunda ısrar eden
tek ülke oldu.
ABD'nin Petrol üretimi (Solda), Petrol İthalatı (Sağda)
Önümüzdeki
süreç ne tür korelasyonlara gebe bilinmez, lakin görünen köy de kılavuz istemez
ise, bu grafik bir asırlık ‘Yeni Dünya Politikası’nı belirleyecek.
Berrak Şebnem, 27.10.2014, Sonsuz Ark,
Çırak Yazar,Analiz