"Kasım 2013 itibarıyla Terör Gözlem Veri tabanında yaklaşık 700.000 kişi bulunmaktadır."
BARACK OBAMA’S SECRET TERRORIST-TRACKING SYSTEM, BY THE NUMBERS
Sayılarla
Gözlem Listeleri
Belgelerde,
hükümetin “TIDE sistemine ulusun teröre karşı mücadelesi için sadece gerekli
olduğu kadar kişiyi ekleme” amacını güttüğü vurgulanmaktadır. Listeye her gün
yüzlerce isim eklenmesi sebebiyle gözlem listesi ile ilgili rakamlar ancak
anlık bir veri anlamını taşımaktadır.
Ulusal
Terörle Mücadele Merkezi tarafından Ağustos 2013’te hazırlanan ve “Rakamlarla
TIDE” başlığını taşıyan bir slaytta, Obama yönetimi gözlem listesinin kapsam ve
amaçlarından bahsedilmektedir. “Yaklaşık” rakamların kullanıldığı belirtilen
belgede 680.000 kişinin gözlem listesinde bulunduğu ve daha geniş bir TIDE veri
tabanında yer alan 320.000 kişinin de izlendiği ifade edilmektedir. Ağustos
2013 tarihi itibariyle 5000 Amerikalı gözlem listesinde yer alırken 15.800 kişi
ise TIDE sistemi kapsamındadır.
Belgelerde
yer alan bilgilerin bazıları şu şekilde:
• 1200
tanesi Amerikan olmak üzere 16,000 kişi, havaalanlarında ve sınır geçişlerinde
üzerlerinde ileri gözlem teknikleri uygulanacak şekilde “seçilmişler” olarak
sınıflandırılmıştır.
• Asal
terörist izleme listesinde 611,000 erkek ve 39.000 kadın bulunmaktadır.
• Gözlem
listelerine dâhil olacak kişileri seçme işlemini gerçekleştiren önemli
kuruluşlar şunlardır: Merkezi Haber alma Teşkilatı (CIA), Savunma İstihbarat
Teşkilatı (DIA), Ulusal Güvenlik Teşkilatı (NSA) ve Federal Soruşturma Bürosu
(FBI).
•
“Belirlenmiş veya şüpheli teröristlere” yönelik ana gözlem listesinde
gösterilen beş önemli Amerikan şehri: New York; Dearborn-Michigan; Houston; San
Diego ve Chicago’dur. Bu beş şehir içerisinde 96.000 kişiye ev sahipliği yapan
ve nüfusunun %40’ı Arap kökenli olan Dearborn en küçük olanıdır ve Müslüman
nüfusunun büyük kısmı orantısız bir şekilde gözlem listesinde bulunmaktadır.
Şehir sakinlerinin haklarını ve sivil özgürlükleri savunanlar, Müslüman, Arap
ve Sih topluluklarının Dearborn ve çevresinde baskıcı kanuni soruşturmalara,
yasal olmayan fişlemelere ve ırkçılığa maruz kaldıklarını belirtiyorlar.
Amerikan-İslam
İlişkileri Konseyi’nin Michigan bölgesi müdürü Dawud Walid The Intercept’e
verdiği mülakatta: “Bildiğim kadarıyla Dearborn’da bulunan Müslümanlar arasında
ülkemize karşı terör faaliyetlerine karışan kimse bulunmamaktadır” diyor. Walid
devamla, gözlem listesinde Dearborn sakinlerinin yoğun bir şekilde yer alması
“hükümetin toplumumuza bakış açısını, bizi daimi şüpheli olarak gördüğünü
ortaya koymaktadır” ifadelerini kullanıyor.
Dokümanlar
ayrıca terörle mücadele kapsamında hükümet tarafından hedef alınan gruplar
hakkında da bilgi sahibi olmamızı sağlıyor. Terörist gözlem listesinde yer alan
ve “herhangi bir terör grubu ile ilişkisi bulunamayanlar haricinde” en fazla
sayıyla hedef alınan gruplar şöyle: El
Kaide-Irak (73,189), Taliban (62,794) ve el- Kaide (50,446). Bu grupları Hamas
(21,913) ve Hizbullah (21,199) takip ediyor.
Obama
yönetimi tarafından Arap Yarımadası’nda bulunan el-Kaide’nin, ABD için en büyük
tehdidi oluşturduğu birçok defa iddia edilmiş olsa da bu gruba bağlı oldukları
gerekçesiyle listeye dâhil edilen 8211 kişi, ilk onda yer alan terörist
organizasyonlar listesinde en küçük kategoriyi oluşturmaktadır. Pakistan
merkezli Hakkani Ağı (Haqqani Network)
ile 12491, Kolombiya merkezli FARC ile 11275 ve Somali merkezli el-Şebab ile
irtibatlandırılan 11547 kişinin, Arap Yarımadası el-Kaidesi (AQAP) ile bağları
bulunduğu için listelenen kişilerden sayıca daha fazla olduğu görülmektedir.
Dokümanlardan
ayrıca ABD’nin 3200 kişiyi Suriye’deki savaşla ilgileri olduğu gerekçesiyle
“tespit edilmiş veya şüpheli terörist” olarak tanımlamış olduğu
anlaşılmaktadır. Bunların arasında 715 Avrupalı ve Kanadalı ve 41 Amerikalı
bulunmaktadır. Ulusal Terörle Mücadele Merkezi Başkanı Matt Olsen, Suriye’de
12.000 yabancı savaşçı bulunduğunu, bunların 1000 tanesinin Batılılardan ancak
100 tanesinin ise Amerikalılardan oluştuğunu ifade etmiştir.
Biometrik
Veri
Dokümanlara
göre hükümet, gözlem listesinde yer alan kişileri havaalanlarında sadece
durdurmaktan çok daha fazlasını yapmaktadır. Bunun yanında bu kişilere ait
büyük miktarda şahsi bilgi gizlice toplanmakta ve analiz edilmektedir. Bu bilgiler
içerisinde yüz resimleri, parmak izleri ve iris taramaları yer almaktadır.
Geçen
yıl gerçekleşen Boston Maratonu bombalamasının ertesinde, Terörist Kimlikleri
Başkanlığı (DTI) tarafından TIDE listesinde yer alan tüm Amerikalılara ait
biometrik veri ve diğer bilgilerin toplanmasına yönelik saldırgan bir program
başlatıldı.
Dokümanlara
göre, bu proje kapsamında Dışişleri Bakanlığı ile ilişkili ve istihbarat
birimlerinin veri tabanlarında yer alan her bir kişi araştırılmakta ve kişiler
hakkında yığınsal veri talebinde bulunulmaktadır.
Boston
Maratonu’ndan sonra DTI tarafından Midwest’te oturan ve TIDE listesinde yer
alan insanlar hakkında Chicago Maratonu sırasında derinlemesine çalışma
yapılarak biometrik veriler ve diğer bilgiler toplanmıştır. Bu aşamada DTI
tarafından Illinois, Indiana veya Wisconsin ehliyeti taşıyan şahıslara ait
bilgiler TIDE sisteminden çekilmiştir.
DTI
tarafından Boston ve Chicago’da yapılan çalışmalar, gizli veri tabanında yer
alan bir milyondan fazla kişi hakkında biometrik veri elde etmek için
gerçekleştirilen çok daha geniş kapsamlı bir çalışmanın parçasıdır. Bu veri
tabanında gözlem listesinde yer almayan yüzbinlerce insan bulunmaktadır. DTI’a
bağlı Biometrik Analiz Dalı (BAB), 2013 senesinde ehliyetlerden biometrik veri
elde etmeye yönelik ülke çapında bir girişim başlamıştır. En az 15 eyalet ve
Kolombiya bölgesi yönetimleri, ehliyetlerden yüz resimlerini elde etmesine
olanak sağlamak için DTI ile birlikte çalışmaktadır. 2013 yılında bu şekilde
gizli TIDE veri tabanına eklenmek üzere 2400 adet resim elde edilmiştir.
Belgelere
göre Biometrik Analiz Dalı (BAB), “yüz tanıma desteğine yönelik eşsiz
yeteneğini” “geniş bir müşteri tabanına” sunmaktadır. Geçen sene BAB uzmanları
tarafından içlerinde CIA, New York Polis Departmanı ve askeri Özel Operasyonlar
Komutanlığı’nın da bulunduğu diğer hükümet kuruluşları için 290’dan fazla rapor
hazırlanmıştır.
Dokümanlar
bütüncül anlamda incelendiğinde hükümetin veri tabanında yer alan şahıslara ait
detaylı veri dosyalarını çarpıcı bir şekilde derlediği görülmektedir. Bununla
birlikte The Intercept tarafından ele geçirilen bazı dokümanlar, hükümetin ne
kadar biometrik veri topladığı noktasında tutarsızlıklar sergilemektedir.
Raporların en detaylı olanından elde edilen bilgiler şu şekildedir:
•Asal
terörizm veri tabanı listesi 2013 senesi itibariyle 144.000 kişiye ait
860.000’den fazla biometrik veri dosyası içermektedir
•Veri
tabanında yarım milyondan fazla yüz resmi, çeyrek milyon civarında parmak izi
ve 70.000 iris taraması bulunmaktadır.
•Hükümet daha önce tanımlamadığı insanlar
hakkında da biometrik veri toplamaktadır-TIDE sistemi 1800 adet “tanımlanmamış
şahıslara ait 1800 biometrik veri dosyası” içermektedir.
•Geleneksel
yöntemler dışında elde edilmiş biometrik veri miktarında bir sene içerisinde
büyük miktarda artış gerçekleşmiştir. Bu şekilde; el yazısı örnekleri,%32; imza
örnekleri, %52; yaralar, izler ve dövmeler, %70; ve DNA örnekleri %90 oranında
artmıştır.
Amerikan
Sivil Özgürlükler Birliği’nin Ulusal Güvenlik Projesi’nden sorumlu olan Hina
Shamsi şöyle diyor:
“Eğer yanlış bir insanla arkadaş olursanız Azınlık Raporu
kapsamına girersiniz, bunun anlamı şudur; hükümet tarafından bir veri tabanına
eklenebilir; fotoğraflarınız, iris taramalarınız ve yüz tanıma teknolojisi
kullanılarak gizlice ve bilginiz dâhilinde olmadan izlenebilirsiniz. Elde
edilen bilgiler sivil özgürlükleri korumayan CIA, NYPD gibi kurumlar ile
paylaşılabilir, bu durum bizi dışarıda ve içeride, istilacı ve hak ihlali yapan
bir hükümetin denetimi altında yaşayan bir toplum haline
dönüştürmektedir.”
DTI,
ehliyet belgelerinden bilgi etmenin ötesinde işler de yapmakta ve terörizm veri
tabanı yönetiminde CIA ve Ulusal Medya İşletme Merkezi ile beraber
çalışmaktadır. Ulusal Medya İşletme Merkezi, ülke dışında ordu tarafından veya
istihbarat operasyonları sayesinde ele geçirilen “yazılı dokümanlar, elektronik
medya, görüntü kaydı, ses kaydı ve elektronik cihazların” analiz ve
dağıtımından sorumlu Pentagon’a bağlı bir birimdir.
DTI
ayrıca içlerinde CINEMA [CIA Information Needs Management] adını taşıyan gizli
veri tabanının ve “Hydra” isimli programın da bulunduğu CIA kaynaklarından
bilgi sağlamaktadır. Hydra, TIDE sisteminde belirlenmiş kişilere ait bilgileri
zenginleştirmek amacıyla yabancı hükümetlerden gizlice elde edilen bilgilerin
faydalı bir şekilde kullanımına olanak sağlamaktadır.
2013
senesinde DTI ve CIA tarafından Hydra’ya yönelik bir kavram kanıtlama çalışması
yapılmış ve bu amaçla Pakistan kobay faresi olarak kullanılmıştır. DTI, TIDE
veri tabanında bulunan 555 Pakistanlıya ait bilgileri CIA’ya iletmiş, isimlerin
Hydra sistemine aktarılmasından sonra CIA tarafından Pakistanlıların
pasaportlarındaki bilgiler taranarak biyografik ve biometrik veriler DTI’a
iletilmiştir.
Çalışmalardan
elde edilen başarılar dolayısıyla memnun olan hükümet, gizli veri elde etme
operasyonlarını genişletmeyi planlamaktadır. Dokümanlara göre “gelecekte
gerçekleştirilmesi düşünülen girişimler daha fazla sayıda ülkeyi hedef
alacaktır”.
Tamer Güner, 30.01.2015, Sonsuz Ark,
Çevirmen Yazar, Çeviri
Metnin Orijinali: