"En mükemmel dokunuşlar ve hissedilen doruk hâzlar da masumdur... ya da bir kol düğmesine dokunan parmak uçlarında yoğunlaşmış amaç asla masum olmayabilir..."
Rakseden heyecanlar saklı duran çatışık fikirlerle gergef örüyordu şüphesiz... heyecanlar, umulmadık trenlere umulmadık yolcular bindirmekten hoşlanırlardı...
Genç adam durgundu... ve o anlaşılmazlığın çevrelediği bakışları yine uzak uzak tırmalıyorlardı genç kadının gözlerini...
Kadın, içinde artaduracak garip değişim fırtınalarının başlangıcında olduğunu seziyordu...
"Seni hiç görmesem, sesini hiç duymasam sana yüklediğim anlamlar değişmezdi güçlü prenses... İçerdiklerim, senin madde varlığını arzulamıyor, düşlemiyor... bunu anlamalısın. Yerde yaşanmış birçok anlam, bu anlamla aynı değil muhakkak... Sen, beni yaşanmış anlamlarla anlamaya çalışma... İçerdiklerim arasında, henüz tartılarını dengeleyemediğim bedensel anlamlar vardır; bunu reddedemem... Ancak bu, temel anlam olmadı hiç... ve bu okyanus inanılmazlıkları da hatırlatıyor bana; kasırgaları, tayfunları, gök kuşağını... sen bunlardan olmayacaksın... İnanılırlık artı tepkin olacak... Varlığının tepkisi. Yaşanmamışların içinden seçip alıverdiğimiz az "şey" ler içinde yürüyüp duran dost varlıkların, dost dokunuşlarına da aşk denemez... Bu öpülmüş dudakları ya da yanakları anımsatsa bile..."
Genç kadın gülümsedi:
"Dost dokunuşlar asla masum kalmaz!" dedi.
Genç adam da gülümsedi:
"Masum kalacağını iddia etmedim!" dedi. "Başlangıçların sıradanlığını aşmaktan söz ediyorum... fakat, masumiyet ayrık anlamlar da içerir... Bu neyi amaçladığına bağlı prenses... En mükemmel dokunuşlar ve hissedilen doruk hâzlar da masumdur... ya da bir kol düğmesine dokunan parmak uçlarında yoğunlaşmış amaç asla masum olmayabilir..."
Dalgaların Sesi
Seçkin Deniz Yazıları
Takip et: @Seckin_Deniz