"Cennet meyvesi pahalıdır. Kalp, asıl sahibine dönene kadar acır insan. Sonrası umman, kevser, Peygamber (s.a.v)"
মতিউর রহমান নিজামী
Motiur Rahman Nizami (Bengali: মতিউর রহমান নিজামী; 31 Mart 1943 – 11 Mayıs 2016)
İslam dünyasının gelen tepkilere rağmen dünyanın gözü önünde idam edilen Cemaat-i İslami partisi lideri Nizami kaleme, aldığı veda mektubunda "Müslümanlar etle tırnak gibi midir gerçekten? Sökülüyor tırnaklarımız. Etiniz acımıyor mu?" diye sordu.
BEN GİDİYORUM...
Doğduğumda nikâhlandığım ve son nefes diye zaman tayin ettiğim buluşmaya gidiyorum. Korkmuyorum. Ardımda pişmanlıklarım var ama üzgün değilim. Kırgınım. Sözünü unutanlara, kardeşinin elini tutmayanlara, düşeni kaldırmayanlara, Allah için gözyaşlarını sakınanlara, resimlerimizi "layk" için kullanıp gördüklerini yaşanmamış kabul edenlere, zalimin yanında durup mazluma timsah gözyaşları dökenlere, kıyama kalkmayı kolay zannedip elindekini muhafaza etmek için bahane satanlara, alanlara kırgınım. Bu kırgınlıkla kavuşacağım Rabbime. Söyleyeceğim bunları.
Vuslat bu. Nerede buluşacağı belli olmuyor insanın. Bazen 14 yaşındaki bir kızı Kudüs'te pazarda buluyor. Kafasına sıkılan bir kurşunla göçüyor. Elbisesine bulaşıyor kan. Huzura çıkmadan önce melekler yıkıyor onu.
"Senin kardeşin benim. Bu katillerle niye anlaşıyorsun?" diyemiyor.
Bazen vuslatına yürümen gerekiyor. Seni evinde bulsun istediğin buluşma için önce evinden ayrılman gerekebiliyor. Sonu görünmeyen bir yolu merakla yürümen gerekiyor. Yol bitip de deniz başlayınca acı acı yutkunmak serbest suya atlamadan önce. Bir kıyıya varıyor elbet denizin sonu. Kıyıya ya canlı varıyorsun ya da cansız vuruyorsun.
"Benim evim sizin hesaplarınızdan daha anlamlıydı. Hırsınızdan büyüktü odalarımız. Niye yaktınız çocuklarımızın gözlerimizin önünde büyüyecekleri resimleri? Mutlu musunuz şimdi?" diyemiyorsun…
Bazen evinde de buluyor seni. Dumanlar yükselmeye başlıyor birden. Zaten taş binada oturmasına izin verilmeyenlerin çabuk tutuşan evlerine ateş sıçrıyor. Bütün seslerin gökyüzünde toplandığını düşünürseniz günü her saati bir "ah" asılır Arakan'dan o gökyüzüne. Çocuklar ölür. Çıplak ayakları ve toza bulanmış yüzlerine bakmayın. Tertemiz gider onlar. Kadınlar ölür. Adamlar ölür. Yanarak ölür, kahırla ölürler. Cennet meyvesi pahalıdır. Kalp, asıl sahibine dönene kadar acır insan. Sonrası umman, kevser, Peygamber (s.a.v)!
"Müslümanlar etle tırnak gibi midir gerçekten? Sökülüyor tırnaklarımız. Etiniz acımıyor mu?" diyemezler…
Ahzab suresinde övülen adam ve kadınlardan çok anlatabilirim size. Sizin üzüldükleriniz için son diye yazılan haberlerin "son" olduğunu mu zannediyorsunuz? Acıyı onlar çekiyor da size pay düşmeyecek mi zannediyorsunuz? Daha ilkokulda öğretmene şikâyet edilmekten korkanlar! Sizi Allah'a şikâyet etmeye gidiyoruz. Her yaptığınızı, her yapmadığınızı, her söylediğinizi, her sustuğunuzu, her gördüğünüzü, her gözünüzü kapadığınızı, her oturuşunuzu, her kalkmayışınızı bir bir not aldım. Her şeyi anlatacağım.
Ben gidiyorum…
Ardımda bir fikir kalsın istiyorum. Zorla karşılaşınca ölüm korkusundan istikametini şaşıranlarla biz ölümden aynı şeyi anlamıyoruz. Bu bir imtihandı. Kolay olacağını söylemedi kimse. Sancısız olacağını, bedelsiz olacağını. Bu yola baş koymak, sonunda gerekirse bu uğurda o baştan vazgeçmek demekti. Bizim için karar aldıklarını zanneden ahmaklar var. Bu karar ancak göklerde alınmış olabilir. Siz kimsiniz ki..!
Kulunu razı etmek için Yaratıcıyı üzecek değiliz!
Ben gidiyorum…
Benden önce giden arkadaşlarımın yanına, Rasulullah'ın yanına. Siz kalacaksınız. Kimin doğru olduğu benim gittiğim yerde çıkacak ortaya…
Ben gidiyorum…
Çeki düzen verin kendinize. Sıranın size de geleceğini unutmayın. Şehadetin şehid gibi yaşayanlara nasip olacağını, Allah'tan başkasına kul olunmayacağını hatırlayın her daim.
Ben gidiyorum…
İbret alın bu yolculuktan. Bir araya geldiklerinde sadece aynı anda ayaklarını yere vursalar dünyayı sallayacak kalabalıktaki sizler, kardeşlerim. Sizin gözünüzün önünde yürüyeceğim ipe. Korku görmeyeceksiniz. Endişe sezmeyeceksiniz. Öfkemi de beraberimde götüreceğim.
Ben gidiyorum…
Dilerim bu gidiş size kim olduğunuzu hatırlatsın. Mazlumlar için ayağa kalkmanın bir yolunu bulmanızı sağlasın. İpler adedince baş istense, ama deseler ki bu bedel kıyam içindir, az kalır giden başlar! Boşuna terk etmez canımız bedenimizi. Mükâfatını O'ndan biliriz. Kalanlara ibret olmadığı üzer bizi…
Size son sözlerim şudur;
"Her zaman batılın, zulmün ve haksızlığın karşısında ilmi mücadeleye devam edeceksiniz. Bir mümin asla Allah'tan ümidini kesmez. Hayatınızın sonuna kadar Allah yolunda bir gaye ile görevinizi sürdüreceksiniz. Batılın tüm tuzaklarına ilim yoluyla cevap vereceksiniz. Kadınlarımızın yetiştirilmesine ve ahlâk yoluna önem vereceksiniz. Cemaat-i İslami'de asla bir lider problemi yaşanmayacaktır. Durum ne kadar kötü olursa, o kadar iyi ve kaliteli liderler yetişecektir. Ben yaşlandım. Rabbim her an canımı alabilir. Ben şehit olarak Allah'ın huzuruna gitmek istiyorum. Benim şehadetim ile beraber değişim başlayacaktır. Halkım ve dünya Müslümanlarından dua istiyorum. Eğer dünyada bir daha görüşemezsek, cennette görüşeceğimizi ümit ediyorum inşallah."
Motiur Rahman Nizami, 10 Mayıs 2016, Bangladeş (1)
Motiur Rahman Nizami Neden İdam edildi?
Nizami'nin büyük oğlu Nakibur Rahman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dakka’daki Merkez Cezaevi yetkililerinin kendisini arayarak babasının idam edildiği haberini ilettiklerini bildirdi.
Cemaat-i İslami mensuplarını itidalli olmaya davet eden Rahman, "Aile mensupları olarak metanetli ve güçlü olmaya çalışıyoruz. Sabretmekten başka çaremiz yok. Babamızın şehit olduğuna inanıyoruz. Onun göstermiş olduğu yolu takip edeceğiz. Bütün Müslümanları babam için dua etmeye davet ediyorum." dedi.
Bangladeş'te aralarında Cemaat-i İslami'nin de bulunduğu 18 muhalefet partisi, hükümetin baskıları nedeniyle ülkede özgür bir ortam olmamasını gerekçe göstererek 2014 yılı başında yapılan genel seçimi boykot etmişti. Seçimlere yalnızca iktidardaki Avami Birliği ile onu destekleyen 7 parti katılarak parlamentodaki sandalyeleri elde etmişti.
Hükümetin kurduğu mahkemede yargılandı
5 Mayıs 2016'da Yüksek Mahkeme, 1971'deki bağımsızlık savaşı sırasındaki bazı olaylardan sorumlu tutulan Nizami hakkındaki idam kararını bir kez daha onamıştı. Dört yargıçtan oluşan mahkeme heyetine başkanlık eden Surendra Kumar Sinha, mevcut hükümet tarafından kurulan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi tarafından ölüm cezasına çarptırılan Nizami'nin kararın yeniden gözden geçirilmesi için yaptığı başvurunun reddedildiğini açıklamıştı.
Daha önce Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi tarafından idama mahkum edilen Cemaat-i İslam liderlerinden Abdülkadir Molla, Muhammed Kamaruzzaman ve Ali İhsan Mücahid, af talebinde bulunmamış ve asılarak idam edilmişlerdi.
Cemaat-i İslami'nin gençlik kolunun lideri olduğu ve bağımsızlık savaşı sırasında da Pakistan ordusuna destek verdiği ileri sürülen El-Bedr güçlerinin komutanlığını yapan Nizami, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi tarafından Pakistan ordusuyla iş birliği yapmak ve sivillere yönelik eylemlerin aralarında bulunduğu 16 suçlamayla yargılanmıştı. Mahkeme, 2014'te Nizami'yi ölüme mahkum etmişti. Nizami kararı temyiz etmiş, ancak Yüksek Mahkeme, 6 Ocak'ta kararı onamıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kararı kınamıştı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da cuma günü Eyüp Belediyesi hizmet binası ve toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, "Bangladeş'te 75 yaşında bir mücahide, hiçbir dünyevi günahı olduğuna inanmadığımız insana idam kararı veren zihniyeti lanetliyorum. Her türlü girişimde bulunmuş olmamıza rağmen burada kinin, nefretin bu denli yaygınlaşmasını ve şu ana kadar bu tür idamları yapan bir anlayışı ben ne demokratik bir anlayış, ne de adil bir yönetim olarak görüyorum." ifadelerini kullanmıştı. (2)
Seçkin Deniz, 11.05.2016, Sonsuz Ark ,Yayın Dünyası'ndan,
Kaynaklar:
1- http://www.ahaber.com.tr/dunya/2016/05/11/idamina-saatler-kala-nizaminin-kaleminden
2- http://aa.com.tr/tr/dunya/cemaat-i-islami-lideri-nizami-idam-edildi/570072