10 Temmuz 2017 Pazartesi

SA4563/KY61-FÖ1: Bitmeyen Hesaplar ve ‘Büyük Kürdistan’ Planı

"Büyük Kürdistan planı için ABD ve bölgedeki uzantıları durmaksızın çalışmaktadır."


4 Haziran 2015 tarihinde Amerika’nın etkin düşünce kuruluşlarından biri olan Dış İlişkiler Konseyi’nde (CFR- Council on Foreign Relations) bir oturum gerçekleşti. 

CFR Ortadoğu Çalışmaları uzmanı Elliot Abrams moderatörlüğünde gerçekleşen oturumun konukları, o dönem İsrail BM Daimi Temsilcisi Dore Gold (daha sonra İsrail Dışişleri Genel Direktörü oldu, geçtiğimiz yıl sürpriz şekilde istifa etti. Netanyahu’nun kara kutusu olarak anılır) ve Cidde merkezli düşünce kuruluşu Orta Doğu Stratejik ve Hukuki Araştırmalar Merkezi Başkanı emekli Suudi General Enver Eşki idi. 

Nur Köprüsü için yedi madde

Oturumda General Eşki, Arap Yarımadası ve Yemen’deki umut vaat edici bir petrol sahasının işbirliğini zorunlu kıldığını belirtip bu birliğin ABD anayasası üzerinden modellenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Ayrıca Etiyopya’daki Ogedan petrol sahası üzerinden Afrika boynuzunun birleştirilmesini gerektiğini söyledi. 

General Eşki, Cibuti ve Yemen’deki Nur şehirleri arasında “Nur Köprüsü” projesinin gerçekleşmesi için yedi madde sıraladı:

  1. Arap-İsrail barışının sağlanması.
  2. İran’da siyasi düzenin değiştirilmesi.
  3. Yardımlaşma Konseyi’nin birliği.
  4. Yemen’de barışın sağlanması ve Aden Serbest Limanı’nın yeniden canlandırılması. Bu demografik istihdamı dengeleyecektir.
  5. Körfez ve Arap ülkelerinin istikrarını sağlamak amacıyla Amerika ve Avrupa’nın inayetiyle bir Arap Ordusu kurmak.
  6. Arap dünyasında İslami ilkeler temelinde demokrasinin hızlıca kurulması
  7. Büyük Kürdistan’ın kurulması. Bunun için Irak, Türkiye ve İran’ın topraklarının üçte birinin azaltılması.

Enver Eşki, “hırsların azaltılması” konusunda konuşmasının başında, “İsrail izole edildi çünkü bu barışa uygun değildi, Türkiye ise Osmanlı’nın görkemini geri getirme rüyasını uyandırdı” şerhini düşmüştü.  

Amerika’daki bu oturumdan beş gün sonra Mossad’a yakın Herzliya Enstitüsü’nde Adalet Bakanı Ayelet Shaked (“Filistinli anneler ölmeli” diyen kadın) Kürtlerle işbirliği çağrısı yaparak şunları söyledi:

“Bölgedeki ılımlıları güçlendiren bu misyon, İsrail’in ahlaki ve stratejik çıkarlarından biridir. Kürtlerle politik, finansal ve kültürel köprüler kurulmalı ve onlara birleşik bir cephede stratejik ortaklıklar kurmalıyız. Tüm bölgedeki Kürtler ve kardeşleriyle işbirliği sürecini kurma zamanı..”

Shaked’den sonra kürsüye gelen dönemin İsrail Savunma Bakanı Moshe Ya’alon da, “Müslüman Kardeşler ve Hamas’ı destekleyen Katar ve Türkiye’yi asla unutamayız” cümlesini sarf etti. 

İsrail Adalet Bakanı Shaked 2016 başında da, “Türkiye ve İran arasında yer alması gereken bir Kürt devletinin kurulması için uluslararası topluma çağrı yapmalıyız” demişti. 

2016 Ağustos ayında İsrail’in Jerusalem Post gazetesine “demokratik federalizm” istediklerini belirten KDP-İran Genel Sekreteri Mustafa Hicri, “desteklenmeleri halinde İran devletine karşı güçlü bir ayaklanma merkezi olabileceklerini” açıkladı. 

Bu açıklamadan 10 gün sonra ABD Erbil Başkonsolosluğu Siyasi Büro Şef Yardımcısı Jeff Mazor başkanlığındaki bir heyet, KDP-İRAN’ın Erbil’deki siyasi bürosunu ziyaret ederek, “KDP-İ’nin faaliyetlerinin makul ve siyasi olduğunu ABD’nin bu tür çabaları desteklediğini”  bildirdi. 

Yine aynı günlerde, Amerika’nın İran’da “ayrılıkçı Kürtlere” askeri eğitim verdiği ortaya çıktı. 

“Gölge CIA” diye anılan Stratfor’un “KDP’ye bağlı güçlerin İran içerisinde güçleneceği ve uluslararası toplumun bu örgüte destek vereceği” yönündeki analizinde, Erbil’de konsolosluk açan Suudi Arabistan’ın, İran’daki Kürt muhaliflere silah ve para yardımında bulunduğu belirtildi.

2016 Eylül sonunda da pek gündeme düşmeyen bir görüşme gerçekleşti. Birleşik Krallık Ankara Büyükelçisi Richard Moore, Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi Güvenlik Müsteşarı Mesrur Barzani ile Erbil’de görüştü. İlginç olan ise bu görüşmeye Birleşik Krallık’ın Irak Büyükelçisi Frank Baker ya da Erbil Başkonsolosu’nun katılmayışı... 

Eski Suudi general Enver Eşki’nin iki yıl önce bahsettiği “İran’da rejim değişikliğinin gerekliliği” konusu ABD Senato Silahlı Hizmetler Komisyonu Başkanı Senatör John McCain tarafından geçtiğimiz hafta yeniden dile getirildi. McCain, eski İran Şahı Rıza Pehlevi’nin oğlu rejim muhalifi Reza Pehlevi ile yaptığı görüşmede ”İran’da rejim değişikliğinin hayati bir önem taşıdığını” belirterek Pehlevi’yi kongre oturumuna davet etti.



Michael Rubin’in mektubu

Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ve Barzani konusuna gelince… 

Bu meselesinin bir başka boyutu daha vardı. 2011 Nisan ayında Süleymaniye’de başlayan Barzani’yi devirme amaçlı gösteriler patlak vermişti. Ve bu gösteriler Neo-Conlar tarafından destekleniyordu. O dönem Afganistan’da olan Michael Rubin  “2003 yılında Kürdistan’ı kurtarmaya yardım ettiğimizde bunu özgürlük, hukukun üstünlüğü ve adalet için yaptık. ABD milyarlarca doları ve 4 bin kurbanı Barzani ve Ashti Hawrami (IKYB Doğal Kaynaklar Bakanı) zengin olsun diye vermedi” demiş ve Süleymaniye Sara Meydanı’ndaki protestoculara bir mektup yazmıştı, “Sizler bu neslin özgürlük savaşçılarısınız ve kavganız önemlidir. Zafer kolay olmayacak. Kürt politikacılar eve dönmeniz için her şeyi söz verirler ama eylemler sözcüklerden daha önemlidir. (...) Süleymaniye her zaman cesur bir şehir olmuştur ve bu mücadeleniz yayılacaktır. Erbil hatta Duhok talep ettiğiniz özgürlükleri arzuluyor. (...) Tek pişmanlığım şu Afganistan’da çalışıyor olmam ancak olayları yakından takip ediyorum. Tanrı’nın inayetiyle biliyorum ki bir sonraki ziyaretim adaletin egemen olduğu özgür bir Kürdistan’a olacak." 

Yeri gelmişken belirtelim, Rubin bir nevi Cumhuriyet mitinglerinin de fikir babasıydı. 

1 Şubat 2007 tarihli “Türkiye’nin İslamcı bir Cumhurbaşkanı olacak mı?” başlıklı yazısında “Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları bu meydan okumaya karşı (Erdoğan’ı kastediyor) göğüs gerebilecek kadar güçlüdür. Parlamento Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını onaylayacak olursa sokaklarda gösteriler ve şiddet içerikli protestolar olacaktır” diyordu. 

2015 yazında da Barzani karşıtı İran destekli bir hareketlilik yaşanmıştı. O dönem Dışişleri Müsteşarı olan Feridun Sinirlioğlu liderliğinde bir heyet Kuzey Irak’a giderek KDP lideri Mesud Barzani, KYB lideri Celal Talabani ve Goran lideri Noşirvan Mustafa ile görüşmüştü. 

Türkiye, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile olan ilişkilerinde Irak’ın toprak bütünlüğü konusunu hiçbir zaman göz ardı etmemiş ve her platformda Irak dahil tüm komşularının toprak bütünlüğünü savunmuştur ki, bu Türkiye’nin temel politikasıdır. 

Türkiye olarak Kuzey Irak Yönetimi ile olan ilişkilerimiz özellikle son 10 yılda iyileşmiştir. 17-25 Aralık ihanetinin temel nedenlerinden biri de Kuzey Irak petrolleri parasının direkt Halkbank’a yatırılmasıydı. [O dönem ABD Hazine müsteşarı olan sonra CIA’nın iki numarasına getirilen David Cohen, -Trump onun yerine Gina Haspel’i getirdi- 17-25 Aralık’tan öncesi ve hemen sonrası ülkemize iki ziyaret gerçekleştirdi. İlk ziyaretinde bankalarımızı (Halkbank merkezli) İran üzerinden bir nevi tehdit etmişti.] 

Kuzey Irak’ın bağımsızlık referandumu ve bu referanduma Kerkük’ün ve hatta Musul’un da dahil edileceği mevzusu Türkiye’nin asla rıza göstermeyeceği bir durumdur. Kerkük’te göndere çekilen IKBY bayrağı ile ilgili de Türkiye ilk andan itibaren tepkisini net bir şekilde dile getirmiştir.  

Tüm bunlar yaşanırken geçtiğimiz günlerde, FETÖ’den kapatılan Kürtçe Dünya Tv muhabirinin sunduğu, Van’da geçekleştirilen ve Rudaw tv’de yayınlanan programda, “Güneyli gelin: Kürdistan’ın bir parça olması için dua ediyorum. Kürdistan çok güzel” cümlesinin manşet olarak verilmesi, yukarıda bahsedilen gelişmeler göz önüne alındığında dikkate değerdir. 

Hülasa büyük Kürdistan planı için ABD ve bölgedeki uzantıları durmaksızın çalışmaktadır. 


Faruk Önalan, 10.07.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Suların Rengi, Analizler
Faruk Önalan Yazıları



İlk yayınlandığı Yer: Star Açık Görüş




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz

Seçkin Deniz Twitter Akışı