16 Haziran 2012 Cumartesi

SA4/ME1: Sarı Mum Işığı; Kaos, Kâbus, Azâp ve Hâz

"Evden çıktım. Tekrar yetişkin ruhu oldum. Sonra başka ruhların  ışıklarla girdiği kalbur deliklerine uzandım. Uzanacaktım."


Bir ruh oldum. Çocuk ruhu oldum. Gittim, onlara tepelerinden baktım.

Kadın ve erkek  uzak koltuklarda oturuyorlardı. Geniş ve lüks bir evleri vardı. Salonda bir metre boyunda, kütük gibi kalın bir mum yanıyordu. Gündüzdü. Kalın, gün ışığı geçirmeyen perdeler çekilmişti.

Ruhlarında karanlık vardı. Kadının gözleri karanlıktı. Erkeğin gözleri karanlıktı. Sarı mum ışığından başka, hiçbir ışık yoktu. 'Sarı Mum Işığı'.

Kadının uzun sarı saçları, gözlerini saklayarak önüne sarkıyordu. Başı eğikti. 'Sarı Mum Işığı', kapakları kapalı gözlerini aydınlatıyordu. Her iki eli, birbirine yapışmış kısa eteklikli bacaklarının arasındaydı. Sımsıkı kilitliydiler. Beli, eğikti. Koltuğa oturtulmuş bir iskelet gibi görünüyordu; hareketsizdi.

Erkek soğuk ve uzak bakıyordu. 'Sarı Mum Işığı' duygusuz gözlerinde parıldıyordu. Bacaklarından biri diğerinin sırtındaydı. Sağ eli şakağında, sol eli koltuğun derisini kavramıştı. Gergindi. Uzun siyah saçları, şakaklarından geriye doğru dalgalıydı. İnce burnunun kapakları sık sık açılıp kapanıyordu.

'Sarı Mum Işığı' birdenbire dalgalandı.Havada asılı kalan gerginlik, gürlemeye başlamıştı. Erkek, ayaktaydı. Kadın iyice içine büküldü. Küçüldü; bir nokta kadar oldu. Suçluluk duygusu tepesinden bastırıyordu. Dudakları yalvarıyor; elleri birbirini yiyordu.

"Sana," dedi erkek ve biraz durakladı, sonra, "Sana defalarca söyledim, istemiyorum!" diyerek kükredi.

Gün ışığı geçirmeyen perdeler titredi. Uzun ve kalın mum sarsıldı. Deri koltuklar terledi. Gümüş âvizeler şangırdadı. Halılar kıpraştılar. Dışarıdan haykıran kuş sesleri geldi. Gök gürledi. Ben, korktum. Kadın kıpırdamadı. Sonra kıpırdadı; hıçkırdı dudakları. Hıçkırdı içi. 'Sarı Mum Işığı' gündüzün karanlığını yaladı, geçti. 'Sarı Mum Işığı'.

'Sarı Mum Işığ'ı, kadının içini aydınlatamadı. Ayrılık rengi, kadının gözkapaklarına kezzaplar döküyordu. Kadın, 'Sarı Mum Işığı'ndan nefret ediyordu. Kadın, gözlerini açmıyordu. Kadın, erkeğin gözlerindeki karanlığı görmek istemiyordu. Kadın, erkeğin ruhundaki kaosu görmek istemiyordu. Kadın, 'Sarı Mum Işığı'nı görmek istemiyordu. Kadın, kendi içindeki kaosu saklamak istiyordu. Gözlerinden çıkıp gitmesini istemiyordu. İçindeki kaosun, 'Sarı Mum Işığı' ile çıkış bulmasından nefret ediyordu. Kaos, kâbus'a dönüşecekti.

'Sarı Mum Işığı' yatak odasından geçmişti. Erkeğin gözlerinde yalazlanmıştı. Zevkin yüksek tepelerinden aşmıştı ve... Ve bir kuş konmuştu içine. Bir su damlası kadar küçük. Küçücük. Dakikalar, saatler, günler ve aylar geçtikten sonra büyüyecek olan ve ışıyacak  olan bir ruh, bir beden, bir çocuk, bir insan... Küçücük. Kadının karnında, içeriden beline asılı duran bir kan pıhtısı...Küçücük bir kuş.

Sarı Mum Işığı, hâzzın iki kişilik rengini aydınlatmıştı. Bağırtılar ve iniltiler arasında. Şimdi, 'Sarı Mum Işığı' sonsuza dek hâzzı aydınlatmak için salondaydı. Erkeğin kızgın gözlerinden kızıyordu. Kadının içindeki minik kuşun ölmesini istiyordu Sarı Mum Işığı. Hâzza şahitlik etmek için. Hâzzı sürdürmek için. Sarı ayrılık şarkılarını haykırıyordu, bir metre boyunda kalın bir kütük gibi salınan bedeniyle.

Kadın cılızlandı. Alt ve üst dudakları birbirinden zorla, koparak ayrıldı. Erkeğin gözlerinden öfkeyle bakan 'Sarı Mum Işığı'na baktı. Kadının gözleri kapalıydı. Dudakları açık.

Kadının dudakları, erkeğin gözbebeklerinde arsızca alevlenen 'Sarı Mum Işığı'na baktı.

"Sevgimizin meyvesiydi, senden bir parçaydı!" dedi, ruhunun köklerindeki derin azâpla, "Ve o, şimdi, bendeki parçayla birlikte bende!"

Parçalar dağıldı; renkler bozuldu.

Gün ışığı geçirmeyen perdeler aralandı. Uzun ve kalın mum duruldu. Deri koltuklar serinledi. Gümüş âvizeler dikkat kesildi. Halılar yumuştular. Dışarıdan haykıran kuş sesleri kesildi. Gök tenhâlaştı. Ben, meraklandım. Kadın sustu. Sonra dudakları kıpırdadı; hıçkırdı dudakları. Hıçkırdı içi. Sarı mum ışığı gündüzün aydınlığında yalandı, geçti. 'Sarı Mum Işığı'.

Erkek, kadının içindeki kaosu kendi kaosuna benzetmek istedi. Kadının gördüğü kâbusları, sonraki azâplara dönüşecekken tuttu. Hâzza dönüştürmek istedi... Gülümsedi ve kadının içi filizlendi. Kadın ümitlendi. İçindeki içle onun içindeki iç birlikteydi kendi içinde. Umut içindeydi. Ama 'Sarı Mum Işığı' hiçbir yere gitmemişti; adamın gözlerindeydi.

"Daha çok genciz!" dedi, kıvrılarak 'Sarı Mum Işığı', "İstediğimiz zaman yaparız!"

Kıvrılarak geçti gitti, gri karanlığın arasına... Ayrılığı oralara kadar taşıdı...

Kadın oturduğu yerde kaykıldı. Kadının elleri ayrıştı bedeninden. Kadının kulakları uğuldadı. Kadın derin bir boşluğa düştü. Haykırışlar, acılar ve boğazlanan bir çocuk belirdi gözlerinde. Bir bebek. Kalbi tık tık atan bir bebek. Bebeğin kalbinin tıkları büyüdü büyüdü, evreni doldurdu.

Kalın perdeler kayboldular, mum eridi; koltuklar parladılar, gümüş avizeler ışıldadılar, halılar yumuşak yünsü ellerini çırptılar. Neşe ve ışık doldu her yere. 'Sarı Mum Işığı' yok oldu. Bebekten bebekler çıktı. Uzun ve geniş bir ırmak oldu bebekler.

Kadın kaykıldığı yerden kaldırıldığında, erkeğin gözlerinde hüzün vardı. Kadının kalbi atmıyordu. Kadın, bebeğinin kalbinin tıkırtılarına son vereceğine kendi kalbinin tıkırtılarına son vermişti. 'Sarı Mum Işığı' hâzzın hayâliyle kadını öldürmüştü. Doymamış hâzzın, doğmamış hayatları kalmıştı geride.

Korkum dağlara tırmanmış ve yorulmuştu. Anne olma özlemiyle bir kalp durmuştu; o kalp durunca başka bir kalp daha durmuştu.

Evden çıktım. Tekrar  yetişkin ruhu oldum. Sonra başka ruhların  ışıklarla girdiği kalbur deliklerine uzandım. Uzanacaktım.


Mustafa Ege - Cm, 16/06/2012 - 19:24/ İz Etki Ekinoksları 11



Oyuncu:  Bahar Türker 

Konu   :   Kürtaj
5 Mar 2014 


Bahar Türker Pala odition videosu kürtaj konusunu işlemiştir. Kürtaj sonrası bir kadının psikolojisini konu alan video oyuncu Bahar Türker tarafından performe edilmiştir. Bahar Türker Pala deneme çekimi olarak hazırlanan performans çekiminde sevgilisi tarafından bebeğini aldırması istenen, kürtaja zorlanan bir kadını canlandırırmıştır. İkili ilişkiler üzerine tespitlerin de yer aldığı kürtaj konulu video doğaçlama olarak hazırlanmıştır. 

Her sekansı spontane repliklerle oynanan video tek kişilik bir performans çalışması olup, oyuncu video süresince dramatik öğelerle izleyiciye seslenmektedir. Tek mekan ve zamanda geçen deneme çekiminin jest, mimik ve beden dili ile konuşma desteklenen anlatımı birkaç dakikalık bu video ile sunulmuştur. Oyuncu Bahar Türker Pala hakkında detaylı görüş elde edebileceğiniz performans oyuncunun dramatik sahnelerdeki canlandırmasına bir örnek teşkil etmektedir


http://www.youtube.com/watch?v=rY6sLCVglOQ 

Seçkin Deniz Twitter Akışı