22 Eylül 2012 Cumartesi

SA65/ÂA6: Emperyal Ölümün Soğuk Nefesi ABD'nin Ensesinde

"Siyonist, masonik entegrasyona mahkum özgeçmişinin  kurbanı olduğunu bilen ve sadece bu yüzden vahşi geçmişinin son mirasçısı olan neoconları büyük öfkelerle sindiren Amerikalılar, korkunç bir geleceğin beklendiği son kapıyı sımsıkı kapatmaya çalışıyorlar."

Roma İmparatorluğunun bölünmesinin nedenleri arasında sayılan ve aynı zamanda geçmiş tüm imparatorlukların hepsinin sonunu getiren temel nedenler, 2012 yılında geçmiş tüm imparatorluklardan daha güçlü ve hakimiyet alanı en geniş tek imparatorluk olan Amerika Birleşik Devletleri için de geçerli. Paralı askerlerin ayaklanması, valilerin ayaklanması, ekonomik sıkıntılar, savaşların uzaması, Hıristiyan halkın ayaklanması, kavimler göçünden gelen kavimlerin Roma savunmasını çökertmeleri...

ABD'nin bölünme ve yıkılma nedenlerini güncellersek görebileceğiz;
 Filipinler'den Özbekistan'a, Türkiye'den Basra Körfezi'ne, Kuzey denizlerinden Akdeniz'e, Pasifikten, Hint ve Atlantik Okyanusu'na kadar dünyanın 70'ten fazla yerinde askeri üsleri, karakolları bulunan ABD'nin Kore, Vietnam, Irak ve Afganistan savaşlarında öldürülen maaşlı askerlerinin ailelerinin sessiz ve derinden gelen ayaklanmaları, Birleşik Devletler'i oluşturan eyalet valilerinin diğer eyaletlere karşılık borç batağındaki bütçeleri için ayrıcalık istemeleri, 2008'de ağırlaşmaya başlayan ve 2012'de zirveye çıkarak  iki trilyon dolara kadar karşılıksız para basmak zorunda kalan batık ekonomisi ve milyonlarca işsizin Wall Street'i işgal edecek derecede öfkelenmeleri, Afganistan'daki vahşi işgalin uzaması ve artan sayıda ABD askerinin öldürülmesi, Irak'taki rezaletin etkilerinin sürmesi, Müslüman Arapların ayaklanmaları ve göçmen sorunlarının artarak tehlikeli boyutlara ulaşması.

Mısır asıllı Amerikalı Kıpti bir hıristiyanın İslam Peygamberi'ne hakaret etmeye çalışan aşağılık bir filmle müslüman dünyasını galeyana getirmesi ile başlayan protesto gösterilerinin arkasına saklanan bir saldırı  sonucu ABD'nin Libya Büyükelçisi'nin öldürülmesi Amerikalılara büyük bir şok yaşattı; hazır değillerdi. Dışişleri Bakanı Clinton, özgürlük hediye ettikleri Libya'da elçilerinin öldürülmesine şaşırmıştı. ABD bir operasyona maruz kalıyordu; şaşkınlıkları bundandı.

2012 Kasım Başkanlık seçimlerinde kendi emperyal geleceğini oylamayacaktı ABD; çöküşünü sırtlayacak bir başkan seçecekti. Elçi'nin öldürülmesi ABD'nin çılgınlar gibi saldırmasını gerektirecek kadar büyük bir olaydı. Ancak ABD,  eski süper güç değildi ve kendi mutfağındaki kıtlığın derdindeydi; bunu en çok sokaktaki Amerikalı biliyordu. 

Sokaktaki Amerikalı Cumhuriyetçi Başkan Adayı Romney'in kendisini değil zenginleri umursadığını da öğrenmişti. Anketlerde Başkan Obama'ya oy veren %47'lik işsiz ve yoksul kesimin ABD'nin çökmüş ekonomisinin blok kanıtı olarak göz önünde duruyor olması, ABD'nin elçisinin hayatına karşılık geniş çaplı operasyonlar yapamayacak derecede felçli bir algıya mahkum olduğunu da gösterecekti.

 ABD dolmayan obez midesine kilitlenmişti; hastaydı.19. yüzyılda Havaii'den Filipinlerden başlayan büyük sömürge operasyonunun son günleri gelmişti. Elçi'nin öldürülmesi, El Kaide hayaletinin suç listesine dahil edilerek ABD'lilere hazmettirilecek, büyük şovlarla öldürüldüğü iddia edilen Bin Ladin'in diyeti olarak elbette unutturulacaktı.

Amerika Birleşik Devletleri operasyonel gücünü çöken ekonomisi yüzünden yitirmiş durumda. İran'a yönelik kuşatma stratejisini gözden geçirerek, İran'la  kısıtlı ticaret izni verdiği ülkelerin sürelerini uzatarak, İran'a saldırmaya çalışan İsrail'in Başbakan'ı Netanyahu'ya  Başkan'la görüşme izni vermeyerek ve  Suriye'de kendisinin başlattığı ayaklanmaya sırtını dönerek çözülmüşlüğünün, çöküşünün ek göstergelerini seçim kulislerine mahkum ederek büzüşüyor ABD.

Japonya ve Çin arasında yeni çatışma nedenleri üreten, küresel kur savaşlarında hâkim pozisyonunu sürdürmek için elinden geleni yapan, çöken Avrupa Birliği'nin ayakta kalan tek devi Almanya ile sürekli stratejik çatışmalar yaşayan ve sadece insansız hava araçlarıyla elde ettiği öldürme gücüyle, stratejik tehditlerle ayakta kalmaya çalışan bir ABD'nin ensesinde ölümün soğuk nefesinin dolaştığını görmemek ancak körlere mahsus bir zaaftır.

Siyonist, masonik entegrasyona mahkum özgeçmişinin  kurbanı olduğunu bilen ve sadece bu yüzden vahşi geçmişinin son mirasçısı olan neoconları büyük öfkelerle sindiren Amerikalılar, korkunç bir geleceğin beklendiği son kapıyı sımsıkı kapatmaya çalışıyorlar. Yüzleri, yeniden diriltilen İslam düşmanlığına döndürülmeye çalışılsa da, dış dünya, yeni dünyanın eskiyen, eriyen, yorulan ve aç kalan Amerikalılarının çok da umurunda değil.

New York metrosuna mahkeme kararıyla asılan afişlere sıçramış kindar ve ayrımcı vahşete monte olamayacak kadar asosyal ve depresif bir topluluk için emperyal bir ölüm korkulacak bir son değil, belki de kafalarını dinleyecekleri bir fırsat olacak.


Âkil Ağazâde, Sonsuz Ark, 22.09.2012

Seçkin Deniz Twitter Akışı