“Ölçüde haddi aşmayın. Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın.” Kur’an/Rahman
8-9
Kapitalizmin, tefeciliğin, stokçuluğun, karaborsacılığın ve diğer benzer formların teorik ve eylemsel olarak tekelciliğin (tröstlerin) basit birer aracı olduklarını hepimiz biliyoruz. Eksik tartmak olarak tanımladığımız tüketicinin/müşterinin aldatılması ise daha teknik-estetik bir tröst aracıdır ve bu araç çok ciddi ekonomik, biyolojik ve ekolojik problemler üretmektedir.
Tüketicinin aldatılması çok karmaşık pazarlama teknikleri kullanılması ile mümkün olsa da, bu aldatmanın her türlü ticarî faaliyete izin veren hükümetlerin çıkardığı yasalar ve yönetmeliklerle organize olabileceği ya da denetlenebileceği gerçeği, aldatma faaliyetlerinin tümünde hükümetleri birinci dereceden sorumlu tutuyor.
Örneğin günümüzde, gıda ve benzeri tüketim faktörlerinin ambalajlarında ‘İngredients-İçindekiler- ülkelerin gıda kodekslerine uygunluk bazını, uluslararası gıda kodekslerine uygunluk bazına yükseltmek zorunda kaldığında sözkonusu ülke gelişmişlik endekslerinde bir üst sınıfa ya da basamağa yükselmiş olarak tanımlanıyor.
Ambalaj ve içindekiler kavramının oluşmadığı ülkelerin geri kalmış ülkeler olarak sınıflandığı dikkate alınırsa, standart belirleme gücü, gelişmiş ülkelerin elinde bir tanımlama ve müdahale etme aracı anlamına geliyor. Bu güç, sağlıklı beslenme konforunun içine sıkıştırılmış steril bir ‘eksik tartma hakkı’ olarak kullanılıyor ve haksız kazanç için gerekli olan üst katmanı oluşturuyor. O katmanda da binlerce sağlıksız ambalaj ve içerik hazırlama özgürlüğü var. Tröstler, kendi hareket alanlarını kendi stratejileri ile belirleyebildikleri için tüketicileri diledikleri şekilde ikna ederek aldatabiliyorlar.
Tescilli denetlemelerden kurtulabilmek için en alttaki denetmenlerden en tepedeki hükümet yetkililerine kadar geniş bir hiyerarşik alana sızma girişimleri, küresel anlamda tarihin her çağında yaşanmış örneklerle dolu. Her ülkenin yerel üretici şirketlerinin hükümetlerle alttan kurmaya çalıştığı denetim ve tescil kaygılı ilişkiler, küresel şirketlerin tepeden kurdukları ilişkilerden daha niteliksiz olsa da, yerel şirketlerin küresel şirketlerle kurduğu organik bağ-ortaklık, hükümetlerle olan ilişkileri yürütmek için –kısmen de olsa- en tepedekileri by-pass etme imkanı tanıyor. Bu anlamda hem yerel hem de küresel şirketlerin binlerce yıldır değişmemiş olan en büyük değişkeni de rüşvet.
Rüşvet’in, insanların alışverişlerinde aldatılması için, yani müşteri aleyhine ‘Eksik Tartma’nın daha estetik ve yasal çerçevelerde itirazsız sürebilmesi için gerekli olan katmanları oluşturması, ülkelerin gelişmişlik düzeyiyle ilgili değil, dinî ve ahlâkî ilkelerin özümsenme oranı ile ilgilidir; dinden ve ahlaktan uzaklaştıkça geliştiklerini iddia eden ve bu gelişmişlikle standart oluşturma gücü elde eden gelişmiş ülkeler bu anlamda teknik soyguna daha çok yatkınlar.
Tüketici, gelişmiş ülkelerde ‘eksik tartma’ ile aldatılmamak için daha çok polisiye nitelikler kazanmak zorunda. Ki; yasal haklarını koruyabilmesi için aynı sistemin yargı kurumlarına ‘eksik tartma’ fırsatı vermesin.
Yerel ve küresel tröstlerin denetlemelerdeki hükümet etkisinden sonra ulaştıkları diğer alan da yargısal alan… ‘Eskik Tartanlar’ çıkarılan yasaların şeklini ve içeriğini değiştiremediklerinde, yargıçların ve savcıların ulaşılabilir olmasını mümkün kılmak için rüşvet aracını sıklıkla kullanırlar. Güçlü şirketleirn kalabalık hukuk bürosu, sadece çalışanların haklarından doğan anlaşmazlıklarla ilgilenmez, aynı zamanda vergilerin daha az ödenmesi ve şirket sahibine daha fazla kazanç sağlanması için gerekli olan yasaların incelenmesi ve düzenlenmesi konusunda da savaşırlar. Hedef; tüketicileri fiyattan, kaliteye, reklama kadar ‘Eksik Tartma’ ile aldatmaktır.
Gelişmiş ülkeler, teorik olarak oluşturdukları ‘Mali Polis’ kavramını da, yasal göz boyama yöntemleriyle etkisizleştirmekte çok başarılılar. Bu kategoride ‘Uzlaşma’, yasal hırsızlığın sistem tarafından onaylanması ve sürmesi için yasal altyapıları hazırlanmış, tröst değişkenlerinden sadece biri; ancak bu uygulamanın varlığı hükümetlerin ‘Eksik Tartma’ya destek verdiğini de deşifre ediyor.
Gelişmiş ülkelerden ABD, Rusya, Almanya, Hollanda, Danimarka, İsviçre, Finlandiye, Fransa, İtalya, İngiltere, Japonya, Kanada küresel rüşvet ağını en çok genişleten ve tabana yayan ülkeler. Küresel şirket ağları gelişmekte olan veya gelişmemiş ülkelere uzanırken en önemli araç olarak rüşveti kullanıyorlar. Rüşvet, sonraki ‘Eksik Tartma’nın gerçekleşebileceği özgür(!) bir alan açıyor.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü(TI)’nin, gelişmiş ve gelişmekte olan 28 ülkede 3 bin 16 şirketin yöneticisiyle yaptığı araştırmaya dayanarak hazırladığı ''2011 Rüşvet Ödeyenler Endeksi''ni açıklayan TI Başkanı Huguette Labelle, rüşvetin birçok şirket için sıradan bir vaka olmaya devam ettiğini belirterek, ''G-20 ülkelerinin, Fransa'nın Cannes kentinde bu hafta düzenleyeceği zirvede, yurt dışında rüşvet vermeyi acil bir sorun olarak çözmeye çalışması gerektiğini'' söylemiş ve ''G-20 ülkelerinde yeni yasaların, sürdürülebilir toparlanma ve büyümede istikrar koşulları yaratmada adil ve daha açık küresel ekonomi oluşturma fırsatı sunacağını'” umarak rüşvet çarkının bozulması gerektiğine dikkat çekmişti.(*) Ancak bunun mevcut din ve ahlak algısı sürdükçe gerçekleşmesi imkansız bir umit olduğu çok açık.
Ernst&Young 2012 Küresel Yolsuzluk Anketi’ne göre -dünya genelinde bin 758, Türkiye'den ise 50 şirket yönetici ve çalışanının görüşleri alınmış-, iş kaybetmemek veya yeni iş almak için nakit rüşvet verebileceğini belirten yöneticilerin oranı 2010'da dünyada yüzde 9, Türkiye'de yüzde 4 iken, yeni anket sonuçlarına göre dünyada yüzde 15'e, Türkiye'de yüzde 16'ya yükselmiş. Ciro artış hedefini yakalama baskısıyla ilke ve yasalara uygunluğun göz ardı edilebildiğini belirten yönetici sayısında hem küresel sonuçlarda hem Türkiye sonuçlarında artış gözlemlenirken, rekabet şartları iş etiğine aykırı davranış ve uygulamalar ile bozuluyor.
Rekabet şartlarının şirketler lehine değiştirilmesinin tüketicinin aleyhine ambalajlar ve içeriklerle her türlü dayanıklı-dayanıksız tüketim maddelerinin pazarlanması için yapıldığı da net. ‘Para’nın ana değişim aracı olduğu her türlü ticarî ilişkide ölçü ve tartıdaki hile, insanların mallarını eksilterek, ahlakî ve dinî değerlerden uzak olarak, yerel ve küresel algılarda büyük bir bozgunculuğu örgütlüyor.
Yahudilerin ve Hıristiyanların da kabul ettiği ölçü ve tartı da hile yaptıkları anlaşılan Medyen Halkı’nın Peygamberi Şuayb’e Allah’ın bildirdiği buyruklar şöyle:
“Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay hâline! Onlar insanlardan ölçüp aldıkları zaman, tam ölçerler. Fakat kendileri onlara bir şey ölçüp, yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar. Onlar, büyük bir gün; insanların, âlemlerin Rabbinin huzurunda duracakları gün için diriltileceklerini sanmıyorlar mı?” Mutaffifîn: 1-6
“Medyen halkına da kardeşleri Şuayb’ı peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Rabbinizden size açık bir delil gelmiştir. Artık ölçüyü ve tartıyı tam yapın. İnsanların mallarını eksiltmeyin. Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin. İnananlar iseniz bunlar sizin için hayırlıdır.” A’râf 85
İnsanlığın faiz, rüşvet, eksik tartma-ölçme, hile ve diğer din-ahlak dışı bozgunculuk değişkenleri ile karanlığa gömülmesinin önündeki en büyük engel din iken, yani İslam iken, yine din ve ahlak terminallerinden beslendiklerini iddia edenlerden bir kısmının da bu beslenme ağına etkin birer faktör olarak katılması ve gelişmiş olduğu iddia edilen ülkelerde İslamafobi oluşturulması karanlığın sürmesini ve derinleşmesini sağlıyor. Sermayelerin renklerine indirgenen kriter aralıkları, giderek daha siyonist, daha neo-con ve daha acımasız bir bozgunculuğa hizmet ediyorlar.
Sağlıklı düşünebilmek, sağlıklı stratejiler belirlemeyi şart koşuyorsa, insanın kendi kısıtlı, çıkar amaçlı genlerini dengeleyecek olan ilâhî kanunlara bilerek ve isteyerek uyması gerekiyor. Materyalist, darwinist çizgi, kapitalizmin de komunizmin de besleyeni olmakla, alternatif üretemeyeceğini de 200 yıllık bir macera ile herkese anlatmış durumda.
İnsan, kendi geleceğini eksik ölçüyor ve tartıyor.
Ragıp Kefeci, Sonsuz Ark, 07.10.2012
Ragıp Kefeci Yazıları
Not: Başlıktaki 'Modern' vurgusunda, tarih boyunca bir düzen, çark dayatan yapılar kastedilmiştir
*http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1008091-en-cok-rusveti-rusya-ve-cin-veriyor
Rüşvet Tartışmaları ve Haberleri için Bakınız:
1- http://www.stargazete.com/dunya/rusyadan-abd-buyukelcisine-rusvet-tepkisi/haber-591170
2- http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1008091-en-cok-rusveti-rusya-ve-cin-veriyor
3- http://www.gidahareketi.org/Rusvet-Iddiasi-Icin-Suc-Duyurusu-617-haberi.aspx
4- http://www.zaman.com.tr/newsDetail_getNewsById.action?haberno=1343617&title=abdde-rusvet-skandali
5- http://cadde.milliyet.com.tr/2012/09/28/YazarDetay/1532793/ugur-dundar-sahiden-bitti-
6- http://dunya.haber.pro/haber-Ingilterede-Rusvet-Skandali-37798.html
7- http://www.medyakulisi.com/gazete/ingiltereyi-karistiran-rusvet-skandali/m3673.htm
8- http://spor.milliyet.com.tr/almanya-blatter-in-istifasini-istedi/spor/spordetay/14.07.2012/1567002/default.htm?ref=haberici
9- http://www.medyafaresi.com/haber/74044/guncel-almanyayi-sarsan-rusvet-skandali.html
10- http://nethaberci.com/sondakika-ekonomi-haberleri/turk-adaletine-alman-bankasi-rusveti-154031.html
11- http://dunya.milliyet.com.tr/elysee-yarisinda-rakibine-rusvet-mi-verdi-/dunya/dunyadetay/07.10.2012/1607948/default.htm
12- http://www.retailnews.com.tr/sn/editors/pt/full/lang/tr/catId/81/id/7300/seo/Yunanistan_9_milyar_dolar_rusvet_
13- http://www.aktifhaber.com/abdnin-devinden-turkiyeye-rusvet-665695h.htm
14- http://www.dunya.com/mobi/news_detail.php?id=146501