Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"‘Sınanmış Renkler’ nefsinizin, çevrenizdeki nefslerin hayattan almak istedikleri tatlarda, gördükleri, yaşadıkları sıkıntılarda, hayallerinde, Allah ile olan ilişkilerinde her ne var ise renk olarak hayatı tamamlayan her şeyi anlatacak. Öncesini, sonrasını ve bizzat kendisini seyredeceğiz dileklerin, dertlerin ve umutların…"
Dede, nine hayatın sınanmış renklerini, elinden geldiğince, kızmadan, gücenmeden sonsuzmuş gibi görünen merhametiyle torununa giydirmeye gelmiştir. Bu böyledir, çünkü; Allah öyle istemiştir. Allah böyle kurmuştur nesiller arasındaki köprüyü. Kılavuzunu insandan yapmıştır. Dedeleri ve nineleri olmayan torunlar, eksik yetişirler; kusurlarını merhametle örtemeyen ebeveynlerin ellerinde bu yüzden tutsak, mağdur ve mahkûmdurlar.
Tedirgin anneler ve yorgun babalar, tırmandıkları yokuşların yüklerinden titreyen yüreklerini merhamete emanet edemezler; merhametin olmadığı yerlerde merhametin maraza katık olacağından korkarlar; haksız da değiller.
O yüzden dedeler ve nineler torunların en güvenli limanlarıdırlar ve o yüzden bilgeler, insanların dedeleridirler… Nesilden nesile yürüyen zihinlerin köprülerini onlar inşa ederler; onlardır merhametsizlere karşı merhameti hatırlayanlar; onlarsız hayat damarları kopuk olan hayattır; çok sürmez.
Telveler’den sonra, şimdi, döndüğümüzde ‘Sınanmış Renkler’i sizlere anlatmak gerek dedik. ‘Sınanmış Renkler’ nefsinizin, çevrenizdeki nefslerin hayattan almak istedikleri tatlarda, gördükleri, yaşadıkları sıkıntılarda, hayallerinde, Allah ile olan ilişkilerinde her ne var ise renk olarak hayatı tamamlayan her şeyi anlatacak. Öncesini, sonrasını ve bizzat kendisini seyredeceğiz dileklerin, dertlerin ve umutların…
Zamandan gittiğimizden bu yana, çağıran zamana geri döneceğimizi düşünüyorduk. Yorgunduk, omuzlarımız eskimişti. Gitmemiz gerekiyordu; vakti gelmişti zamandan gitmenin. Ömür, Allah’ın takdir ettiği kadardır, insan saatini ne öne alabilir ne de sonraya erteleyebilir. O yüzden sınananların merhamete muhtaç olduklarını gördükçe geri duramazdık. Çağrılan nasıl çağırana sırtını dönebilir ki?
Hepimiz merhamete muhtacız, hepimiz dizinin dibinde dinleneceğimiz, bizden aş, iş beklemeyen, duygularımıza muhtaç olmayan, heveslerimizin mefûlu olmayan sesler duymak isteriz… Biz yaşlılar bunu bizden daha gençlerden daha az isteriz, zira biliriz ki, insanın insana hevesi vakitlidir. İnsanın insana vereceği de vakitlidir, hadlidir ve insan ne zamandan ne de mekândan münezzehtir… O vakit harf zamandan ve mekândan muaftır yazıldıktan sonra, harflerin rengini sınanmış renklerle boyamak gerek, dedik.
Ruhlarınıza sinmiş renklerin ağır kokularını ağartamayız belki; ama içinizde birikmiş olan öfkeyi, sıkıntıların küllerini, isyanın ve nisyanın kahrını biraz daha uzaktan görmenizi, bizim gidip durduğumuz dağların ardında gördüklerimizle elden geçirebiliriz…
İnşaallah gemimiz yol alacak yine… burada, dostların ılık seslerini duyacağız, renklerin solmamış hallerine özlem duyanlarla kahveler içeceğiz. Bizim yanımız, derdi olana açıktır; derdi olmayan bizim yanımızı bilmez, bizim yanımızda kahve içmez.
Hoş bulduk mu dostlar? Hoşluğa sınanmış renklerin tortularını bırakacak mıyız beraberce?..,
Hoş ve hoşnut kalınız.
Selam ve sevgiyle.
Yaşlı Bilge, 08.12.2012, Sonsuz Ark, Peynir Gemisi'nden, Sınanmış Renkler 1
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.