"Sonra renkleri seçerler; ak beyazı, kara siyahı."
Düşündüğünde…
düşündüklerinin ruhları sarar insanı. Düşündüklerinin ruhları, düşündüğü anda düşünmediklerinin
ruhlarından ayrışır gelir, zihnini sarar, sarmalar… Geçmişin ve geleceğin
apışıp kalmışlığında gezindikleri gibi tüm ruhlar, şimdi’nin rengarenk
göklerinde çağıldar, coşar ve diri olan insanın kanına girerler. Sonra renkleri
seçerler; ak beyazı, kara siyahı.
İnsanı diriltirler; insanı ölülerden ayırır, ölülerin kalakalmış hâllerini sorgulatır ve yeniden, yeniliklere kanat çırparlar. Kanat çırptığında ruhlar, kendi geçmişlerinden kopar, bir tek ruh olurlar. Bir tek ruh, yepyeni bir ruh… işte insan düşündüğünde o yepyeni ruh doğar; diğer ruhlardan başka, diğer ruhlardan özgür.
Düşünmediğinde ama… düşünmediğinde insan, düşündükleri olmayınca insan, düşündüklerinin ruhları coşkularla birleşmez ve insanı insan yapamazlar.
Düşünmediklerinin ruhları sarar bu kez yar başındaki insanı… Düşünmedikleri, düşünemedikleri çekiştirir zihninin her bir yanını; öteler, iteler, tırmalar ve dağıtırlar… Dağıttıkları gibi bırakır ve sonsuza dek çekiştirilmiş, rahatsız ruhuna tebelleş olurlar insanın.
İnsan, sallantılı bir gemide çeker küreklerini; sallantılara alışmış bir rahatlıkla çalışır bedeninin kolları. Kaygısız, telaşsız ve vurdumduymaz insan, küllerine yaslanır düşünmediklerinin yangın yerinde. Düşünemediklerinin dürtemediği kadar ölü, diğer dirilerin uzağında duracak kadar bencil, benmerkezil. Bir sülük gibi, teker teker öldürür kendisini diriltecek olan düşüncelerin ruhlarını…
Kendisi, kendisinden önceki ölülerin diri maskelerle göründükleri yerlerde ölümünü kutlar ruhunun. Kendisinden önceki ölüler gibi nefes alır; onlar gibi çemirler dudaklarını duaların. Onlar gibi alır abdestini; hiç aklanmadan, hiç paklanmadan, arındıran suyun temizliğine dokunmadan.
Yar’dan aşağı düştüğünde ruhu acımaz bu yüzden, bu yüzden kendisinden önceki ölüler gibi, tutunacağı düşünceleri yoktur.
Düşündüğünde insan, düşündüklerinin ruhları tekleşip insanı dirilttiğinde, insan iyi bir insandır ya da değildir. İnsan iyi bir insandır, çünkü; düşündüklerinin ruhu, iyiliklerden alınmış bir berekettir. İnsan iyi insandır, çünkü; düşündüklerinin zihninde oturduğu tahtlar berraktır, diğergâmdır. Genişlemeye, kanatlarını açıp yoksuna, yoksula, eksiğe iyilik katmak ister diriliği.
Diriliğinden, kötülüğün ilişemeyeceği bir dağ büyür; ak bir dağ, süt beyazı bir dağ, gök rengi bir umut. Düşünmediklerinin ruhları, kötülüklerin ruhları, onu didiklese de o emeklemez, kötülüğün didiklemelerine emek vermez. İnsan iyi bir insandır çünkü… iyi bir insan diri bir insandır, yaşayan ve yaşamayan ölüler için.
Düşündüğünde insan, düşündüklerinin ruhları tekleşip insanı dirilttiğinde, insan iyi bir insandır ya da değildir. İnsan kötü bir insandır, çünkü; düşündüklerinin ruhu, kötülüklerden alınmış bir necasettir, felakettir. İnsan kötü insandır, çünkü; düşündüklerinin zihninde oturduğu bataklıktır, kapkara bir sülüktür. Daralmaya, kanatlarını büzüp varlığa, varsıla, fazlalığa tamah eder diriliği.
Dirilik gibi görünen kapkara renginde yaşatır necaseti. Diriliğinden, iyiliğin seslenemeyeceği sağır bir dağ büyür, siyah bir dağ, kötülük karası bir dağ, cehennem rengi bir karamsarlık. Düşünmediklerinin ruhları, iyiliklerin ruhları, onu didiklese de o renk vermez, iyiliğin didiklemelerine emek vermez. İnsan kötü bir insandır çünkü… kötü bir insan diri bir insandır, yaşayan ve yaşamayan bir ölüler için.
Düşündüğünde…
düşündüklerinin ruhları sarar insanı. Düşündüklerinin ruhları, düşündüğü anda düşünmediklerinin
ruhlarından ayrışır gelir, zihnini sarar, sarmalar… Geçmişin ve geleceğin
apışıp kalmışlığında gezindikleri gibi tüm ruhlar, şimdi’nin rengarenk
göklerinde çağıldar, coşar ve diri olan insanın kanına girerler. Sonra renkleri
seçerler; ak beyazı, kara siyahı.
Düşünmediğinde insan, başka dirilerin düşündüklerinden seçtiği kara siyahın sülüklüğüne bulaşır kimi zaman, kimi zaman da ak beyazın bereketine… Ama fazlalıksızdır, eksiksizdir, kurudur, cansızdır ve cehaletin gri renginde medfundur ruhu. Ölüdür.
Düşünmediğinde insan, başka dirilerin düşündüklerinden seçtiği kara siyahın sülüklüğüne bulaşır kimi zaman, kimi zaman da ak beyazın bereketine… Ama fazlalıksızdır, eksiksizdir, kurudur, cansızdır ve cehaletin gri renginde medfundur ruhu. Ölüdür.