Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"Ninelerinizin ellerinde kaynatılmış renkler; bakın ne kadar yıpranmış duruyorlar. Ne kadar yorgun ve eskimişler, değil mi? Desen desen örülmüş bir hayat gibi tıpkı."
Gelin şöyle; oturun. Hava biraz soğuk. Gemi sallanıyor fırtınadan. Gök
gürlüyor; yağmur akıyor hışımla. Güverte de durulmaz; içeri gelin. Sıcak kaptan
köşkü; hepinize yer var bu ademden kalan gemide.
Terlemişsiniz; sıkıntılısınız belli. Gözlerinizden bir sığınak akıyor
içinize doğru. İçinizdeki sığınaktan hoşlanmadığınız için buradasınız
biliyorum. Sığınağınıza sığamadığınız için yürüdünüz karlı yolları. Kürek
çektiniz küçük teknelerle.
Birazdan gideceksiniz nasılsa; oturun güzelce… yerde elde yapılma yün kilimler
var; atalarınızdan kalma. Ninelerinizin ellerinde kaynatılmış renkler; bakın ne
kadar yıpranmış duruyorlar. Ne kadar yorgun ve eskimişler, değil mi? Desen
desen örülmüş bir hayat gibi tıpkı. Kırmızı var, yeşil var, beyaz var, bakın, aradan
çıkıp tenini gösteren siyah çok arsız duruyor; hiç yorulmamış hiç eskimemiş
gibi değil mi? İçinin karasıdır bu insanlığın… O yüzden hiç eskimez hiç solmaz.
İnsan karasız yapamaz, bilir misiniz? İnsan içindeki karanlıklarda kalmayı sever; günahlarını orada biriktirmiştir, zevkleri günah sınırını geçtiğinde hemencecik oraya kilitlenmiştir. Kırmızının hırsı, şehveti, kini, kıskançlığı, öfkesi; yeşilin heyecanı, sevgisi, umudu, bereketi; beyazın huzuru, arınmışlığı, sâfiyeti karararak insanlığın içine gömülmüştür. Fakat orada çabuk sıkılır insan, kaçmak ister aklı günahı hatırına yükleyince. Çare ister.
Hepiniz günahkârsınız bilirsiniz; günahsız olamazsınız ki hem. Ama günah kurtulunmak ister, uzağınızı işaretler; siz sakınamadığınızdan kaçmak istersiniz.
İnsanlar ne kırmızıyı, ne beyazı ne de yeşili çıkarıp alamıyorlar karanlıklarından; alamadıkça da çırpınıyorlar. Yazın çorağında üşüyor, kışın kasırgalarında terliyorlar. Ruhunuzu eskitmişler sizin, eskimiş ruhlardan eskiliği ödünç alarak. Üstünüze bırakmışlar öylece.
Kırmızı’nın öfkesi de lazımdır insana; şehveti, kini, kıskançlığı. Lâzımdır ki; tadını anlasın, kendini denklesin, yükünü tartsın. Kararmış kırmızıdan lâzım olanı seçemez insan. O yüzden dönmelidir kendi karanlık sığınağına. Kırmızıyı karanlıklarından sıyırmak için.
Yeşil biraz narindir kırmızıdan. Siyahı tutmaz üstünde. Doğurur çünkü kendisini. İnsanlar içlerindeki sığınağa kaçtıklarında, yeşilin kokusunu duyarlar; kararmış olsa da yeşil, heyecan, sevgi, umut ve bereket kokar etrafına.
İçindeki kara sığınaktan insanı dışarı iten yeşildir. Ne heyecan sığar karanlığa ne sevgi ne de umut. Bereket az daha kalsa karanın içinde karayı da bereketlendirecek kadar doğurgandır.
Yeşilsiz yapamaz insan. Yün kilimdeki gibi; bakın. Nasıl da umut sürüklüyor gözlerinize.. Nasıl da solmuşluğu ile ruhunuzu okşuyor?
Beyaz kararınca kaybolur. Siyahtan ayırmak zordur siyaha bulanmış beyazı. Bu yüzden sürüklenirsiniz gemimize… Bu yüzden dinlenmek, içinizden çıkmak istersiniz. Terlemişsiniz işte; sebebi beyazınızı yitirmiş olmanız. Kararmış yeşil sizi dışınıza zorladı. Çıkın, bulun dışarıdan bir beyaz; o beyaza bakarak kendi beyazınızı çıkarın içinizden dedi, size. Umut sizi beyazı aramaya itti. Huzur istiyorsunuz, arınmışlık istiyorsunuz; sâfiyet dolsun içiniz, kararmış karanlıklarınız gitsin istiyorsunuz. İstediğiniz için buradasınız.
Deniz beyazdır; bakın köpüklere… Bakın; cama vuran sert kamçıların sırtına binmiş köpüğe. Bembeyazdır değil mi? O yüzden deniz, o yüzden umut, o yüzden beyaz. Kaçışın geri dönüşü olmasa, niçin kaçacak ki insan?
Birazdan, kahvenizi içtikten sonra çıkıp gideceksiniz teknelerinizle. Kürek çekeceksiniz kıyıya. Kasırgalar sürecek, kuruyacak çöl güneşlerinde dudaklarınız. Dert etmeyin; ruhunuz eskimiş biraz… tevbeyle yıkanacak, dirilecek; hepsi bu.
Gidin içinize soğumadan teriniz; arındırın karanlıklarınızdan kırmızıyı,
yeşili, beyazı. Ferah tutun içinizi… Allah’ın
kitabını okuyacak kadar dipdirisiniz hepiniz. Söyleyin atalarınıza;
ninelerinizin elleriyle ördüğü yün kilimleri pazarda satmasınlar.
Hoş ve hoşnut kalınız.
Hoş ve hoşnut kalınız.
Yaşlı Bilge, 19.12.2012, 23:45, Sonsuz Ark, Peynir Gemisi'nden, Sınanmış Renkler 2
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.