"İdeal etkileşim alanlarına ve yöntemlerine doğru elektronik yolculuk yapıyoruz; buna kimse engel olamayacak!"
Korkuyorlar toplumun önüne çıkmaktan.
Sorgulanmaktan, sınanmaktan. Koltuklarını ve maskelerini kaybedecekler.
Makyajlarla, sınırlı dakikalarla, tasarlanmış diyaloglarla, hazırlanmış
konuşmalarla sakladıkları kişilikleri, burada doğrudan etkileşimle açığa
çıkacak. Bilinir olacaklar ve kimse onları önemsemeyecek. Kendilerini çok iyi
tanıdıkları için, içlerine sığındıkları balonların patlayacağına eminler. O
yüzden uzak duruyorlar Twitter’dan, Facebook’tan.
Yetmiyor; kötülüyorlar. Oysa yedi milyona
yakın takipçisi, on dokuz bin ‘tweeti-cıvıtılsıyla’ @paulocoelho bile
buralarda. Doksan kişiyi de takip ediyor adam. Bir derdi var herhalde.
Kitaplarım var; köşemde putlaşayım diye beklemiyor… Zaman ‘kaybediyor’ 'Twitter’da.
./.
Matbaa ilk çıktığında da büyük bir panik başlamıştı Kilisede… Cadı
sayılıp yakılan kitap sahipleri de oldu. Muhafazakar tiplerdi karşıtlar,
çıkarlarını güçlerini korumaya çalışan tipik faşistler. Sıra sıra kıdemleri
altüst olacaktı; herkes dilediği kitabı izinsiz alıp okuyacaktı. Korktular;
benzerleri de 'Facebook-Twitter ‘dan korkmaya devam ediyor.
Bir kısmı da ucube bir sözcük ya da
ucube birkaç sözcükten oluşmuş ucube bir cümle kurup hayranlarının
koşuşturmasını, yorum yazmasını, beğenmesini umuyor ve keyifle seyrediyor bu
egomerkezil handikapı. Saçmalıklarından anlam üretsin zavallı takipçiler, kendileri
de haz alsın ve hiç cevap vermesinler ‘mensionlara’. Hiçbir yorumu ‘beğen’mesinler
ve kimseyi takip etmesinler. Onlar seçilmiş, seçkin.
../..
../..
Eğitim Bakanlığı bile e-içerik
oluşturacağım diye komisyonlar kuruyor, arama motorları akademik (1) sayfalar
açıyorlar, üniversiteler ve yayınevleri pdf dosyalar yüklüyorlar, devletler
e-leşiyorlar ‘gov’larla; ama bizim İlber Ortaylı ve benzerleri internetteki
içeriğe toptan karşılar: “Türk halkı bilgisayar başından kalkmıyor ve
internette ciddi bir bilgi kirliliği var, ama bir müddet sonra bunların kayda
değer olmadığı anlaşılacak.”(2)
Ortaylı ve diğerlerinin haklı olduğu yerler var; bilgi kirliliği var internette, ama bu ansiklopedilerin ve diğer basılı yayınların bilgi kirliliğinden uzak olduğu anlamına gelmiyor. Ne kirli bilgiler gördük biz yazılı, basılı, görsel medyada. İnternetin kusuru daha fazla değil. Mazeretleri geçersiz. Tâ İhvân-us Safa’dan beri ansiklopedilerle, kitaplarla kirli bilgiler sürüldü bu topraklarda damarlarına insanların.. İnternet sınanma açısından daha büyük avantajlar sunuyor okura… En beğenmediğiniz Wikipedia’nın yayın ilkeleri, tipik ansiklopedilerin yayın ilkelerinden daha saygın.(3)
Ortaylı ve diğerlerinin haklı olduğu yerler var; bilgi kirliliği var internette, ama bu ansiklopedilerin ve diğer basılı yayınların bilgi kirliliğinden uzak olduğu anlamına gelmiyor. Ne kirli bilgiler gördük biz yazılı, basılı, görsel medyada. İnternetin kusuru daha fazla değil. Mazeretleri geçersiz. Tâ İhvân-us Safa’dan beri ansiklopedilerle, kitaplarla kirli bilgiler sürüldü bu topraklarda damarlarına insanların.. İnternet sınanma açısından daha büyük avantajlar sunuyor okura… En beğenmediğiniz Wikipedia’nın yayın ilkeleri, tipik ansiklopedilerin yayın ilkelerinden daha saygın.(3)
.../…
Korkuyorlar matbaaya karşı olanlar gibi. Bilginin kolay
ulaşılabilir olması akademik dünyayı da korkutuyor. Okurgezer küstahların doğum
oranı arttı belki kolay ulaşılabilir bilgiyle ama, düşünen ve üreten insanların
önündeki büyük engeller silinip gidiyor internetle. Seçmesini, öğrendiği
bilgiyi denetlemesini bilen bir nesil geliyor ve bu neslin dinozorlara ayıracak
zamanı yok. Anında çeviri hizmeti veren arama motorları, yeterli olmasalar da çevirilerle
yapılan çarpıtmaları ortadan kaldırıyor.
…./….
Haber kaynaklarına ulaşım herkesin kendisini ifade zorunluluğu
yüzünden daha kolay. Gazeteciler anında aldıkları 'Tweethaberler'le
meslekdaşlarıyla sürekli etkileşim halinde manipülasyona karşı set oluşturabiliyorlar.
Haberler sanılanın aksine doğruya en yakın bir sirkülasyona mahkum; trollerin
uydurduğu yalan haberler gecenin yarısında 'Demirel’in öldüğünü', hayatında hiçbir
soruya net bir cevap vermeyen Demirel’e duyurup yarım saatte Anadolu Ajansı’na
ölmedi turp gibi yaşıyor açıklamaları koydurabiliyorlar.
Gazeteler ölüyor, internete taşınıyorlar. Gazetecilere haberin
önce çalıştığı kurumda yayınlanması zorunluluğu getiriliyor; sonra ‘Twitter’ ya
da ‘Facebook’da paylaşılsın deniyor. İngiliz
Sky News, çalışanlarına kurum dışı kullanıcıların ifadelerini ‘Twitter’de ‘Retweet-RT’
etme yasağı getirirken. BBC çalışanları
için ‘Twitter Kullanım Kılavuzu’ hazırlamış; muhabir ve editörlerine,
çalışanlarının özel haber ve son dakika gelişmelerini ‘Twitter’dan paylaşmasını
yasaklamış. Doğuş Holding, Türk Telekom ve Akbank gibi şirketler, kurum çalışanlarını
Twitter ve Facebook’ta daha dikkatli olma konusunda uyaran düzenli e-mailler
gönderiyor.
…../…..
Kötümserliğe
yol açacak sonuçları yok değil, ancak iyimser olmak için çok daha fazla
donelere sahip Sosyal Medya. Facebook-Twitter siyasetçilerin de buluşma
noktaları haline geldi; yine de aktif bazı akademisyenler dışında üniversitelerden
katılım eksik. Onlar da kendilerine güvenemeyen yazarlar ve düşünürler kadar
korkak. Devlet ve hükümet başkanlarının üçte ikisinin Twitter hesabı bulunuyor.
@cbabdullahgul sosyal medya temsilcilerini 'Çankaya Köşkü'nde ağırlıyor.
Valiler,
Bakanlar, milletvekilleri açtıkları profillerle veya hesaplarla insanlarla
doğrudan diyalog kurabiliyorlar. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu @Valimutlu,
‘Facebook’ ve ‘Twitter’ hesaplarıyla diyalog kurduğu öğrencilerle doğrudan ve
sürekli etkileşim halinde Meteorolojiden aldığı anlık verilerle ‘Kar Tatili’
kararı alabiliyor. Çocuklar ve valiler arasında bir köprü oluyor soysal medya. Çağlar
devriliyor, sınırlar yıkılıyor. Sosyal medya ile ‘Yönetişim’ kavramı ruh
değiştiriyor. Bu ruha karşı duranlar eriyecek ve unutulacaklar.
……/……
Ve ‘Klasik
Medya’nın dizayn ettiği bir basın-basım, yayın-yayım dünyası tarihe karışıyor.
Her özgür insan, düşüncelerini bloglarla yazılı ve görsel hale getirip ‘Twitter-Facebook-Youtube'la tanıtıp yayınlayabiliyor; insanlar yeni bir
çağa ve yeni bir özgürlük anlayışına zorluyor devletleri, yasalar
değiştiriliyor; hakaretler yargılamalarla olduğundan daha ağır bedeller
ödetilerek değil ‘Arkadaşlıktan Çıkar’ ya da ’Engelle- Blockla’ seçenekleriyle cezalandırılabiliyor.
Sosyal
Medya insanı daha insan ve daha medenî olmaya zorluyor. Erdem yolculuğunda
insan, daha büyük adımlar atma fırsatı buluyor. Kaçan körelecek ve internet yerine
kendi egomerkezil karanlığında boğulacak. İdeal etkileşim alanlarına ve yöntemlerine doğru elektronik yolculuk yapıyoruz; buna kimse engel olamayacak!"
Bu
son uyarıdır!
Aykut Seçkiner, Sonsuz Ark, 04.02.2013,
Kırk İki Ara Noktalı Yazılar 5
Sektörel Çıktılar:
(1) Google Akademik http://scholar.google.com.tr/
(2 ) İlber Ortaylı –İsmail Küçükkaya, 1923-2023 Cumhuriyetin İlk
Yüzyılı, S. 307, Timaş Yayınları, İstanbul 2012
(3) Bakınız: http://tr.wikipedia.org/wiki/Vikipedi:Hakk%C4%B1nda
)