(Bir bebek doğduğunda, ağlıyorsa analar)
(Oğuldur bilir, dışarıda bekleyen babalar)
(…)
Göğün renkleri
var sırtında
Gülüyor gözlerin
çocuk
Ellerin uçuşuyor
Tertemiz
dudakların…
Bakıyor bana
ey çocuk
Bakıyor merakla
Bakıyor insanlığa
masum göz bebeklerin…
(…)
Tanıdığında
tenini parmakların
Baktığında
gözlerin annenin dudaklarına
Giydiğinde
ayakkabılarını tozdan toplayıp
Çıkarıp çamurdan
oyuncaklarını
Yıkadığında
bir nehir kıyısında
Putlardan
tanrılarına değecek mi parmakların
Öğrenecek
misin ölümü, öğretecek misin başka çocuklara?...
(…)
Söyle
Yahudi çocuk!
Uzanacak
mı bu masum gözlerin
Bir silahın
tetiğine
Sıçrayıp
namlusundan?…
(…)
Söyler misin
çocuk, büyüyünce
Arayacak
mısın bombaların sesini?...
(…)
Dokun
parmaklarıma güzel çocuk,
Değsin
yanaklarına dudaklarım
Sarsın
parmaklarımı parmakların…
(…)
Oyna çocuklarımla
Kardeş olsan
da
Olmasan
da…
(…)
Çalabilecek
olsaydın kendini keşke
Öcü
eksilmemiş atalarından
Bilecek olsaydın
keşke
Sen küçükken
tasarlandığını ölümünün
Tutabilecek
olsaydın keşke
Kin kavuran
ellerini ateşin…
(…)
Sıkı sıkı
sarılsan parmaklarına çocuklarımın
Keşke büyümesen
çocuk…
(…)
Büyüdüğünde
sürükleneceğin
Bir ihanet
olacak aynalarda
Bir ihanet…
Ölümün kendiliğinden
gelişindeki asaletine ihanet…
(…)
Büyümesen
ey çocuk, bilmesen Yahudi olduğunu
Diri
diri boğazlamasalar seni
Sürüklenmesen
Siyonizmin
karanlık duvarlarına…
(…)
Ağlatmasalar
Suçla
karartmasalar ruhunu
Ağlatmak
için…
(…)
Ağlatacaklar
seni çocuk
Bitmeyen
kinin şarkıları kirletiyor göğü bak
Karanlık
ağlıyor dudaklar
Ağlama
duvarından uzakta
Duvarda ağlayanların
gazabından…
(…)
Büyüme
sen güzel çocuk.
Çekme tetiğini
ölümün…