“Bu kez
zafer çığlıkları atanlar wampirler değil.”
Obama’nın
ikinci yarıda Pentagon’a balans ayarı yapmasından hemen sonra savunma ve dışişleri
bakanlarının yanı sıra CIA direktörünü de değiştirmesi, ABD’nin küresel politik
manevralarına şaşılacak derecede hükmettiğini gösteriyordu. Ancak; İsrail’i Mavi
Marmara vahşeti dolayısıyla, Türkiye’nin istediği koşullarda bir özre zorlaması
ve bunu bizzat İsrail’i ziyaret ederken sonuçlandırması, Netanyahu’nun
kulağından tutarak Erdoğan’dan özür diletmesi neo-con ve siyonist lobilerin
boynuna vurduğu boyunduruğun parlaklığını arttırdı.
Dünya,
boyunduruğa vurulmuş İsrail’le daha iyi bir yer olacak. Mossad’ın ürettiği kan
gölünde İsrail=Mossad eşitliği siyonist yahudiler için mutluluk verici bir
görüntü olsa da siyonistler için denizin bittiğini eski mossad direktörleri
anlatıp duruyorlardı. Fas’tan Hindistan’a kadar uzun bir şeritte dilediği ‘düşman’ı
öldüren kanlı bir terör örgütü olarak Mossad tıkandığında, siyonizmin ve
neo-con sefillerin tıkanmaması imkânsızdı. Lieberman türünden yaratıklar için
bunu kabullenmek çok zordu.
Obama’yı
İsrail’e ve Yahudi lobilerine karşı operasyona zorlayan ana etkenlerden biri Wall
Street’teki tefeci, soyguncu Yahudi finans kurumlarıydı. Amerika Birleşik
Devletler hükümeti, vatandaşları arasında gün geçtikçe büyüyen ve her an anti-semitist
şekle bürünebilecek olan anti-siyonist duyguları kontrol etmek zorundaydı.
İsrail ve siyonist Yahudiler Amerika’nın imaj sorununun ve çöküşünün ana
sorumlusu olarak görülüyorlardı. Bush tipi vahşet üreticilerini direktive eden
onlardı çünkü.
Obama’nın
doğrudan inisiyatif almasının ikinci büyük nedeni İsrail yüzünden kilitlenen
küresel siyaset mekanizmalarındaki tıkanıklığı aşmaktı. Tıkanıklık, savaş
çığlıkları arasında gittikçe yoksullaşan İsrail ve İran halklarına hükmeden
paranoyak isimlerden ve neo-con wampirlerden kaynaklanıyordu. Obama iki aşamalı
bir planla, çok yorulmasına, ölüm tehditleri almasına rağmen içeride neo-conları,
dışarıda İsrailli vahşileri kontrol altına aldı.
Seçimler dolayısıyla son bir yıl içinde tamamen ölü bir görüntü sergileyen ve orta doğunun kan gölüne dönmesini izleyen Beyaz Saray, üçüncü aşamada kaybettiği küresel liderlik vasfına geri dönmek istiyordu. Obama, liderliğinin üzerindeki neo-con-siyonist yükten, Türkiye’nin uyguladığı olağan dışı politik manevraların desteği ile kurtulmuştu.
Seçimler dolayısıyla son bir yıl içinde tamamen ölü bir görüntü sergileyen ve orta doğunun kan gölüne dönmesini izleyen Beyaz Saray, üçüncü aşamada kaybettiği küresel liderlik vasfına geri dönmek istiyordu. Obama, liderliğinin üzerindeki neo-con-siyonist yükten, Türkiye’nin uyguladığı olağan dışı politik manevraların desteği ile kurtulmuştu.
Türkiye, Katar, Arabistan, Mısır ve Ürdün’ü de kendisiyle birlikte davranmaya
zorlayan siyonist baskı altındaki Beyaz Saray (derin Beyaz Saray), Türkiye’nin
yumuşak geçiş stratejilerine aykırı olarak başlattığı silahlı muhalefet
döneminin ikinci aşamasında Suriyeli muhalifleri silahsız bırakan bir strateji
izleyerek liderliğin gereklerini yerine getirmekten bilinçli bir şekilde
vazgeçmişti. Suriye tamamen tahrip olana, çocuklar ve kadınlar bombalarla
parçalanana kadar da, Türkiye ve Katar’ın ÖSO’ya silah desteği vermesini
engelledi ve kendisinin organize ettiği silah nakil hatlarını deşifre etti; amacı
Türkiye’yi baskı altına alarak Suriye’ye girmeye, Esad’la savaşmaya zorlamaktı.
Başarılı olamadı.
Türkiye,
Obama’ya, Suriye’de proaktif bir tutumla sıkıştırarak derin Beyaz Saray’ı
boyundurukla terbiye etme fırsatı verdi demek zorundayız. Türkiye’nin küresel yürüyüşünü,
güçlü ilerleyişini durdurmak için birleşen düşman (!) kardeşler, ABD, Rusya,
Almanya, Fransa, İngiltere, İsrail, Çin, İran ve Ergenekon oynadıkları ahlâksız
akıl oyunları ile Türkiye’yi Suriye ile savaşa zorladılar.
Düşürülen uçak, Gaziantep’te patlatılan bombalı araç, PKK eliyle Şemdinli’de başlatılmak istenen trajikomik Kürt Baharı, Suriye’nin Kürtlerini PYD liderliğinde Türkiye’ye karşı örgütleme girişimleri, Irak Başbakanı Maliki’nin Ankara’ya karşı seviyesiz sözlü saldırıları, İran’ın Kürecik’teki füze kalkanını bahane ederek Türkiye’yi tehdit etmesi, Rusya’nın Esad’a savunma sistemleri desteği gibi başlıklarla ele alınabilecek hamleler Ankara’nın soğukkanlı koridorlarında etkisizleştirildiler. Obama’nın şahsî desteği ve istihbarat paylaşımı ile Türkiye, Rusya’dan Esad’a destek gitmesini engelledi; istediği Patroit savunma sistemlerinin kurulmasını sağladı.
Türkiye’nin küresel çeteye karşı verdiği büyük mücadele başarılı olduğunda, sadece kendisinin değil, Obama’nın şahsî liderliğinin de etkili olabileceği geniş bir alan üretiyordu. Erdoğan ve Obama birlikte yürüdüler; derin Beyaz Saray’ın ve Ergenekon’un hezimeti bu işbirliği ile sağlandı.
Düşürülen uçak, Gaziantep’te patlatılan bombalı araç, PKK eliyle Şemdinli’de başlatılmak istenen trajikomik Kürt Baharı, Suriye’nin Kürtlerini PYD liderliğinde Türkiye’ye karşı örgütleme girişimleri, Irak Başbakanı Maliki’nin Ankara’ya karşı seviyesiz sözlü saldırıları, İran’ın Kürecik’teki füze kalkanını bahane ederek Türkiye’yi tehdit etmesi, Rusya’nın Esad’a savunma sistemleri desteği gibi başlıklarla ele alınabilecek hamleler Ankara’nın soğukkanlı koridorlarında etkisizleştirildiler. Obama’nın şahsî desteği ve istihbarat paylaşımı ile Türkiye, Rusya’dan Esad’a destek gitmesini engelledi; istediği Patroit savunma sistemlerinin kurulmasını sağladı.
Türkiye’nin küresel çeteye karşı verdiği büyük mücadele başarılı olduğunda, sadece kendisinin değil, Obama’nın şahsî liderliğinin de etkili olabileceği geniş bir alan üretiyordu. Erdoğan ve Obama birlikte yürüdüler; derin Beyaz Saray’ın ve Ergenekon’un hezimeti bu işbirliği ile sağlandı.
2012 seçim döneminde Netanyahu ile restleşecek derecede kavgalı bir dönem yaşayan Obama, İran ile diyalog sürecini yeniden başlatmış (İstanbul’da görüşmelerin ikinci toplantısı yapıldı), İsrail’e özür diletmek için yoğun diplomatik ilişkiler zincirine bizzat katılmıştı. İsrail Başbakanı Netanyahu, Türkiye'den özrü Barack Obama'nın yüksek güvenlikli çadırından yaptı.
Obama
yeni dönemde derin Beyaz Saray’dan bağımsız politikalar üretmeye devam ediyor.
Obama’nın kime, nasıl güveneceği kendisinin sorunu; ancak Obama Türkiye’ye
karşı nasıl davranması gerektiğini artık öğrenmiş durumda. Sıfır Sorun
Stratejisini sürdürmekte ısrarlı bir Türkiye’nin düşmanlık değil, ancak
işbirliği yapılabilecek bir ülke olduğunu çok iyi biliyor. Ankara Büyükelçisi
Ricciardone’nin şahsında çarpık, dengesiz ve kaotik bir görüntü veren Amerika,
artık stabilize edilmiş, balans ayarı yapılmış bir bantta yürüyecek.
Obama’nın
Türkiye’nin, daha doğrusu Erdoğan’ın önündeki iç ve dış engelleri tek tek
kaldırması zorunlu bir tercihti. Netanyahu’nun özründen bir gün önce 21 Mart’ta
NATO-ABD’nin 40 yıllık uşağı Abdullah Öcalan, Diyarbakır’da toplanan binlerce
kişiye kayıtsız şartsız barış emri veriyor, silahlı militanların sınır dışına
çekilmesini istiyordu.
ABD Adana Konsolosu, John L. Espinoza Öcalan’ın ‘Barış Kedisi Mesajları’nı Türkçe ve Kürtçe okuyan BDP’li iki milletvekilinin sunumları bitene kadar newroz şenliklerine katılmış ve mesajın bitiminden sonra da bir tek Türk bayrağı astırmadığı alanı terk etmişti. ABD, PKK’ya şimdilik öldürmeyi yasaklamıştı; ancak silah bırak talimatı vermemişti.
ABD Adana Konsolosu, John L. Espinoza Öcalan’ın ‘Barış Kedisi Mesajları’nı Türkçe ve Kürtçe okuyan BDP’li iki milletvekilinin sunumları bitene kadar newroz şenliklerine katılmış ve mesajın bitiminden sonra da bir tek Türk bayrağı astırmadığı alanı terk etmişti. ABD, PKK’ya şimdilik öldürmeyi yasaklamıştı; ancak silah bırak talimatı vermemişti.
Konsolos
alanı terk ettikten hemen sonra gösteri alanına çıkan ABD Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü Victoria Nuland, UNICEF
temsilcisi gibi konuşacaktı: "Yaşanan şiddet sonucu birçok insanın canı ve
istikbali kayboldu. Türk hükümetinin ve Türkiye'nin demokratik standartlarını
yükseltecek, halkın yaşam kalitesini arttıracak barışçıl bir çözüm bulunmasına
katkıda bulunan bütün partilerin cesur çabalarını alkışlıyoruz.”
Nuland’a göre ABD, 30 yıldır devam eden şiddet
olaylarının sonlanması için Türkiye'yi desteklemeye devam edecek. Peki sebep?
Sebep, Türkiye’nin stratejik başarısı. ABD ya da derin Beyaz Saray bükemediği
eli öpüyor.
Erdoğan’ın iki yıldır süren PKK destekçisi ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi ülkeleri deşifre etme stratejisi, en iyi savunma saldırıdır ilkesi ile başarıya ulaşmış durumda. Bir yıl önce Türkiye’yi ikiye ayırdığını ve ülkenin doğusuna hükmettiğini iddia eden PKK, bugün kayıtsız şartsız ülkeyi terk ediyorsa, bu başka türlü bir açıklama ile izah edilebilecek bir şey değil.
Erdoğan’ın ŞİÖ resti ve NATO’yu zorlaması, ikiyüzlülüğün sınırlarını daraltmıştı. İlk zafer, Patriotların konuşlanmasını sağlamak, ikincisi PKK sorununun bitirilmesi, üçüncüsü ise İsrail’in özür dilemesi… Bu üç zaferi de zorunda kalarak sağlayan bizzat Obama’nın kendisi.
Erdoğan’ın iki yıldır süren PKK destekçisi ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi ülkeleri deşifre etme stratejisi, en iyi savunma saldırıdır ilkesi ile başarıya ulaşmış durumda. Bir yıl önce Türkiye’yi ikiye ayırdığını ve ülkenin doğusuna hükmettiğini iddia eden PKK, bugün kayıtsız şartsız ülkeyi terk ediyorsa, bu başka türlü bir açıklama ile izah edilebilecek bir şey değil.
Erdoğan’ın ŞİÖ resti ve NATO’yu zorlaması, ikiyüzlülüğün sınırlarını daraltmıştı. İlk zafer, Patriotların konuşlanmasını sağlamak, ikincisi PKK sorununun bitirilmesi, üçüncüsü ise İsrail’in özür dilemesi… Bu üç zaferi de zorunda kalarak sağlayan bizzat Obama’nın kendisi.
Türkiye’nin
Sıfır Sorun Stratejisi ışıldamaya devam ediyor. Son üç yılık dönemde ağır bir
test sendromuna maruz kalmış olması, bu stratejiyi karanlığa itmedi, aksine
ikna edici gücünü arttırdı. Dünya, Türkiye’nin önderliğinde yeni bir gösteriye
hazırlanıyor. Bu kez zafer çığlıkları atanlar wampirler değil. “Şimdi ‘sorunsuz' sıfır komşu" diye Erdoğan'la alay etmeye çalışanlar ağlıyor…
Âkil Ağazâde, Sonsuz Ark, 23.03.2013