(Dişlerin sana parlak; kararmış ruhun gibi)
(…)
Dokunmasan ruhuna
Öylece geçip gidiverecek çocuk elleri
Karışmasan diline
Söyleyip geçecek türkülerini…
(…)
Çocuk, gözlerine sinmiş ânlıkların
Ân ân dolan yorgunluklarına bakar
Sana değil…
(…)
Dondurmalar, küçük kavgalar, oyuncaklar
Umudun, dünün, yarının mutluluk tomurcukları gibi
Esip düşüyorlar ruhuna bak
Ama sonrasız, ama her döngüde başka
Her an geriden tutulmamak sertçe
Her an o an da bırakılmamak ister çocuk
Kendisinden habersiz…
(…)
Öfkelerin kanatlarına binip gitmiş o sevimli asık suratına baksan
Baksan bir
Dokunsan yanaklarına, gülümseyecek
Unutuverecek sesindeki haşarılıkları…
(…)
Çocuk o, bak; o bir çocuk
Ne olur çekiştirip durma ânlarını,
Sürükleme kendi öfkenin peşinden
Düş yakasından o masum düşlerin
Çocukluktan muhteşem ânlar onlar…
(…)
Korkutma onu
Elleri, senin günahlarına bulaşmamış daha
Dili, dilinin kirlerinden uzak
Uzatma kâbusların pençelerini acımaksızın…
(…)
Dokunmasan
Dokunmasan ruhuna, sürüp gidecek tahtadan atını
Asla yorulmayan atı, adalet dağıtan kılıcıyla
Ejderhaların, kötülerin tepesinde
Kahraman olacak…
(…)
Bıraksan
Yormasan takıldığın çalılıklarda…
(…)
Hayâllerine sarıl istersen
Seni de taşıyacak masum sesleriyle
Cıvıl cıvıl bir umut taşacak sesinden
İçindeki kötülükleri çekip alacak…
(…)
Arındıracak seni, ah bir ânlarına dokunmasan
Ufacık bak…
(…)
Nasıl da seviniyor sen ona sevinince
Sen ona gülümseyince yürekleniyor gözleri
Parmak parmak güç veriyor yıpranmış kanatlarına…
(…)
Ne olur dokunmasan?
Ne olur ağlatmasan kristal düşlerini?