13 Mayıs 2013 Pazartesi

SA242/AyS9: Ölümün Bekçileri

 “Ölüler tarihe sizi doğuracaklar. Sizi, iğrenç sesinizi, nefeslerinizi doğuracaklar.”



BM Güvenlik Konseyi 

Deli saçması değil her şey; herkes hiç olmadığı kadar akıllı. Herkes aklının en cevval fotoğraflarını dillerinden boca ediyor herkesin kulaklarına. Kim ne kadar çılgın, kim ne kadar kâtil; ardı ardına, hiç nefes almaksızın konuşuyorlar. İnsanlar, konuşamayan insanlar, artık konuşamayacak olan insanlar; hayaları kesilmiş, karınları deşilmiş, paramparça edilmiş yüzleriyle ayaklarının altında inlerken; köpeklerden daha vahşi, domuzlardan daha iğrenç, tarihin gelmiş geçmiş en ahlaksız yaratıkları ellerindeki sopaları, kandan kapanmış yüzün içinde, derinden inleyen baygın, ölmek üzere olan adamın sesinin geldiği yere, ağzına sokup çığlıklar atarak çeviriyorlar, çeviriyorlar, çeviriyorlar. Ve yaptıkları vahşeti kameraya kaydedip internette yayınlıyorlar.
./.
İnsanlar, insanlara benzeyen yaratıkları konuşuyorlar, nefes almaksızın konuşuyorlar. Öldürenlerden bahsetmiyor, öldürenlerin karşısında durmuyorlar; öldürene lanet edenlere karşı duruyorlar. Onlar o vahşi yaratıklar, konuşuyorlar. Onlar konuşurken Suriye kan kusuyor; Suriye yıkık; Suriye insanlığın topluca intihar ettiği yer. Yüz bin insanın; çocuğun, kadının, erkeğin tarihin şahit olmadığı bir şekilde tek tek olabilecek en vahşi biçimlerde paramparça ediliyorlar. Öldürmek başka, katletmek başka soyunu tüketmek başka; bu başka bir şey, bu tarihin yazmadığı bir şey.
../..
İki küçük çocuk Banyas’ta… Birinin bacakları dizlerinin altından kesik, cinsel organları  yanmış; simsiyah, küçücük gövdesine, kalbinin üstüne siyah bir metal parçası saplanmış; gözleri açık öylece bakıyor…. Öylece bakıyor ahlaksız insanlığa. Diğeri omzunun az üstünde mosmor olmuş çıplak bedeniyle ölü… İnsanlar konuşuyorlar, insanlar delirmişçesine değil; vahşeti severcesine konuşuyorlar. Akıllarını kullanıyorlar, akıllarından damlayan irinlerle, savaşa karşı duranları suçluyorlar; savaşanları kutsuyor, daha fazla öldürmedikleri için onlara kızıyorlar.
…/…
Sinagoglar, Kiliseler, Budist Tapınakları, Camiler dolmalı, insanlık yakarmalı, yakarmalı sonsuza dek; Ateistler, Teistler hepsi bir ağızdan bağırmalı. İnsanlıktan azad etmeliler kendilerini ta ki, ta ki bir çocuk öldürülmeyene dek yeryüzünde. Ta ki şeytana tapanlar, şeytanın uşakları cehenneme sürüklenene dek. Çünkü şeytana tapmayan bunu yapamaz. Çünkü Şeytan’ın önderliğine iman etmeyen bunu yapamaz. İnsanlar konuşuyorlar, ölülerin gökyüzünde bağırdıkları yerde, diyalog diyorlar, diyalog ölüleri diriltemez, parçalanmış kolları, bacakları olmamışçasına önceye döndüremez.
…./….
Dünyayı kana boğanlar; İngiltere, Fransa, Almanya, İsrail, Amerika, Rusya, Fransa, Çin, İran… Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi... sizin dinleriniz, sizin dilleriniz, sizin ırklarınız, sizin siyasetiniz, sizin silahlarınız, sizin çıkarlarınız ve sizin stratejileriniz sizin tanrılarınız ise, bilin ki Allah sizin tanrılarınızı kahredecektir. Konuşmaktan asla vazgeçmesin diliniz, elleriniz masaların altında tetik çekerken hiç dinlenmesin.
…../…..
Türkiye’nin muhalifleri olan sizler, Beşşar Esad’ın ziyaretçileri olan sizler; siz çocuk ölümlerine, karınları deşilen kadınlara, hayaları kesilen erkeklere vicdansız kalanlar; siz katil Beşşar Esad’ın yerli destekçileri, siz Allah’tan korkmayanlar, siz hangi mezhebin, hangi siyasi düşüncenin gölgelerinde aklanacaksınız; söyleyin? Konuşuyorsunuz, saldırıyorsunuz durmaksızın. Akıllarınızla kahrediyorsunuz insanlığı; gece gündüz nefeslerinizle öldürüyorsunuz masum insanları. İnsanlar en çok sizi gördükçe ölüyorlar; siz hâlâ siyaset diyorsunuz, siz hâlâ yanlış politika diyorsunuz, siz hâlâ Ergenekonculuk oynuyorsunuz, siz İttihat-Terakki devrinin müttefikleri, siz her görüşten perdekâr sahtekârlar, ölümlerden beslenmekten ne zaman utanacaksınız?
……/……
Ölüler sizi doğuracaklar; siz durmaksızın konuşun ey ölümün bekçileri.  Ölüler tarihe sizi doğuracaklar. Sizi, iğrenç sesinizi, nefeslerinizi doğuracaklar. Ölüler, evimize sığınan, evimizde ölümden kurtulanların hatıralarında doğuracaklar sizleri.

Ölüler sizi harflerimizde doğuracaklar. Sizi sonsuza dek doğuracak olan her lânet, insan olanın dilinden eksilmeyecek. Siz, insanlığın intihar ettiği çirkefin bekçilerisiniz; dua ediyoruz, Allah sizi kahredecek.



Aykut Seçkiner, Sonsuz Ark, 12.05.2013, Kırk İki Ara Noktalı Yazılar 9


Seçkin Deniz Twitter Akışı