“Her tercih bir özgürlüktür ve
kendi sonuçlarını doğurur.”
En çok
dillendirilen ve en çok istismar edilen şeylerin başında gelir özgürlük. Çünkü
en etkili bir savunma mekanizması olarak görülüyor. İnsan yaptığı hatayı
savunmak ve meşru görmek için ilk başvurduğu şey “ben özgürüm” demek oluyor.
Oysa insanın “kendi” olmasının adıdır özgür olmak.
İnsanı
sorumlu tutup sınırlayan hayatın ta kendisidir. İnsan hayatı kurallarına göre,
yani insanca yaşamalıdır. Tercih edip karar vermesi gereken insan, bunun
sonuçlarından kaçamaz.
Nizamın
olduğu her yerde, insan sınırlı ve sorumludur. Mesela herhangi bir işyerinde
çalışmak isteyenlerin önüne uyulması gereken şartlar getirilir. Orada çalışmak
ya da çalışmamak insanın tercih meselesidir. Orada çalışmayı tercih eden bir
insan, o şartların gerektirdiği ölçüde davranmak zorundadır. İnsan bu şekilde
tercihini özgürce kullanmış olur.
Kainatta
da bir nizam vardır. Nasıl ki bir nehir yatağında aktığı zaman nehirdir.
Haddini aştığı zaman sel olur, zarar verir. İnsan da öyle nizamında aktığı
zaman insandır; yoksa haddini aşarsa felaket olur, özgürlük adına yakıp yıkar.
***
***
Özgürlük
dediğimiz şey kademelidir. İnsan ancak bu kademeleri aşarak özgür olabilir. İnsanoğlu
dünyaya gelir gelmez her şeye bağımlıdır. Özgürlüğün ilkel hali yaşamaktır.
Çocukluk
evresinde insan kendi işlerini yapmayı becerebilse de ebeveynine yine tam
bağımlıdır. Aklı bâliğ
olduğunda ise sorumluluklar başlar. Bu süreçle insan barınma, sağlık, güvenlik,
içtimai iletişim, vesair ihtiyaçlarını gidermeye çalışır.
İnsan
maddi, manevi ve sosyal ihtiyaçlarını giderdiği ölçüde özgürlüğünün niteliği
artar. Ancak bu
şekilde insan kendi varlığını bulup özgürlüğü nitelikli olarak yaşar.
Özgürlüğün
en önemli unsurlarından biri de eleştiridir. Mesela; siz ortaya bir fikir
attınız. Bu sizin özgürlük alanınızdandır. Karşınızdaki insan da tepki gösterdi;
bu da onun özgürlük alanındandır.
Eleştiriyi
özgürlük karşıtı olarak görmek ya da eleştirildiğinde kendi özgürlüğüne
müdahale olarak görmek kelimenin tam anlamıyla aklını kullanamamaktır.
Her
tercih bir özgürlüktür ve kendi sonuçlarını doğurur. İnsanlar bir şeyleri kabul
ederler ya da etmezler. Yalnız bunun sonuçlarıyla mutlaka karşılaşırlar. Mesela
bir insan iki kere ikinin dört ettiğini kabul etmeyebilir ya da gökyüzü bordo
renktir, diyebilir. Bu kabullerin sonucu olarak da doğacak olan iletişimsizlik
ve uyumsuzluk sorunlarıyla karşılaşır. İnsanlar illa iki kere ikinin dört
olduğunu ya da gökyüzünün mavi olduğunu kabul etmek zorunda değildir. Burada
asıl mesele bir zorlamanın olmamasıdır.
***
Hülasa,
insanın özgürlüğü kendi kendisine vasıl olmanın yoludur. İnsanın kendisini
gerçekleştirmesinin, insanın kendi olmasının adı ve yoludur özgürlük. Bu yüzden
Bediüzzaman Said Nursi “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” demiştir. Bu yüzden
özgürlük yaşamaktan daha değerlidir.
Nurullah Tuna, Konuk Yazarlar,
Sonsuz Ark, 27.06.2013