6 Temmuz 2013 Cumartesi

SA276/ÂA18: Obama’nın Darbe Atlarının Ahırı: Mısır

“Mursi görevine dönsün ya da dönmesin; Mısır, artık aşağılık İslam düşmanlarının darbe atlarının ahırı olmayacak.”


Mısır meydanlarında milyonlarca müslüman, aç-susuz saatlerce Obama’nın darbeci atlarından birinin çektiği darbe arabasının devrilmesini beklerken, ABD Başkanı Obama golf oynuyor, Dışişleri Bakanı Kerry de çıktığı yat gezisinde balık tutuyordu. 5 Temmuz'un o karanlık saatleri Mısır’ın gecesi, ABD’nin gündüzüydü.

Katil Batı, ABD ve AB toplamıyla, sessiz ve derinden yürüyen sinsi ilişkilerle, Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’yi salt müslüman olduğu ve müslümanların yararına çalıştığı için milyarlarca dolarla beslediği General Abdulfettah El Sisi’nin ihanetiyle devirdi. Görünürde Mursi’nin en sadık adamlarından biri olan El Sisi, diğer arap ülkelerinin tümünde olduğu gibi ABD ve İngiltere’nin seçkin kurmay okullarında eğitilmiş bir darbe atıydı. 3 Temmuz akşamı, El Sisi’nin gemleri gevşetildi, yem torbası dolduruldu ve dolgun kalça kasları mahmuzlandı.

Demokrasi havarileri olarak bütün müslüman toprakları kan gölüne çeviren büyük leş yiyiciler darbeyi organize ettikleri için sustular, ABD ve AB sessizce strateji geliştirdi, darbe demedi; Rusya, Çin, İran sesizce mutluluk gözyaşları döktü. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri sevinçle kefiyelerini havaya fırlattıklarında İsrail ve dünyadaki bütün siyonist yahudiler külahlarını okşayıp öpüyor ve şükür duasına çıkıyorlardı.

Mısır değil, Mursi değil; Türkiye ve güçlenen İslam durdurulmuştu. Mısır’daki darbe Türkiye’ye karşı yapılmıştı. Dünya’ya iyiliğin mümkün olabileceğini kanıtlayan bir yeniden doğuş bastırılmak istenmişti. The Guardian’da Robert Fısk Müslüman kardeşlerin İslamcı olmadığını söyleyen cılız bir itirazla darbeyi eleştirse de, İslam karşıtlığının doğrudan ifade edilmesini istemeyen İngiliz Hükümeti’nin ajanı olduğu için öyleydi. Fısk’ın danışmanlığını yaptığı katil Esed, Mısır’daki darbenin, Siyasal islam’ın geleceğini yok ettiğini söyleyerek sevinçten delirmek üzereydi.

3 Temmuz’dan 4 Temmuz’a doğru devrilen yas saatlerinden sonra, 5 temmuz Cuma günü, Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın verdiği güçlü destekle meydanları dolduran, siyonist ve neocon bütün ruhları güçlü sesleriyle titreten müslümanların tekbirleri, üç yüz yıllık teslimiyetin sona erdiğini gösteren bir gövde gösterisine şahitlik etti. İhvan-ı Müslimin, çöl aslanı olduğu zamanları hatırlayan müslümanların torunları olduklarını hatırladı.

Mısır, ilk hain Kavalalı Mehmet Ali’nin ektiği masonik tohumlarla Arap topraklarında başlatılan İslam düşmanlığının Arabi Paşa, adı, Arap Celladı olarak bilinen İttihatçı Cemal Paşa’ya atfen verilen, İhvan-ı müslimin düşmanı Seyyid Kutub’un katili, devrimci, milliyetçi, sosyalist Cemal Abdünnasır, yine adı, diğer İttihatçı Enver Paşa’ya özenilerek konan israil dostu Enver Sedat (Enver Sedat'ın eşi Cihan Sedat, halen hayattadır ve ABD'nin çeşitli üniversitelerinde ders vermektedir),  hastalandığğı zaman bütün israillilerin iyileşmesi için dua ettiği Hüsnü Mübarek gibi generaller ve subaylar eliyle sürdürüldüğü, Firavunların uzlaşmacı halklarının birlikte yaşadığı bir ülke.

İngilere, Fransa, İtalya  ve Amerika’nın Rusya ile uzlaşarak yetiştirdiği subaylar Mısır’daki ahırlarda beslenen birer darbe atı olarak Kuzey Afrika, Doğu Akdeniz ve Arap yarımadasındaki bütün topraklarda İslam düşmanlığı yapacak darbelerde mahmuzlanarak kan akıttılar. İslam düşmanı subaylar, Türkiye’deki gibi Mısır’ın  makarnadan, domates salçasına, inşaat ve arsa rantına kadar bütün ekonomik kurumlarına hükmettiler.

Bugün Mursi, bütün arapları ilgilendiren bir başkaldırının sembolü değil yalnızca, aynı zamanda müslüman arapların artık kaşarlanmış uzlaşmacılığına karşı duruşunun da bir simgesidir. Mursi’yi görevde olduğu bir yıllık süre zarfında, ellerindeki şirketlerle benzin yokluğuna, enflasyona, ekonomik sıkıntılara sürükleyen darbe atları, Mısır’ın mason beyazlarından aldıkları destekle, El Ezher’in irin kokan ruhuyla, Selefilerin riyakarlığıyla, leş yiyici batılı şirketlerin temsilcileriyle el ele koştular; Amerikan, İngiliz, Fransız, Alman ve İsrail istihbaratının yetmediği yerlerde Kralların, Emirlerin, Başkanların, Başbakanların, Bakanların doğrudan destek verdiği bir İslam düşmanlığı için Mursi’yi devirdiler. Darbecilerin halk ayağı da Suudi sülalesinin ve BAE emirliğinin gönderdiği milyarlarca dolarlık destekle finanse edilmişti.

Obama’nın Amerikan tarihinde ikinci kez çırılçıplak yakalandığı ikinci bir darbe planıydı bu. İlki Gezi Parkı dolayısıyla Türkiye’de denenen, ancak TSK’nin ve Erdoğan destekçisi halkın vatansever tutumuyla bertaraf edilen 31 Mayıs Darbe Teşebbüsü, ikincisi  ve en saklanamaz olanı da Mursi’ye 3 Temmuz’da yapılan ahlaksız Askerî Darbe. Öncekiler tamamen soğuk savaş stratejileri gereğiydi ve sırlarla doluydu.

Obama ve Kerry suçüstü yakalanan diğer ABD’li katiller gibi, sessiz ve sinsiydi. Biri golf oynuyordu, diğer balık tutuyordu. Mısırlı müslümanlar da meydanlarda kıldıkları namazlarla, söyledikleri marşlarla, Mursi’yi almadan bir yere gitmeyeceklerini söylüyorlardı.

Obama’nın darbe atları şimdilik koşuyorlar; ancak tarih Mısır’ın artık darbe atlarının ahırı olamayacağını bütün katillere açıkça ilan ediyor. Mısır, müslüman arapların baskı altına alınmaya başladığı ilk yer olduğu için, başkaldıracağı ilk yer olma özelliğine sahip.

Suriye’de küresel leş yiyici ittifakla durdurulan Türkiye, Mısır’la kıskaca alınmak istendi.  Olay özetle bu kadar; ancak geleceğin tarihini yazmaya devam edecek bir ihvan ruhu, bütün müslüman toprakları diriltemeye başladı bile. Buna katiller engel olamayacak.

Türkiye’nin güçlendirdiği Afrika Birliği, darbeci generallere demokrasi dersi vererek Mısır’ın üyeliğini askıya alma cesareti gösterdiğinde, Afrikalı ruhun artık batıya uşaklık etmeyeceğini de ilan etmişti.

Mursi görevine dönsün ya da dönmesin; Mısır, artık aşağılık İslam düşmanlarının darbe atlarının ahırı olmayacak.


Âkil Ağazâde, Sonsuz Ark, 06.07.2013


Seçkin Deniz'in Notu:

Güncel Not: 21.11.2020

ABD'nin Tunus'ta başlayan Arap Baharı'nı Mısır'da nasıl durdurduğunun Belgesidir:

ABD'denin 2008-2016 arası Başkanlığını yapan Obama, son kitabı A Promised Land- Vaat Edilen Ülke'de Mısır Diktatörü Hüsnü Mübarek'le görüşmesini anlatıyor:

"O ünlü 'duygusal' konuşmasının ardından (son bir önceki) Mübarek'i telefonla aradım. Mübarek bulunduğu yerde kalması konusunda ısrar ediyor ve protestoların yakında biteceğini tekrarlıyordu. "Halkımı tanıyorum" dedi aramanın sonuna doğru. "Onlar duygusal insanlardır. Bir süre sonra sizinle konuşacağım Sayın Başkan, size haklı olduğumu söyleyeceğim."

"Artık bir güç geçişi için bu tarihi kararı verdiğinize göre," dedim, "Nasıl işleyeceğini sizinle görüşmek istiyorum. Bunu son derece saygıyla söylüyorum… Hedeflerinize nasıl ulaşacağınızla ilgili dürüst değerlendirmemi paylaşmak istiyorum."

Daha sonra kısaca anlattım: Görevde kalırsa ve geçiş sürecinden vazgeçerse, protestoların devam edeceğine ve muhtemelen kontrolden çıkacağına inandığımı söyledim. Müslüman Kardeşler'in hâkimiyetinde olmayan sorumlu bir hükümetin seçilmesini sağlamak istiyorsa, şimdi istifa edip yeni bir Mısır hükümetinin kurulmasına yardımcı olmak için perde arkasındaki itibarını kullanma zamanı gelmişti.

Mübarek ve ben normalde İngilizce konuşmamıza rağmen, bu sefer bana Arapça hitap etmeyi seçti. Sesindeki tedirginliği yakalamak için tercümana ihtiyacım yoktu. "Mısır halkının kültürünü anlamıyorsun," dedi, sesi yükseldi. "Başkan Obama, bu şekilde geçişe girersem, bu Mısır için en tehlikeli şey olur."

Mısır kültürünü onun bildiği gibi bilmediğimi ve benden çok daha uzun süredir siyasette olduğunu kabul ettim. 

"Ancak tarihte, geçmişte işlerin aynı şekilde olmasının gelecekte de aynı şekilde olacağı anlamına gelmediği anlar vardır. Otuz yılı aşkın süredir ülkenize iyi hizmet ettiniz. Bu tarihi anı size büyük bir miras bırakacak şekilde yakaladığınızdan emin olmak istiyorum."

Birkaç dakika daha bu şekilde ileri geri gittik, Mübarek görevde kalması konusunda ısrar ediyor ve protestoların yakında biteceğini tekrar ediyordu.

Aramanın sonuna doğru, "Onlar duygusal insanlardır." dedi. "Bir süre sonra sizinle konuşacağım Sayın Başkan, size haklı olduğumu söyleyeceğim."

Telefonu kapattım. Bir an için oda sessizliğe bürünmüştü, herkes bana bakıyordu. Mübarek'e en iyi tavsiyemi vermiştim." 

Obama, CIA direktörünü Mısır'a göndermiş ve Hüsnü Mübarek'in istifa etmesini sağlayarak geçiş dönemini koordine etmiş ve sonrasınd ayapılan seçimlerde İhvan-Müslüman Kardeşler destekli Muhammed Mursi Cumhurbaşkanı seçilmişti. Sonrasında Obama general Sisi'ye verdiği emirle askeri darbe yaptırmış ve Mursi'yi indirmişti. Nitekim bir süre sonra da Hüsnü Mübarek bütün suçlamalardan beraat ettirilmiş ve eceliyle ölmüştür.

Seçkin Deniz, 21.11.2020, Sonsuz Ark

Seçkin Deniz Twitter Akışı