20 Temmuz 2013 Cumartesi

SA299/AŞ2: Öldürme ve Özgürlükleri Kısıtlama Özgürlüğü; “Müslümanları İkna Et ve Köleleştir!”

“Müslümanlar kendileri aleyhine eşitsizlikte uzlaşmaya, üç günlük dünya için dünden razılar. Neden?


Güneşin kızgın bakışları temmuz sıcağını insanların tepesine boca edercesine eriyor sabahtan akşama kadar. Upuzun günler. Oruç tutan müslümanlar, oruç tutmayan müslümanlarla, hıristiyanlar, yahudiler, ateistler, agnnostiklerle birlikte sıcakta çalışıyorlar. Sıcak çok yağız çok derin. Kimse kalkıp insanlık budur deyip oruç tutulan ayda müslümanlara daha sakin, daha  vicdanlı çalışma zamanları teklif etmiyor; eşitsizlikte uzlaşıyor herkes.

Eşitsizlik, bir insanın inançlarına göre  yaşamasını engelleyen bir  eşitlik rezâleti. Niye olsun ki? Ramazan Ayı boyunca eksiltilecek mesai sonraki aylara devredilebilir; ama kim teklif edecek bunu? Oruç tutmayı aptalca aç kalmak olarak  aşağılayan ateistler mi? Müslümanlara dünyayı dar eden hıristiyanlar ve yahudiler mi? Her şeye  agnostik bakarak, diledikleri anda  müslümanlara  hor bakanlar mı?


Kim bakacak diye aranırken tarihin karanlıklarında; kimseyi bulamamak ne kadar kötü. Kötülük müslüman olanlara karşı gittikçe genişleyen  saldırı alanının dikenlerinden ibaret değil. Para kazanan patronların oruç tutan müslümanlara yüklediği vicdansız  geçim yükü, onların müslümanlığını azaltıyor.

Çalışanların çoğu, oruç tutamamaktan dolayı muzdaripler; inançlarına karşı ihanet duygusu ile yaşamak zorunda kalıyorlar. Bu durum bir yahudinin sebt gününde çalışması kadar baskılayıcı bir işkence. Ama yahudiyi sebt günü kimse çalışmaya zorlamıyor. Zorlamak güçlünün daha küçük  güçlüye karşı en etkili silahı. “İkna et ve köleleştir!”

Oruç tutmakta zorlanan müslümanların günlük iş vakitlerinde kılamadıkları öğle ve ikindi namazlarına ek olarak yatsıyla birleştirmek zorunda kaldıkları akşam namazı her gün  biraz daha kahır yüklüyor dine. Müslüman, inancıyla mağdur ediliyor.

Hükümetlerin eleştirilme korkusu yüzünden bir türlü değinemedikleri inanç ve ibadet özgürlüğü başka bir yatsı, başka bir gece ve başka bir sabah bekliyor. Eşitsizlikte uzlaşmış olanların vicdansızlığı bu. Demokrasi çoğunluğun sesini duyurmaya yetmiyor, azınlıkların kurduğu baskı düzeni yüzünden kimse insanlığını hatırlamıyor.

Müslüman, kısıtlanan ibadet özgürlüğünün yanında, değişken zamanlı oruç ayı iş planlamasını aklına bile getirmek hakkına sahip değil. Bu özgürlük değildir, bu diğerlerinin keyfine göre düzenlenmiş bir haksızlıklar alanı. Müdahale edilmiş müslümanın hayat biçimi.

Korkaklığın daha da baskılayıcı olduğu ülkelerde özgürlüklerin birer bahşiş ya da lütuf olarak takdim edilmesi insanlık adına esef verici; siyah bir Amerikalının beyaz bir gece bekçisi tarafından gece vakti, sebepsizce durdurulup kolayca öldürülmesi kadar tehlikeli.  Müslümanların ve yahudilerin kesecekleri hayvanı nasıl keseceklerine karar vermek kadar tehlikeli. Câmi yapımını istemeyen Fransızların, müslümanları batılı değerleri umursamamakla suçlaması kadar tehlikeli.

ABD Başkanı siyah Obama, beyaz Amerikalıların, siyah Amerikalılara karşı yapılan ırkçı ayrımcılığın devam ettiğini anlaması gerektiğini beklerken ne kadar âciz, ne kadar dilenci… Güçlü yahudiler Polonya Anayasa Mahkemesi’nin uyuşturulmadan hayvan kesimini yasaklaması karşısında ne kadar korkak ve ülkeyi terk edici ve müslümanlar ne kadar sessiz, tepkisiz… Güç istenci, nedir?

Öldürme ve özgürlükleri kısıtlama özgürlüğü, ezenler için ideal olan en büyük kötülük. Bütün müslüman coğrafyalarda öldürülen milyonlarca müslümanın aşağılanan namusu, dini, kimliği, ırkı , müslümanın en büyük utancı olarak tarihe kaydediliyor. Öldürülmeme ve özgürlüklerini talep etme özgürlüğünü kullanamayanların hak ettikleri geçmiş ve gelecek bugünden farklı değil.

Birbirleri ile didişmekten başka bir şey yapmayan müslümanların ağlayacakları gözlere bile sahip olmamaları; kafalarını eğip sessizce çekip sorunlarından kaçmaları onları daha fazla işkence taliplisi yapıyor.

Müslümanlar kendileri aleyhine eşitsizlikte uzlaşmaya, üç günlük dünya için dünden razılar. Neden? İkna edilmekten bıkmadılar mı?


Arif Şahin, 20.07.2013, Sonsuz Ark, Şaşkınların Tarihi 2



Seçkin Deniz Twitter Akışı