“Andolsun mazlumların feryadını
boğandır bu çağ; kâtilin tetiği çektiğinde sarf ettiği emeği övendir.”
Andolsun geceye. Geceden çekip çıkartılan gündüze. İki şey arasındaki farkı bilen ve görene andolsun ki çağ, zalimlerin çağıdır. Zalimlerin zulmünü aklayandır bu çağ. Zulümleri taltif edendir. Ödüllendirendir.
Andolsun ki aldatının
egemenliğidir hükümran olan bu çağda. Yokluğu yoksulluğu
horlayandır. Derdi, sevinci, gamı tasayı alınıp satılan bir “nen”e döndürendir. Çağ, ‘Onur’u
bulunduğu yeri ölçen, bilendir.
Andolsun ki çağın bütün değerleri ölçülüp biçilendir. Andolsun bu çağ, ölçülemeyen her değeri ayaklar altına alandır. Adalete, Eşitliğe, Barışa hiçbir dem bu denli kin kusulmamıştır.
Andolsun hiçbir dem
bu denli tersyüz edilmemiştir değerleri insanlığın.
Andolsun mazlumların feryadını
boğandır bu çağ. Katilin tetiği çektiğinde sarf ettiği emeği övendir. Katilin
alnındaki teri elindeki kanı silen bir eldir bu çağ. Öldürüş ayinleri
düzenleyendir. Ölümler karşısında raks etmeyi seçendir. Övüncü kıyımlardır.
Andolsun kurda kuşa,
börtü böceğe. Andolsun tan yerinin kızıllığı kandandır. Andolsun çağ kanı
karartandır. Karayı ak, akı kara diye belletendir. Akı ayaklar altında
kirletendir. Her bir şeyi utanıp sıkılmadan hiç duraksamadan ters yüz edendir.
Öldüreni mazlum, öleni zalim diye öğretendir.
Andolsun hiçbir
dönemin Nemrut’u bu denli namert olmamıştır. Bu denli kurnaz olmamıştır, hiçbir
dönemin Firavunu. Andolsun bu çağ, iblisi imrendirendir. İblisin aklına
gelmeyen eylemleri gündemleştirip güncelleştirendir. Güncelleştirip devreye sokandır.
Andolsun firavunun
yanındaki sihirbazlar ne ise, çağın firavununun yanındaki sihirbazlar da -şimdi
ki adlarıyla medya- aynı işlevi görmektedir. Firavuni sistemlerin sürdürülmesi
için onlar gibi insanları yığınlaştırmanın hesabı içindedir. Gayreti içindedir.
Gayretleri, çabaları bu sömürünün bu zulmün bekası içindir. Kanına girmek
içindir canlı-cansız her bir şeyin.
Andolsun ki
köşelerinde Firavunu aklayan, söylenceler üreten sefillerdir hep bir bu kanlı
çağı diri tutan. Mazlumların karşısında kükreyen bu sefiller Firavun karşısında
el etek öpmekten mesttir.
Gocunmazlar önlerine
atılan kemiklerden. İrkilmezler gözü açık giden bebelerden. Ürkmezler bir deri
bir kemik kalmış insanların iniltilerinden. Nasıl da ters yüz ederler gerçeği
kahrolasıcalar!
Kahrolacaklar da!
Andolsun bu kanlı
tarihi yazan bu sihirbazlardır. Sömürüyü aklileştirip haklılaştıran bu
sihirbazlardır. Andolsun ki çağın köleliğini allayıp pullayan, allayıp
pullandıklarını yüreklerinde mini minnacık bir pişmanlık duygusu belirmeden
pazarlayan bu medyaya çöreklenmiş bu sihirbazlardır.
Andolsun çağın Karunlarının
semirdikçe semirmesinde medya tetikçilerinin payı oldukça fazladır. Sömürüde ki
payı Karun’dan bile fazladır.
Belam’ı Baur’un
yandaşlığından gocunmamaktadır. Ürkmemektedir yapıp ettiklerinden! Dökülen
kanlar karşısında ürpermemektedir. İnsanlar duygulardan soyunmuştur. Çıkmıştır
insanlıktan. Vahşeti, goygoyculuğu, sömürüyü giyinmiştir. Efendileri gibi
semirdikçe semirmiş, semirdikçe şımarmıştır. Şımarıklıkları arşı salmıştır.
Evreni kuşatmıştır.
Andolsun dağa, taşa
kurda-kuşa medya tetikçileri utanmazdır da. Utanmazlığın koynunda büyürler,
utanmazlığın sütüyle beslenmişlerdir. Edepsizliğin bayraktarlığını yaparlar
büyük bir coşkuyla. Verilen her bir ödül edepsizlikleriyle orantılıdır. Mahrem
nedir bilmezler. Kendi mahremlerini bile ulu orta halkın ortasına dökmekten
çekinmezler. Teşvik ederler birbirlerini. Zulümde, iftirada, yalanda sınır
tanımazlar.
Andolsun bu çağın
sahipleri ve yardakçıları varlığın ve var oluşun önünde bir engeldir. Dirilişin
önünde bir engeldir. Dirilişin önünü kesen uğrudur. Uğursuzluğun alevini diri
tutandır. Kandilleri katrana bulayandır. Aya, güneşe, yıldızlara kulp takandır.
Kulp takıp mezatlarda satmaya kalkandır. Ve satandır hatta. Göğü bile
parselleyip satmışlardır. Satmaktadırlar.
Andolsun bu çağın
sahipleri ve yaltakçıları insanlığın bitimsiz kanayan yarasıdır.
Andolsun hakikate
hakikat erenlerine bu çağ talancıdır. Hem canları talan ederler hem canların
emeklerini hem yeryüzü gökyüzü nimetlerini talan edendir. Andolsun ne yeryüzü
ne gökyüzü böylesi bir çekirge sürüsü görmemiştir. Umarız bir daha böylesini
görmeyecektir ne yeryüzü ne gökyüzü. Ah bu ne şedit ifsat edici bir sürüdür!
Andolsun çekmezliğin
cenderesinde kıvranıp durur bu çağın sahipleri ve yardakçıları. Öyle ki bir bir
ellerindekini dahi çekemezler. Kanlı ellerindeki kanlı utkularının kanlı
ürünlerine korkunç ve vahşi bir açlıkla bakarlar. Biri bir an düşse gaflete,
yok ederler o gaflete düşeni, tıpkı kurtlar gibi.
Andolsun kaleme, söze
andolsun bu çağ müfteri çağdır. Müfterilerin çağıdır. Nefesi küf kokanların
çağıdır. Çürümüş değerleri soluduklarındandır bu.
Andolsun bu çağ
insanlık için utanç veren ara bir dönemdir yine de. Aslolan aydınlık çağlardır.
Vahyin soluğuyla dirilen çağlardır aslolan. Bu çağın sahipleri egemenliklerinin
bitimsiz olduğu vehmiyle sarhoş olsalar da bitecektir. İnsanlık bu ara dönemden
de geçecektir kuşkusuz. Kuşkusuz bu hep böyle gitmeyecektir. Bitirecektir,
geçecektir. Karanlık çağlardan geçtiği gibi. Taş devirlerini aştığı gibi bu
devri de aşacaktır insanlar.
İnsan olmayı, insan
kalmayı sürdürenler bu çağı da yokluğa gömecektir. Yok olanlar kervanına
katacaktır iftira merkezlerini. Zulüm üretim merkezlerini tüketim merkezlerini
yokluğun en derin dibine sürgün edecektir insan kalanlar, insanlığını
sürdürenler tarafından.
Andolsun geçmek
zorundadır ve geçecektir, tükenecektir bir mum gibi bu çağ. Bu çağın
firavunlarını medya tetikçileri de kurtaramayacaktır. Hiçbir firavun
kurtulamamıştır asasından Musa’nın.
Andolsun insanlık bu taş
devrini de aşacaktır. Bu çağın nemrutlarını yardakçıları medya tetikçileri de
kurtaramayacaktır. Hiçbir Nemrut kurtulamamıştır sorgusundan İbrahimin!
Andolsun bir Hüseyni
yiğit çıkıp gelecek ve tahtını yerle bir edecek günümüz yezitlerinin! Yezide
güzellemeler yapanın köşelerini viran edecektir.
Andolsun yeniden
yükselecek onuru insanlığın.
İnsan hep bilincinde
olacaktır eşref-i mahlukat olduğunun. Ne kadar karartılmışsa karartılsın
bilinci bir Davudi rüzgâr söküp atacaktır o kara bulutları.
Cemal Çalık, 25.07.2013,
Konuk Yazarlar, Sonsuz Ark