(Uzun kış gecelerinden kısadır gece)
(Yakıp geçmiş tüm kahırlardan daha uzun bu gece)
(…)
Dokunur boğazına içeriden
Derinden gelir uykusuzluğun, kırgınlığın, gecelerin
Kırılmış, parçalanmış bir yüreğin çığlıklarını duyarsın
(…)
Dokunamazsın gelmişine, geçmişine, gideceğine
Gündüz karanlıktır, dudakların mayhoş
Bir riya karnavalında gezinen dakikalar, hayaller ve dua
Kırılgan bir dokunuştur boğazında düğümlenen
Kırılmış bardaklar, vazolar çiçeksiz…
(…)
Çocuklar hey, yüzyılın ağlakları
Susun, sessiz olun, gömülün geceye
Gece, içinizdeki karanlık, gözlerinizdeki hüzün
Geçip gelemeyen bir sabahın kırıntılarına doluşsun
Kırın kapılarını hüznün
Çağırın türkülerin çocuk dilini
Gülümseyin duvarlara, kambur sırtlı akşamlara
Dokunun duvarlarına katillerin, gözlerine bakın…
(…)
Karanlığı çağıran ellere
Dillerin zehir büken, doğrayan, yediren ruhuna dokunun…
(…)
Dokunsun tüm düşler için boğazlara içeriden
Dokunsun direnişin çocuk rengi zamana…
(…)
Yutkunmaktır zamana, çalana, haykırana, bağırana dokunmak
Yaşamaktır dokunmak, korkulardan arınmış, arınana dokunmuş olmak...
(…)
Geceye kükremiş bir sessizliktir dokunmak
Eksilmişliktir insandan gelene
Geldiği gibi yarıp geçene, yardığı yerde öldürüp geğirene…
(…)
Sessizliktir gözlerden uzanıp gelen
Sessiz bir isyandır işte…