“Duamız
da olmasa yok olacağız; yok edecekler
bizi.”
Zihnim
yorgun. Anadolu Ajansı’nın naklen yayınladığı Adeviyye Meydanı’nda kılınan
namazları ve edilen duaları dinliyorum. Ağlayarak yükselen duaları dünya
dinliyor; Allah da duyuyor. Elimden gelen sadece dua. Askeri darbenin getirdiği
yüzlerce ölüm, binlerce yaralı. Esmer insanların yoksul giysileri kanla
paramparça. Ölülerin gözleri yarı açık; Tahrir Meydanı’nda ise bu vahşetten
dolayı sevinçle havaya sıçrayanlar var.
Bütün
dünyada dökülen masum kanlarına bakıyorum; hepsi müslüman. Müslüman Soykırımı’na karşı müslüman
olmayanların hepsi, müslüman olduklarını iddia eden münafıkların hepsi sessiz
ve teşvik edici. Müslüman olmayan binlerce aktivist sessiz; vahşeti keyifle
izliyorlar.
Ne
yapmalı? Türkiye’deki insanlık dışı insanların bu vahşet karşısında aldıkları tutum
beni şaşırtmıyor; onların da çocukları var, onlar da çocuklarına sarılıp mutlu
olabilen varlıklar. Dünya’daki diğer benzerleri gibiler; müslüman acı çektikçe
onlar mutlu oluyorlar. Teselli verenler de var; meydanlara inip ölümlere,
vahşete karşı ellerinden gelenin bu olduğuna inanıp.
Çocuklarına
nasıl hesap verecek bu insanlar? Bu vahşeti tezgahlayan Amerika, Fransa,
İngiltere, Almanya, İsrail ve Arap diktatörler tarihe ne diyecekler, Allah’a
nasıl hesap verecekler? Mekke’ye ve Medine’ye efendilik edenleri Allah orada
durduracak mı?
Yirmi
yedi gündür meydanlarda, sokaklarda direnip dua eden, namaz kılan müslümanlar
tarihin bütün ideolojik kuramlarını altüst ettiler; öldürmüyorlar, yıkmıyorlar,
sadece dua ediyorlar. Gandhi’ye yüzlerce kitap yazıp onlarca film çekenler, bu kutlu
direnişe sessizler. Mısır, yüzlerce yıllık ezikliğine son vermek istiyor, biz
buna şahidiz, Allah da şahittir.
İki
yıldır Suriye’de öldürülen yüz binden fazla müslümandan sağ kalanlar daha fazla ölmemek için savaşıyorlar. Suriyeli
müslümanların kardeşleri, ırkdaşları, müslüman Mısırlılar, ölümün
sıradanlaştığı topraklarda dua etmekten başka bir şey yapmıyorlar. Onları iç
savaşa sürüklemek isteyen batılıların müslümanları soykırımla azaltma planlarını
bozuyorlar; dua ediyorlar.
Zihnim
yorgun. Türkiye’deki deliliğe karşı yorgun, Dünya’daki deliliğe karşı yorgun.
Çocuklara bırakacağımız kanlı mirası düşünürken yorgun. Televizyonlarda her
türlü ahlaksızlık, dizilerle aile içi akrabalar arası aşklar her gün
milyonlarca insan tarafından izlenirken susan tasavvufçular hamile kadınların
sokağa çıkmamasını istiyor.
Vakit ne
vakti, kim belirliyor bu gürültülerin vaktini? Ahlakı evden, okullardan, iş
yerlerinden çıkarıp atanlara sesi çıkmayanların, durduk yere göbeği görünen birkaç
hamile kadını dillerine dolayıp zaten her türlü zıpkına hazır hale getirilen ülkeyi
tedirgin ediyorlar. Asıl ahlaksızlık bu. Ramazan Ayına mahsus edep uyarıcıları,
çekin gidin kapımızdan.
Türkiye’de
kanlı hesaplaşmalar sürüyor, soygunların sahipleri güçlerini korumak istiyor;
insanlar yaşamak istiyorlar, yoksul ve ezik olmak istemiyorlar. Gazeteler bir
sürü hastanın zırvalarıyla dolu. Karmakarışık
sokaklar, caddeler, sinir küpü evler…
Nefs
terbiyesi deyip dergahlarda sürü
besleyenler, bir tek itiraz sesi çıkarmamakta ısrar ediyorlar. Ne bir
teskin edici söz ne bir teşvik edici iyilik. Zorba bir dil, kışkırtıcı bir
tavır, kibirli bir çirkinlik akıyor insanların
kulaklarına.
Kimse kimseye
güvenmiyor, azıcık farklı düşünenler teşhir ediliyor, rezil ediliyor, silinip
atılıyorlar. Evler yorgun, insanlar yorgun, camiler yorgun, kahveler yorgun,
herkes yorgun.
Siyasetin
dili çirkinleşmiş, bürokrasi kibirli sonradan görmelerin istila ettikleri
yerler hâline gelmiş. Toptan bir eskime görünüyor gözüme; eski kirliliğin
yeniden inşâsı sürüyor her geçen gün. Nezih insanlar arıyor gözlerim. Duruşuyla,
sözüyle, insancıllığıyla, saygısıyla, hoş görüsüyle belirginleşen insanlar
arıyorum. Bir başbakan, birkaç bakan, birkaç yazar, birkaç akademisyen yetmiyor
bu yorgunluğu gidermeye…
Hepimiz yorgunuz
çünkü. Müslüman Soykırımı’na direnirken yorgunuz ve dualara sığınıyoruz
çâresiz. Duamız da olmasa yok olacağız;
yok edecekler bizi. Hepimiz yeniden bakmalıyız hayata...
Arif Şahin, 27.07.2013, Sonsuz Ark,
Şaşkınların Tarihi 3