13 Ağustos 2013 Salı

SA353/KY1-CÇ35: Sabr; Beşinci Olarak Çalınan Sözcüğüm

Zor karşısında boyun eğmeyi buyurur hokkabazların emrettiği sabr…”


Sabr en temel vasfıdır insanın. Sabr üstüne kurulmuştur insanlık. Sabr üstüne kurulur insanlık. Sabr merdiveniyle yükselir insanlık. Kişi sabr merdivenlerinden tırmanarak katılır insanlığa. Sabr kıldan ince kılıçtan keskin bir köprüdür, yolcusu yalnızca insandır. Yalnızca insan tanır, yalnızca insan bilir, yalnızca insan ayrımındadır sabrın.

Sabr en önce iftiraya uğrayan vasfı olmuştur insanın. Yol kesenin iftira sağanağına ilk muhatap olan vasfıdır insanın. İlk yaralanan sabr olmuştur insanda. Ah, nasıl da değişmiştir ağızlarında hokkabazların. Yol kesenin tilmizleri o hokkabazlar nasıl da ters-yüz etmiştir sabrı. Nasıl da katrana bulamışlardır. Nasıl da kanmıştır insan bu oyuna. Bu ters-yüz oluşa nasıl da kuşku duymadan sarılmıştır insan ve insanlık.

Hokkabazların öğrettiği, pazarladığı sabr kokuşmanın sürdürücüsüdür. Hokkabazların tanımladığı tanımlayıp uygulamaya soktuğu sabr var olanın içselleştirilmesinde öncüdür. Hokkabazların dillerine doladıkları dolayıp ulu orta saçtıkları sabr, var olanın değiştirilemez olduğu bir yazgı olduğu düşüncesini eker büyütür yüreğinde insanın.

İnsan yolundan sapsın içindir bütün bunlar. Bütün bunlar insan ahdini unutsun içindir. Bütün bunlar insan yolunu bulmasın içindir
.
Yol kesen ve tilmizleri hokkabazların işi ne de kolaydır. Ne de çabuk düşürürler tuzaklarına insanı, çün insan tembelliğe teşnedir. Tembelliğe en elverişli varlık insandır. Tembelliğe sevdalı tek canlı insandır.

Hokkabazlar bilir tembelliğe düşen insanın her bir şeyde kendilerine en iyi yardımcı olacaklarını. Bu bilişle coşmuşlardır hokkabazlar. Bu yüzden hiç vakit kaybetmeksizin sabrı dönüştürmek için koyulmuşlardır yola. Çün ters-yüz ettikleri sabr en kestirme yoldur tembelliğe.

Zor karşısında boyun eğmeyi buyurur hokkabazların emrettiği sabr. Hokkabazların emrettiği sabr az bir gayretle şıpıniş çözülecek bir sorunu, az bir gayretle şıpıniş aşılacak bir engeli aşılmaz olarak algılatır insana.

Öylece durmasını salık verir insana. Öylece durmasını sağlar insanlığın. Öylece duruverir insanda. Boyun eğişini yazgı diye adlandırır. Boyun eğdiklerine yazgı diye bakar. Yaşamayı seçer başkaldırmanın yaratana isyan olduğu yanlışıyla. Bu yanlışı sabrla yüceltir. Sabrla kutsar. Ayrımında değildir yok kesen ve tilmizleri hokkabazların katrana buladıkları sabr bildikleri o sabr değildir. En küçücük bir iz bile taşımamaktadır bildikleri sabrdan.

Ey insanlık! Ey insan, senin vasfın olan sabr direnme tahammül etme karşı koyma gücüdür. Bütün peygamberlerin kirlenmemiş rehberlerin varisi olan ve izlerini takip eden kimselerin tavsiyesi, vasiyeti olan sabr boyun eğmeyi değil direnmeyi öğretir. Yılgınlığı değil tahammül etmeyi öğretir. Onaylamayı değil karşı koymayı öğretir.

Ey insan, işte bu sabrdır seni sen eden vasıf.  Eğer yazgı denecekse bu sabra yazgı denmelidir. Kişi bunu yazgı bilmelidir. Geri dönüş olmadığını durmak olmadığını yazgı bilmelidir.  Sabr oluşun sürekliliğini sağlayandır. Elden ele, soydan soya korunan bir cevherdir. Çaba ve oluşun yaktığı bir ateştir. Sabr zafer için umut eken ve ekilen umudu büyütendir. Büyütüp diri tutandır.

Sabr eylemlerin diri tutulmasını sağlayandır. Eylemler sabrla hayatiyet kazanır. İnsan ve insanlık ülkülerini ayakta tutan ve onları gerçekleştiren sabrdır.

Sabr bedendeki baş gibi inanç bedeninin başıdır. Başsız beden ne ise sabrsız inanç ta odur. Sabrsız inancın yaşamasına bir yol yoktur. Yaşamını sürdürmesine bir yol yoktur sabrsız bir inancın. Kurur ağaçtan düşmüş bir yaprak gibi. Susuz kalmış bir bitki gibi kuruyup kalır sabrsız inanç. Kuruyup kalır inançsız bir insan da. İnsanı diri tutan inançtır. İnancı diri tutan sabrdır.

Ey insan, kuşan sana gerçek rehberlerin sunduğu sabrı. Ve korumasını öğren o sabrı. Bil ki; hem içinde hem dışında sana vasiyet edilen sabrın yol kesenleri vardır. Soluğunu kesmeye çalışanlar vardır. İçinde uyuyan o sabrın düşmanları şunlardır; tembellik, bencillik, zevkperestlik, hırs, tamah, korku, alçaklık, şehvet düşkünlüğü. Bunlar uyuyan birer canavardır. Senin içinde uyuyan canavarlardır. Sinsi birer ağaç kurdu gibidirler. Uyandıklarında, uyanıklığa bir yol bulduklarında kemireceklerdir sana miras bırakılan sabrı. Seni sen yapan sabrı.

Dışında da düşmanları vardır seni sen yapan sabrın. En başta geleni yol kesen o ifrit ve onun sana benzer hokkabaz tilmizleri. Zaten her bir tuzak onların eseridir. Her bir düşman onların yapıtıdır. Dünyevi albeniler ekip biçer onlar. İfritsel çabaları pek verimlidir. Albenilerin yetmediği yerde zorlamalar girer işin içine. Yüklendiğinle alay edilir, yüklendiğin gözünde büyütülür. Böylece seni sen yapan sabrın önü kesilmeye yeltenilir.

Ey insanlık! Ey insan, seni sen yapan mirasına gözün gibi bakmalısın. Bu bakış yazgın olsun senin.





Cemal Çalık, 13.08.2013, Konuk Yazarlar, Sonsuz Ark






Seçkin Deniz Twitter Akışı