"Bu yazı hüznün en derin karanlıklarından Suriye'deki kimyasal silah ve vahşet kurbanı masum çocukların, Mısır'daki çocuk şehitlerin katillerine gönderilen bir bedduanın ruhunu taşımaktadır."
(1. Kritik/Anti Anakronik Ara)
İçim, bir yıl dolmadan yedi kez kol kola gelen bu iki adamın midesine tükürmek istiyor. Nasıl? Nasıl konuşabiliyorlar, insanların, hele o minicik çocukların ölümlerini. Nasıl? Her seferinde nükleer başlık mı konuşuyorlar? Filistinli çocuklar, Afganlı kadınlar, Pakistanlı yaşlılar, ah! Midem bulanıyor…
(2. Kritik/Anti Anakronik Ara)
Che... Arjantinliydi. Komünistti. Sosyalistti. Kapitalistlere düşmandı. Kapitalistler ve komünistler otuz dokuz yaşında öldürdüler, adamı.
Anladık ki; adam komünist de değildi. Kanı emilen herkes için bir yol arıyordu. Korkaklar ve bukalemunlar diyarında wampirleri durduracak her şeyi yapmaya çalışmıştı. General Videla’nın Arjantin’de yüz binlerce insanı katletmesine mani olacak bir kıvılcım bırakamadı. Doktor çantası ile silah arasında kalakaldığı o gerilla yolculuğunda, çantasını bırakıp silahı seçtiği anda duran dünya şimdi daha iyi değil. Şimdi gerillalar bile namussuz. Midem bulanıyor…
(3. Kritik/Anti Anakronik Ara)
Güney Amerikalılar; Brezilyalılar, Arjantinliler, Guatemalalılar, El Salvadorlular, Bolivyalılar, Şilililer, Paraguaylılar, Uruguaylılar, Venezuelalılar, Perulular, Kolombiyalılar, Kübalılar… Binlerce ölümün, ihanetin kurbanları. Soğuk dedikleri savaşın sıcak kanlarıyla paramparça edilen ölüleri, İranlılarla, Türkiyelilerle, Araplarla, Afrikalılarla, Korelilerle, Kamboçyalılarla, Hindistanlılarla, Afganistanlılarla, Pakistanlılarla, Endonezyalılarla, Vietnamlılarla, Filipinlilerle, Malezyalılarla, Bosnalılarla, Arnavutlarla koyun koyuna yatıyorlar vahşetin tam orta yerinde. Onlar, wampirler ise hamburger yiyorlar utanmadan, utanmadan kol kola. Midem bulanıyor…
(4. Kritik/Anti Anakronik Ara)
Sekizi bir yerde bugün, sekizi soyu tükenmiş Kızılderililerin yukarı vatanında, Kanada’da. Yeşillikler arasında yürüyorlar… Hiçbir şey olmamış gibi. Hiçbir çocuk kimyasal bombalarla iç organlarına kadar erimemiş, hiçbir kadın içi parçalanırcasına tecavüz edilmemiş, hiçbir erkek çırılçıplak bırakılarak aşağılanmamış, tecavüze uğramamış gibi. Onlar, düğmeleri iliklenmiş ceketleriyle yeşillikler arasında aile fotoğrafı çektiriyorlar. O kadın, o vahşi baykuşların arasındaki o kadın, o sarışın kadın; diğerleri kadar vahşi, diğerleri kadar masumiyet düşmanı; gülümsüyor. Midem bulanıyor…
(5. Kritik/Anti Anakronik Ara)
Onlar, Kuzeyin çakalları. Onlar, Batı’nın leş yiyenleri. Bembeyaz ve sarışın ırkların dışında kalan herkesi anlaşıp tokalaşarak satanlar. Savaş çığırtkanı ikiyüzlü hainler; dünyanın kendileri dışında kalan ülkelerini soğuk savaş diye, kutuplar diye diye parçalayıp kışkırtanlar, onlara silah satıp el çırpanlar, kurbanları birbirini öldürdüklerinde ise gelip aralarını düzeltmeye kalkanlar. Kendileri ölmediği için soğuk dedikleri, binlerce masum insanı mahvettikleri iğrenç ilişkilerin içinden gülümseyebiliyorlar. Her biri bir kukla, her biri bir bukalemun, her biri bir aşağılık. Midem bulanıyor…
(6. Kritik/Anti Anakronik Ara)
Biri, o biri, o masum yüzlü biri ise, kanlarını emdikleri Afrika’da Dünya Kupası finallerinde kendi ülkesinin maçlarını izlemek için orada. Ve hiçbir şey olmamış gibi izliyor. Kendi takımındaki Karaderililerin sayısına da bakmıyor. Karaderililer koşuyorlar sahada; renkleri aynı, ama ülkeleri ayrı. Biri Gana, diğeri ABD… Futbol, ah! Ağlat, ağlat yankileri, işte böyle. İçim ilk kez ferahlıyor.
(7. Kritik/Anti Anakronik Ara)
Koşan sizsiniz karaderililer… Sırtlarınızda İngiliz, Fransız, Hollanda, Amerika formaları… Acı çekmiyor musunuz?
(8. Kritik/Anti Anakronik Ara)
Siz; Arjantin, Küba, Bolivya, Kolombiya, Kosta Rika, Şili, Ekvador, Guatemala, Honduras, Meksika, Nikaragua, Panama, Paraguay, Peru, Porto Riko, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Uruguay ve Venezuela’nın esmer adamları ve kadınları neden İspanyolca konuştuğunuzu sorgulamıyor musunuz?
(9. Kritik/Anti Anakronik Ara)
Siz; Brezilya, Angola, Makaolular… Ulu ağaçların çocukları renkleriniz Portekiz rengi değil, dilleriniz nerede?
(10. Kritik/Anti Anakronik Ara)
Siz; Benin, Burkina Faso, Burundi, Cibuti, Çad, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi, Fildişi Kıyısı, Gabon, Gine, Kamerun, Komorolar, Kongo (Brazzaville), Madagaskar, Mali, Nijer, Orta Afrika Cumhuriyeti, Ruanda, Senegal, Seyşel Adaları, Togo karaderilileri ne zaman uyanıp Fransızca konuşmaktan vazgeçeceksiniz?
(11. Kritik/Anti Anakronik Ara)
Siz Hindistan, Pakistan ,Nijerya, Filipinler, Güney Afrika Cumhuriyeti, Sudan, Kenya, Uganda, Gana, Madagaskar, Kamerun, Zimbabve, Malavi, Zambiya, Ruanda, Sierra Leone, Papua Yeni Gine, Singapur, Liberya ,Jamaika, Namibya, Lesoto, Botsvana, Gambiya, Mauritius, Svaziland, Togo, Fiji, Guyana ,Solomon Adaları, Bahama, Belize, Barbados Vanuatu, Saint Vincent ve Grenadines, Mikronezya, Kiribati, Grenada, Seyşeller, Dominika, Antigua ve Barbuda ,Marshall Adaları ,Saint Kitts ve Nevis, Palau, Nauru’nun kanı sülük armağanı, İngilizce konuşan değersiz insan yavruları, ne zaman içinizdeki sefil duyguları öldürüp, onurunuza sahip çıkacaksınız? Korkaklığınızı gördükçe midem bulanıyor…
(12. Kritik/Anti Anakronik Ara)
Siz, Azeriler, Kazaklar, Türkmenler, Kırgızlar, Özbekler, Gürcüler, Ermeniler, Ukraynalılar… İçinizdeki Rus canavarından kurtulmadan size rahat ölüm yok. Kıytırık kaypak korkaklar… Bakın Sırplara, Çeklere, Slovaklara, Macarlara, Polonyalılara, Slovenyalılara burunlarından kıl aldırmıyorlar… Rusça ile bağları yok, kelleri parlak; karıları moda düşkünü… Ah! Çıtır kızlar ve oğlanlar, papazlarınız ağlıyor; bedenleriniz hovardaların elinde birer paçavra. Midem bulanıyor…
(13. Kritik/Anti Anakronik Ara)
Siz Türkiyeliler, midesi bulananlar, siz ne zaman kendi dilinizi konuşmayı öğreneceksiniz. Siz ne zaman karanlıkların arkasındaki şaşkınlar gibi, sekiz kan emici ülkenin yaydığı hasırlarda bel çürüteceksiniz? Ekseniniz, eski eniniz, eski boyunuz ve eski pergeliniz, topunuz tüfeğiniz, kahramanlıklarınız, etiniz/ butunuz, çıngıraklı yılanlarınız, acı dolu gecelerde kıvırtan dansözleriniz, pişkin işkembecileriniz, kırk elli yazar/bozarınız, kadın etine nikâh sokuşturanlarınız... Hâlâ ayıplarınızla aynı yatakta yatmaya utanmıyor musunuz?
***
Soğuk Savaş dedikleri dönemde Dünya’daki kıyımlardan, haberiniz yok; öğrenin. Truman ve Stalin denen iki katilin 1947’den beri Dünya’yı zorla soktukları korku tünelinde, 1975-1985 yılları arasındaki karanlık 10 yılın karnını deşin. Sizin darbeler, koruculuk dediğiniz şeyler, sizi üçüncü dünya ülkesi görenlerin Güney Amerika ülkelerinin neredeyse tümünde ve tüm sömürgelerde hepsinin hep birlikte hamburger yiyerek planladıkları ve uyguladıkları şeyler.
***
Arjantin’de o dönemde katledilen babalar, oğullar, kocalar, kadınlar ve çocuklar için sessiz duruşlarda bulunan beyaz başörtülü Plaza Del Mayo Anneleri gibi sizin de Cumartesi Anneleriniz var. Küba bir karakoldu, Siz bir karakolun körkütük cahil bırakılmışları idiniz.
***
Birbirinize düştüğünüz gibi düştüler birbirlerine El Salvadorlular. Toprak reformu yapan, yaptıkları gibi kesilen Guatemalalılar gibi kesildiniz birer birer. Şimdi Brezilya gibi geri adım atın hadi. Çakıl taşlarına aldanıp birbirinizin gözlerini oymaya devam edin. Sekiz kuzgun tepenizde sizi bekliyor. Gözleri, karınları aç; leşlerinize konacaklar…
***
Midem bulanıyor…
Alper Selçuk, 27.06.2010, Antiseptik Anafor 25
Alper Selçuk Yazıları