“Fıtrattan sapma kuşku ile başlamıştır insanda…”
Var edenin var ettiklerindeki imzasıdır fıtrat.
Mutlak hakikatin göstergesidir. Mutlak hakikate işarettir fıtrat. Evrende başıbozukluğa
bir yol olmadığının belgisidir fıtrat. Kendiliğinden bir oluşun muhal olduğuna
kanıttır fıtrat. Kanıt ötesi bir kanıttır.
Fıtrat tanımlanası olmayandır. Tanımlanmaya muhtaç
olmayandır. Tanıma ihtiyaç duymayandır. Apaçıktır fıtrat. İnsan gözünün değdiği
her var edilmişte hemen belli eder kendini. Arının bal yapımındaki mahareti
fıtratının gereğidir. Örümceğin ördüğü ağdaki sağlamlık fıtratının gereğidir.
Minicik çekirdekte saklı olan koca zeytin ağacına
büyümeyi fıtratı göstermektedir. Fıtratı yol vermektedir. Göçmen kuşlarının
yönünü fısıldayan fıtrattır. Denizlerin dağların yıldızların güneşin ayın
hareketleri hep bir fıtratın izdüşümüdür.
Hep bir fıtratlarının gereğidir. Fıtratlarına
aykırılık gelmez ellerinden. Ellerinden gelmezliği seçebilme yetilerinin
olmayışındandır. Seçebilme yetileri olsaydı da kendilerini ellerinden gelmez
kılarlar mıydı?
Bilmiyoruz. Ama insanı biliyoruz. Seçebilme yetisi
vardır. Bu yeti ile ya fıtrata uygun davranacak sırat-ı müstakim üzre olacak ya
da sapacaktır. Fıtrattan sapma kuşku ile başlamıştır insanda. Yol kesmek için
ruhsat almış olan hiç rahat vermemiştir insana. Çoğunlukla insan bu gerçeği
atlamıştır. Bitimsiz bir sınavla yüz yüze olduğunu unutmuştur.
Kolaylaştırmıştır işini insan yol kesmek için ruhsat almış olanın.
Fıtrata kuşku ile bakmak bu yüzden insana özgüdür.
İnsandan öteye sapmaya bir yol yoktur. Değil mi ki insan “zalim ve cahildir”.
İnsandan öteye fıtrata kuşku ile bakan olmamıştır. Olmayacaktır.
Dengeler fıtrat üzredir. Fıtratı bozmak var olan bütün
dengeleri bozmak demektir. Dengelerin bozulması demek yıkımların, kargaşanın
egemen olması demektir. Bu nedenle kuşkuya geçit yoktur dengenin olması
gerektiği konusunda. Dengenin olmasını gerektiren fıtrattır.
Fıtrat her türlü kuşkudan uzaktır. Uzak olmalı, uzak
olunmalıdır. Fıtrattan kuşkuya düşen dengenin neliğini anlamamış insandır.
Dengenin neliğini anlamamış insan hiçbir şeyi anlamamış demektir. Varlığı var
olanı var edeni anlamamıştır. Bu anlayışsızlıktan rahatsız dahi olmamaktadır.
Belki insan oluştan rahatsızdır. Bu yüzden fıtrata kuşku ile bakabilmektedir,
bakmaktadır.
Belki de fıtrata kuşku ile yaklaşmak yaklaşanın
kendi varlığından varoluşundan kuşkusuna işarettir. Varın, var olmanın ne
olduğuna ilişkin bilgisinin kıtlığındandır. Kendiliğinden apaçık olanı görmemek
için özel bir uğraş gerekir.
İnsan görmezlikte pek mahirdir. Bunu şıpıniş
becerir. İnsan kendi yapıp ettiklerinde hep bir eksiklik gördüğü için fıtrattan
kuşku duymaktadır belki de. Belki de bu yüzdendir acımasızlığı. Belki de bu
yüzdendir vurdumduymazlığı. Belki de bu yüzdendir aymazlığı. Belki de bu
yüzdendir hemencecik kanı vermesi.
Fıtrat bir insanda bozulandır. Bir insanda ihanete
uğrayandır. Bir insanda ihanet uğrar fıtrat. Yol gösterirlikten çıkışı
insanladır. İnsan eliyle kirlenir fıtrat. İnsan eliyle aslından uzaklaştırılır
fıtrat. Bir insan fıtratı iş göremez kılar. Fıtratı iş göremez kılabilen bir
insandır.
Zalim ve cahil olan bir insandır sapışa bir yol
bulabilen bir insandır. Yine de istendik olan budur. Fıtrat seçebilende
görkemlidir. Fıtratın biricikliği seçebilende fark edilendir. Yeryüzüne insanın
halife kılınışının bir gereğidir bu. Fıtrat insanda mükemmel olandır. Bu
benmerkezci bir bakış değildir.
Sapmaya bir yol olmasa, sapmaya bir yol bilinmese
fıtratın neliği anlaşılır olmaz. Fıtratı anlaşılır kılan budur. İnsan da diğer
var edilenler gibi olsaydı, yeryüzünde fıtratın tanığı olmayacaktı. Fıtratın
tanığıdır insan. İnsanın tanığıdır fıtrat. Tanıklıkları sürecektir yeniden
dirilişe kadar.
Cemal Çalık, 29.08.2013, Konuk Yazarlar, Sonsuz Ark