"Yaygaracı, maslahatçı, rekabetçi insan tiplerine ilahiyatçı, felsefeci, merdaneci, tekerlekçi falan demeyelim lütfen."
Simetri ne işe yarar? İnsan aynaya neden bakar? Gece ve gündüz neden vardır? Doğru ve yanlış; iyi ve kötü? Kötü bir adam, kötü bir kadın bunları neden sorsun ve düşünsün ki? Bu sorular iyi adamların sorularıdır ve iyi kadınların. Bu soruları sorunca iyi kalmaya devam ediyorlar mı, peki? Bilmem sanırım sınanmaktan kurtulmaları mümkün değil. Bana lazım olan iyilerin sordukları sorular, aradıkları cevaplardaki iyilik nedeni. Kötülerin sorularına ihtiyacım yok.
'Felsefe
nedir?' sorusuna verdiğim cevap kırk beş dakika sürmüştü geçmiş bir zamanda. Cevabımı
da bana o soruyu soran dört-beş gence şu soruyu sorarak tamamlamıştım: “ Evet,
Felsefe nedir?” Bana soruyu sordukları anda her birine aynı soruyu yöneltmiş ve
verdikleri cevaplarla ilgili boşlukları tek tek tutup onlara sormuştum.
Hepsi
de yaptıkları felsefe tanımının eksik olduğunu görünce ürktüler ve
sessizleştiler. O çok özgüven taşıran halleri gitti, yerine benim vereceğim
cevabı bekleyen meraklı gözlerin sürüklediği bir hâl geldi. Ben de daha da
uzaması mümkün olan sohbetin sonunda onlara bana sordukları soruyu tekrar
sormuştum. Cevap vermez hâle geldiklerini görünce de onları rahatlatmıştım: “Şu
anda 'Felsefe nedir?' sorusuna aradığımız cevap için yaptığımız şeylerin toplamına 'Felsefe' diyoruz!”
Soru sor
ve cevap ara!… Doğru cevaplar ara; verilen her bir cevabın boşluksuz olması
için çabala ve cevabı bul!
Doğru
soru sorabilmek için iyi insan olmak gerekir. İyi olmayan insanların bence soru
sorması ve cevap araması tam anlamıyla maskaralık. Ve yaptıkları şey asla
felsefe değil; felsefe sosuna bandırılmış bencillik ve tanrısallık iddiası. Hakikati
aramakla ilgisi olmayan, aksine hakikati keyf ehline göre saptırma eylemlerinin
toplamına felsefe deniyor eskiden beri.
Felsefe,
sosyoloji ve benzeri derslerin İlahiyat fakültelerinin ders çizelgelerinden
çıkarılması, bin yıllık bir safsata salatasını açığa çıkardı. Felsefe ile
alakalı zerre kadar özgün değeri olmayan Türkiye, tencere tava çalar gibi daldı
bu tartışmaya. Bu dersler kaldırılmalı, kaldırılmamalı; kaldırılmamalı, ama
esas olan İslam Akaidi’dir, falan diyenler yazılar döşediler, bağırdılar, çağırdılar.
Nihayetinde YÖK Başkanı Çetinsaya da kalktı, bu kararı gözden geçireceğiz deyiverdi.
Ta Kindî’ye
kadar gidip gelenler olduğu gibi, Meşşailerden Gazzali’ye inen yolda yaygara
yapanlar da vardı. Bin yıllık akıl düşmanlığını tasavvufun o mükemmel serhoş
dünyasında bayraklandıranlar, birdenbire akıl taraftarı kesilip ‘İlahiyatlardan
felsefe dersleri kaldırılamaz’ nutukları
atmaya başladılar.
Peşinen
söyleyeyim, bu tartışmaya katılanların hiçbiri felsefenin ne olduğunu bilmez ve
ayrıca Kur’an’ın ne dediğinden de habersiz kişilerdir. Kafaları geleneksel aforizmalarla
doludur ve kaynakları çoğunlukla el ele uzayan insansı rüyalardan
beslenmektedir.
Açıkçası, Türkiye’de 'Felsefe' ve 'İlahiyat' eğitimi yapıldığını iddia edenlere yalancı
gözüyle bakıyorum. Şu anki ilahiyat formunda ilahiyat eğitiminin ne olduğuna
dair bir fikri olan var mıdır onu da merak ediyorum. İslam düşmanı bir
zihniyetin ürettiği müfredat ve onun ürünü olan bir akademik çoğunluk.
Neredeyse
İslam düşmanı olacak kadar ilahiyatçı olmak nasıl bir şeyse, alıştığımız tip
böyle bir tip; haksızlık mı yapıyorum? Felsefe
eğitimi almış olan bir ilahiyatçı tipidir de bu tip aynı zamanda. İkiye
ayrılmış ilahiyatçıların daha alt gruplarda kaça ayrıldığını bilen var mı?
Tasavvuf
düşmanı ilahiyatçılarla tasavvuf erbabı
ilahiyatçıların kavgası bir yana; tamamen ilahiyat düşmanı olup medrese denen
merdiven altı uyduruk tedrisatı esas kabul edenlerle tekkelerin, dergahların o buhurdanlı havasını kutsayan mistiklerin sesi de gür çıkıyor.
Şöyle
aklı başında iyi erkekler ve iyi kadınlar yok mu acaba? Bize soru soracak ve o
soruların cevaplarını merak ederek hayatını ona hasredecek insanlar lazım.
Yaygaracı,
maslahatçı, rekabetçi insan tiplerine ilahiyatçı,
felsefeci, merdaneci, tekerlekçi falan demeyelim lütfen.
Bize iyi
insanlar lazım. İyi insanlar düşünürler, düşündükleri ile insanlara iyilik
üretirler. Sen iyiliğin yoksa ha felsefe eğitimi verdim de İlahiyatlarda, ha
vermedim de; bir şey değişmez. Birkaç tarağı kırık antik tipin, arkaik kafanın, mistik-mitolojik cengaverin saçmalıklarını ezberleterek de felsefe eğitimi vermiş
olmuyorsun.
Biraz
kızmış gibiyim, ne dersiniz? Haddimi aşmadım değil mi, ey, iyi insanlar?
Siz
kötülerin bana nasıl bakacağınızı da biliyorum; zaten bu yazıyı da
anlamayacağınıza eminim. Küfretmeyin
yeter; yazıyı anladığınızda zaten sorun kalmayacak.
Diyeceksiniz
ki, ya evet; din akletmektir ve felsefe, içine şeytan kaçsa da düşünmektir.
İyi insanlar
şeytandan zarar görmezler zaten. Simetri'nin, daha iyi kavramanın temel koşulu olduğunu ancak iyiler bilir.
Arif Şahin, 15.09.2013, Sonsuz Ark,
Şaşkınların Tarihi 15