Neoconları Kristalize Eden Bir Hollywood Klasiği
Filmin sonunda kalan tortuları tahlil ederken yorulduğumu söyleyemem, ancak tahlillerimi belgelerken filme gereğinden fazla zaman ayırdığımı düşündüğüm de oldu. Hollywood’un hiçbir sanat aktivasyonu nedensiz değil. Sandığımızın aksine küçük ayrıntılardan bütüne her şey bir amaca matuf. Bir Hollywood filmini tahlil etmek, sadece sinema bilgisi ile mümkün olan bir şey değil.
Çok kapsamlı ve ulta organize bir sanat faaliyeti olarak sinema, ekonomik, siyasî, sosyolojik, psikolojik unsurlar dahil edilerek hazırlanan dinî ve ideolojik bir konsept; bu sebeple bir Hollywood ürününü tahlil edecek olan bir eleştirmenin bütün bu alanlarda asgarî bir anlam pozisyonu almış olması gerekir. Bu da yetmez; eleştirmenin bu anlam pozisyonları arasındaki ilişkiyi de görebilmesi şarttır.
Kendi adıma bu yeterliliği sağladığımı iddia etmesem de, birçok eleştirmenin Hollywood filmlerinde görmekten kaçındığı ya da göremediği temel felsefeyi görebildiğimi düşünüyorum. Beyaz Saray Düştü- White House Down- filmi bu anlamda o kadar çok açık tehdit edici unsurlar içeriyor ki; kastı anlamayanların gözlerinin kör olması gerekir. Paylaştığım izleklerin şüphe götürür hiçbir tarafı yok.
Muhtemelen artık dünyanın ABD’nin ve Hollywood’un kendisine ne yaptığını çok daha iyi anladığı bir dönemdeyiz. Dünyada yükselen Amerikan Fobisi, hepimiz için komploculukla suçlanmak gibi bir maskaralığın artık işe yaramadığını gösteriyor. Komplo çırılçıplak ortada. Neoconlar, dünyayı tehdit ediyor, dünyanın şu andaki en büyük egemen gücü olan ABD’yi Başkan’a şantaj uygulayarak, onu amaçlarına uygun bir formda davranmaya zorluyorlar.
Texe Marrs, Timaş yayınlarından çıkan kitabı İlluminati- Entrika Çemberi adlı kitabının 81 sayfasındaki ‘Tanrılar Meclisi: İç Çember’de On Bilge Adam’ın Ortaya Çıkışı’ başlıklı dördüncü bölümüne,
“Yıllardır İlluminati hanedanlarını ve aralarındaki kan bağını inceliyor ve araştırıyorum. Bu süreç sonunda putperest tapınma şekillerini, şeytani ayinleri, bu zengin ve nüfuz sahibi ailelerin ‘kutsal’ mimarisini ve sanat anlayışını ortaya çıkarmak beni şaşırtmadı. Rockefeller’lar, Rothschild, Vanderbilt, Astor ve Habsburg hanedanlıklarına mensup bu kişiler, kendilerinin, zavallı fanilerden çok daha yüce olduklarına inanıyorlar. Onlar Tanrı olduklarına ikna olmuşlar.”
Cümleleriyle başladıktan sonra Vanderbilt ailesinin Kuzey Carolina Ashville’deki Biltmore malikanesinden bahseder. Malikaneyi 4 Kasım 1994’de gezen David Mayer’den alıntı yapar:
“Uzun zamandır bu 250 odalı malikanenin İlluminism’in karargahı olduğunu biliyordum ve sonunda seçkin kişilerin dünyayı yönetmek için bir araya geldikleri yeri ziyaret etme fırsatı buldum. Odalardan sadece bazıları halka açık, çoğu kapalı. Ayrıca kamera sokmak yasak. Girdiğimiz odaların birinde üzerinde “Tanrıların Meclisi” yazılı bir levha vardı. Bu heybetli odanın duvarlarında asılı Pan, Zeus, Poseidon gibi şeytani prensliklerin resmedildiği büyük kilimler bulunuyordu.”
17 Ekim’de Obama hükümetinin borçlanma tavan limiti doluyor ve Kongre, neoconların baskısıyla bütçeyi onaylamış değil. Harcama yapamayan hükümet 1 Ekim’den beri kapanmış durumda. Pazarlıklarda uzlaşılamadığını yayan haberlere karşılık, Obama’nın Neoconların tehditleri karşısında çaresiz kaldığını ve onlara boyun eğdiğini görebiliriz. Film çok açık bir tehditti; aşağıdaki izleklerde görebilecekleriniz de bu tehditlerin aldıkları görülebilir yolları anlatıyor. Obama 24 Eylül’deki BM konuşmasında, neoconların hedeflerini seslendirdi: “Amerika Birleşik Devletleri emperyalist bir ülke ve biz dünya çapında enerji kaynak alanlarını fethetmek için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi ve hemen sonra Libya, Somali ve Pakistan’da operasyon yaptı.
İran’la ilgili aşk dedikoduları da aynı sosa uygun refleksif karşıtlık gibi görünüyor, ancak nükleer enerjideki faaliyetlerini askıya aldırarak İran’ı dize getiren neoconlar, Obama’yı, Suriye’deki politikalarıyla artık neoconların eylemsel ortağı olan İran’la ilişkilerin normalleşmesine de zorluyorlar. Washington ile Tahran arasında otuz dört yıl sonra başlayan resmî diyalog süreci Amerika'daki şahin cumhuriyetçileri, noeconları harekete geçirmiş görünüyor. Kongreye sunulması planlanan tasarıyla İran'ın nükleer faaliyetlerini durdurmadığı takdirde vurulması talep ediliyor. Bunların hepsi hikaye, İran ve neoconlar arasındaki ortaklığın arkasına saklandığı maske.
Film eleştirisini siyasî bir tahlile dönüştürmek niyetinde değilim. Senaryo’nun temas ettiği değişkenlere ilişkin düşüncelerimi paylaşıyorum. Filmin ana mesajı şu; Neoconlar,oğlunu orta doğudaki savaşlardan birinde kaybeden ve beynindeki tümör yüzünden kanser tedavisi gören, Afro-Amerikalı Başkan’ın özel güvenlik sorumlusunun intikam duygularını kullanarak Başkan’ı etkisiz hale getirmek ve böylece Başkan’ın elindeki şifreleri kullanarak, Amerikalıların çocuklarının ölümlerine neden olan Orta doğu’yu nükleer bombalarla yok etmek istiyorlar. Bu amaçla yüksek güvenlikli Beyaz Saray eski askerler ve istihbarat elemanlarından oluşan tim tarafından işgal edilir. Orta doğu, daha fazla Tahran ve daha fazla Pakistan, nükleer bombalarla yok edilmek üzereyken kahraman devreye girer.
Filmin en etkileyici sahnesinde, Başkan’ın özel güvenlik müsteşarını ikna etmek için resmî operasyon merkezine getirilen karısının, intikam duygusuyla kocasından durmamasını ve yapması gerekeni yapmasını istemesindeki dehşet verici boyutlar somut bir şekilde görünüyor. Beklenmeyecek bir şekilde bir annenin, gözü intikam hırsıyla dolan bir fanatiğin, orta doğuda milyonlarca insanın ölümünü istemesi, her gün askerî alanlarda yaşanan patlamalarla zor durumda kalan Obama’yı korkutacak kadar güçlü bir mesaj.
Senaristin cevap vermediği soru şu; Amerika orta doğuda ne arıyor? Yenilmiş Obama BM konuşmasında bu soruyu Neoconlar adına cevaplıyor; Enerji kaynaklarına ulaşımın güvenliğini sağlamak. Tanrılar Meclisi’nde oturanların emirlerini yerine getirmek. Haber izleklerinde görülen gerçek ve nihayetinde Mısır’daki Darbe ve Suriye’de yapılanlar, Obama’nın söz verdiği barış dolu dünyanın ABD hegemonyası sürerken imkansız olduğunu gösteriyor.
Filmin, sinematografik unsurları kayda değer özellikler taşımıyor. Kurgudaki aksaklıklar, yüksek aksiyon enerjisinin arkasına saklansa da, zaten Colombia Picture gibi dev şirketlerin böyle kalite sorunu yaşayan mesaj filmleri çekme alışkanlığı var. Obama’yı sıradan bir Amerikan güvenlik görevlisinin kişisel yeteneklerine ve bir kız çocuğunun internet merakına bağlayan bir kurtuluşa mahkûm etmek filmin yalnızlaştırıcı dip mesajı.
Kahraman’ı oynayan John Cale, yani Channing Tatum, eski bir striptiz dansçısı. Filmdeki en iyi performans da onun, ancak çekimlerdeki sorunlar, filmdeki diğer ciddiyetsizliklerle birlikte değerlendirilmeli. Obama’yı oynayan Jamie Foxx, senaryodaki acze uygun bir melodram elbisesi giydirmiş Başkan’a.
Filmin giriş-çıkış kareleri huzur vaat ediyor. Beyaz Saray’ın çevresinde özel gösteri yapan helikopterler ve doğal manzara. Biz istersek tekrar eski huzurlu günlerini yaşayabilirsin diyorlar Obama’ya. Dediğim gibi, sanat özellikleri yetersiz bir mesaj filminin ancak mesajı tahlil edilebilir. ‘Tanrılar Meclisi’nden Obama’ya Uzanan Tehditkâr El’i hepimiz gördük; Obama’nın filmin etkisinde kaldığını ve sonuçta direnir gibi görünse de gerçekte yenildiğini biliyoruz .
Filmin hikayesi özetle şöyle:
Büyük ölçüde kızını etkilemek amacıyla gizli servise dahil olabileceği bir görevde çalışmayı isteyen John Cale, Başkan James Sawyer'ın korumalarından biri olabilmek için başvuruda bulunur. Ancak ne yazık ki karşılığında aldığı yanıt olumsuz olur. Olumsuz haberi kızına vermekte zorlanan genç adam, kızını Beyaz Saray'a gidecekleri bir gezintiye çıkarır. Burada haberi vermeye hazırlanırken ortalık bir anda karışır. Paramiliter bir grup asker, Beyaz Saray'ı işgal etmiştir. Başkan, First Lady ve çocuklarının hayatı tehlikede; üçünün kaderi de John Cale'in ellerindedir.
Independence Day, The Day After Tomorrow ve 2012 gibi yüksek bütçeli filmlere imza atan Alman yönetmen Roland Emmerich'in yönetmenliğini yaptığı filmin senaryosunu, Zodiac ve The Amazing Spider-Man filmlerinin senaryolarını yazan James Vanderbilt. Başrollerinde ise son dönemin parlayan yeteneklerinden Channing Tatum, Jamie Foxx, Joey Lynn King ve Maggie Gyllenhaal bulunuyor.
Çocuk oyuncu Joey Lynn King’in filmografisi birçok yetişkinden daha renkli ve zengin; geleceğin ünlü oyuncularından biri olacağı artık kesin.
İyi seyirler diliyorum. Dikkatli sinemaseverler, kamera ve çekim hatalarına takılmazlarsa ve senaryodaki kopuklukları önemsemezlerse sorun yok.
Ahmet Haydar, Sonsuz Ark, 12. 10. 2013, Sinema Notları 14
Ahmet Haydar Yazıları
Temmuz 2013’ten sonra Obama’nın Neoconlara yenildiğini gösteren İzlekler:
Haber1: 25 Eylül 2013
Şimdi görünen Demokrasi! Çarşamba öğleden sonra, The Nation 'in ulusal güvenlik muhabiri Jeremy Scahill, Başkan Obama’nın emperyalizmin "neocon-yeni muhafazakâr" normlarına teslim olduğunun ve Amerikan değerlerinin silah zoruyla nasıl ihraç edildiğinin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu konuşmasında ortaya çıktığını söyledi. Dünyadaki kaynaklardan" serbest enerji akışını" sağlamanın Amerika'nın en büyük rolü olduğunun edildiği Obama'nın konuşmasını hatırlattı: "[Başkan] Amerika Birleşik Devletleri emperyalist bir ülke ve biz dünya çapında enerji kaynak alanlarını fethetmek için ne gerekiyorsa yapacağız dedi," diye belirtti.
http://www.mediaite.com/tv/jeremy-scahill-lambasts-imperialist-obamas-neocon-foreign-policy/
Haber 2: 07 Ekim 2013
ABD özel kuvvetleri önceki gün iki terörist lideri yakalamak için Libya ve Somali'de operasyon yaptı. El Kaide lideri Usame Bin Ladin'i öldüren Navy Seals Team 6'nın Eylül sonunda Kenya'da 67 kişinin öldüğü saldırıdan sorumlu Eş Şebab örgütü liderlerine karşı Somali'de düzenlediği operasyon başarısız oldu. Libya'da Delta Force timinin düzenlediği operasyonda ise, Kenya ve Tanzanya'da 1998'de ABD elçiliklerine karşı düzenlenen terörist saldırılardan sorumlu El Kaide lideri Ebu Enes el- Libi'nin sağ olarak ele geçirildiği bildirildi.
http://www.sabah.com.tr/Dunya/2013/10/07/abdden-somali-ve-libyada-cifte-operasyon
Haber 3: 12 Ekim 2013
ABD ordusu nokta operasyonlarını sürdürüyor. Başkan Barack Obama’nın terör örgütlerine karşı İnsansız Hava Araçları ve hedef odaklı komando harekatlarına dayalı yeni savunma anlayışı geçen haftaki Somali ve Libya operasyonlarının ardından yüzünü Pakistan’da gösterdi.
Amerikan özel kuvvetlerinin Pakistan’da Taliban’ın en önemli liderlerinden birine yönelik benzer bir harekât gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, Pakistan Talibanı’nın iki numaralı ismi Latif Mesud’un ABD tarafından yakalandığını doğruladı.“
http://www.hurriyet.com.tr/planet/24904661.asp
Haber 4:
Washington ile Tahran arasında on yıllar sonra başlayan diyalog süreci Amerika'daki şahin cumhuriyetçileri, noeconları harekete geçirdi. Kongreye sunulması planlanan tasarıyla İran'ın nükleer faaliyetlerini durdurmadığı takdirde vurulması talep ediliyor.
http://video.cnnturk.com/2013/haber/10/10/abdnin-sahinlerinden-iran-talebi
White House Down- Beyaz Saray Düştü Film İzlekleri:
http://www.whitehousedown.com/site/
http://www.imdb.com/title/tt2334879/
http://www.beyazperde.com/filmler/film-205806/
http://www.sinemalar.com/film/198266/white-house-down
James Platten Vanderbilt İzlekleri:
http://en.wikipedia.org/wiki/James_Vanderbilt
http://en.wikipedia.org/wiki/Vanderbilt_family
Roland Emmerich İzlekleri:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Roland_Emmerich
Jamie Foxx- Eric Marlon Bishop İzlekleri:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Jamie_Foxx
Channing Tatum izlekleri:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Channing_Tatum
Çocuk Oyuncu Joey Lynn King İzlekleri:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Joey_King
http://www.beyazperde.com/sanatcilar/sanatci-166933/