24 Aralık 2013 Salı

SA506/YB16: Gecenin Duvarları / Sınanmış Renkler 16

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

“Gecenin duvarları zayıftır.”

Kışın geceye sığınan suçlu gündüzün kısa ömründe, yazın uzun ömürlerinin suçları birikmiştir; yazın yerini hemencecik gündüze bırakmaya hazır gecenin suçları da kışın uzun gecelerinde. Gündüz, suçlarının ağırlığını taşıyamadığı için geceye sığınır; oysa gecenin sığınacağı bir gündüz yoktur. Gece, kışın kucaklar gibi yaklaşan gündüzden yazın o yüzden hızlıca kaçar.

Biraz duvarlardan bahsedeceğim bugün; geceden, gündüzden, gecenin duvarlarından. Ve dağlardan. Gündüzün duvarları yoktur, gündüz hiçbir şeyi birbirinden ayırmaz; her şey apaçıktır, vardır... gördüklerinizi fark edersiniz. Ama gece… Gece her şeyi kendi kalın duvarlarının arkasına saklanmaya zorlar. Her şeyi kendi içine hapseder, her şeyin diğer şeylerle ilişkisini keser. Görünmezliğin oluşturduğu yalnızlık, her şeyi ve herkesi görünmez duvarlarla kuşatır. Görmediklerinizi fark edersiniz. Görmedikleriniz, ama var olduğunu bildiğinizde korkuyla titrediğiniz…

Ama, tıpkı gemimiz gibi, gündüzlerin içinde her birimizin içinde ve çevresinde ördüğü görünmez duvarlarla ayrışan tek kişilik hayatlar var. İşte gemi, işte diğer gemiler, işte siz, işte diğerleri. Dağları görürsünüz, ama dokunamazsınız; duvarlarınız sizi onlardan korur. Korkularınız, endişeleriniz sizi dağların seslerinden uzakta tutar. Ne dağlara gidersiniz ne de dağları yanınızda istersiniz. Dağ, bazen içinizde inşâ ettiğiniz duvarların ortasında yükselir, bazen de dışınızda her bir tuğlasını korka korka ördüğünüz duvarların çok ötesinde.

Gündüz dışınızda ördüğünüz duvarların ötesindeki dağları görürsünüz, gece içinizde ördüğünüz duvarların ortasındaki dağları. Sizi en çok korkutan gecenin duvarlarıdır. O duvarlar yıkıldığında, tutunacağınız hiçbir şeyiniz yoktur Allah’tan başka. Allah, sizi içinizdeki dağların dehşetinden uzaklaştırabilecek olan tek güçtür, bilirsiniz. Nefsiniz, nefsinizden itibaren aklınıza yürüyen iblis’in ayak sesleri.

Gecenin duvarları, gündüzün duvarlarından daha zayıftır, çünkü karanlığın sınırları yoktur. Ellerinizle dokunamadığınız, ama her an aklınızı çelen suçların tadı, her dakika saldırır size. Gündüzün, geceye sığınırken kendisiyle taşıdığı hesaplar, çıkarlar, suçlu fikirler geride kalırlar her gün;  içinizdeki duvarları büyütür, irileştirir ve zayıflatırlar. Onların ortasındaki dağ her an ulaşılabilecek kadar büyür zayıf duvarların arkasında. Siz bunu bilirsiniz. Bildiğiniz her gün daha da artar, her gün daha fazla sınanacak şey birikir o dağın ıssız uçurumlarında.

Gecenin duvarları zayıftır. Gündüzün duvarları sizin iradenize daha bir sadıktır ve perdeler çekersiniz dışınızda kat kat. Başkalarının da duvarları vardır sizi durduran, sizi kendi içinizdeki dağdan kopup gelen kasırgalara karşı güçlü kılan duvarlar başkalarının duvarlarıdır; bunu da bilirsiniz.  Duvarlar olmasa, hiç kimse içindeki dağın karanlıklarına dayanamaz.

Gece kaçarken, kendi başına bırakır gündüzü. İnsan başkalarının duvarlarını görebilsin ve dursun diye uzar gündüz. Gündüz uzadıkça duvarları daha yakından görür insan, daha çok yorulur, uzaklardaki dağlar onu korkutur; kısalsın ister gündüz, gece uzasın, bütün duvarları saklasın. Sonra gece uzar, uzadıkça içindeki duvarların ne kadar zayıf olduğunu görür insan, içindeki dağdan korkar.

Kışın ilk ayını geride bırakırken, son uzun geceyi uğurladıktan birkaç gün sonra, dinginlik limanında kışı ve yazı, geceleri ve gündüzleri, duvarları ve dağları düşündük işte. Duvarlarımızdan haberdar olduk. Dışımızdaki duvarların sağlamlığı ile içimizdeki duvarların zayıflığı arasında gittik, geldik. Bütün bunları biz mi yaptık, hazır mı bulduk; emin değiliz… belki biz yaptık, belki hazır bulduk, ama karşısında ve içinde bulunduğumuz çok boyutlu resim bu.

Yoksulların ve varsılların ruhlarında birikmiş her şey sınanmış olmanın ağırlığını taşır. Duvarlar sınamak ve sınanmak için yapılıp edilmişlerden beslenmeye devam ederler. Biz her gün bunu yaşarız; bazen gemilerimize biner gideriz, bazen de gider bir gemide dinlenmek isteriz.

Bugün burada sizinle yâdettiğimiz insanlığın bütün büyük hikâyesi. Adem’in, Havva’nın bize bıraktığı en büyük mirası birlikte gördük.  Biliyoruz artık; en büyük korkularımız dağlarla ilişkili…

Sizi yordum bugün, biliyorum. Kahveniz de soğudu, ama içinizi sıcak tutun. Gemimizin bu uzun kış gecelerinde size ayıracağı salıncak tadı çok. Bakın, nasıl nazlı nazlı salınıyor gecenin duvarlarının ötesinde gemimiz… Burada, birbirimizin duvarlarından öteye bakarken her birimiz.

Güzelce, en sağlam olana tutunup gitmek için her an vaktimiz var dostlar.

Hoş ve hoşnut kalınız.

Selam ve sevgiyle.


<<Önceki                        Sonraki>>


Yaşlı Bilge, 24.12.2013, 23:04Sonsuz Ark, Peynir Gemisi'nden, Sınanmış Renkler 16



Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.


Seçkin Deniz Twitter Akışı