Kalenin
eteğinde oturuyordu Kadın Muhafız.
Eski, bilindik
davulun sesi zamansızlıkta...
Gökyüzü
bungun ve belirsiz,
Kısır ve
bereketsizdi toprak.
Yeni
diye bir şey yoktu bu diyarda.
Korkuyordu
Kadın Muhafız
Davulun
baştan çıkaran temposuna
Surların
ihtişamına kapılmaktan.
Bakmıyordu
kaleye...
Korkuyordu
Kadın Muhafız
Cevhere
dokunmaktan,
Büyülü
dalgalarından, adını koyamadığı sarsıntılardan
Açmıyordu
kılıfını...
Peşindeydi
cevherin kale
Melodi
değişirse tepe taklak olmaktan...
Zırhını
yokladı yeniden
Yerindeydi
cevher
Yine
korktu Kadın Muhafız
Kaynağı,
anlamı, sonu bulamamaktan.
İşaretler
yaklaştı Kadın Muhafız'a
Cevheri
hatırladı
Berrak
ve sağlam ... bu ark kadar
Yaşlı
Bilge'yi gördü... Çıkınından sızan harfleri.
Cevheri
hatırladı Kadın Muhafız
Binlercesini
gördü.
Yaşlı
Bilge alnını işaret etti
Orası
cevherin yeriydi... Cevher soru işaretiydi
Büyü
değil, tastamam gerçekti...
Kaleyi
işaret etti Yaşlı Bilge
Bakmamak
çözüm değildi
Gözle, kokla,
dinle diyordu...
Genzine
yapışanı, göğsüne sıkışanı
Eleğine
takılanı isimlendir...
İşaretleri
doldur cebine
Hüznü, sevinci,
huzuru, tedirginliği
Ağıtı, şarkıyı
bunlarla harflendir.
Zırhı
esnedi Kadın Muhafızın
İşaretler
parmaklarına yürüdü
Sağlam
ve sakin adımlarla
Kaleye
döndü yüzünü...
Hatice Köken, 17.02.2014, Sonsuz Ark, Çırak Yazar
Not: Geçtiğimiz
günlerde Seçkin Deniz Hocam sosyal medyadaki hesaplarından yazmaya gönüllü
olanlara bir programla yardımcı olacağını yazdı. Denemek ve bu işin
neresindeyim, görmek istedim. Program sayesinde yazının sistematiğini, zihnimdeki
fotoğraf karelerini kağıda aktarırken gözlemin, ayrıntıların ve duygusal
okumanın önemini kavradım. Bu serüveni öykü formunda sunmak istedim. Eleştiri
ve tavsiyeleri için Seçkin Deniz'e, yazıma vakit ayırıp okuyan dostlara teşekkür
ediyorum.