1 Nisan 2014 Salı

SA618/ÇY3-BŞ2: SIPRI Raporu: BMGK+Almanya ve Embedded Ülke İsrail’in Kan Metaforu

“BM Güvenlik Konseyi'nin kanunsuz silah ihracatı ve ithalatına çözüm getir(e)memesinin altında yatan asıl sebep,  güç sahibi üye ülkelerinin 'kan'la beslendiği’ gerçeğidir.”


İsveç merkezli Stocholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü (SIPRI), 2008-2013 yılları arasında, dünyanın silahlanma raporunu açıklamıştı. Rapordaki bütün veriler, legal silah pazarının yaklaşık verileridir. Legal diyorum, çünkü bu veriler devletten devlete yapılan satışları kapsıyor. Sınır aşan ülkeler ve onların sponsor olduğu suç örgütleri, silah ticareti yapmak suretiyle büyük miktarlarda kara para elde etmektedirler. Kara paranın sermaye yapıldığı her bir suç bir başka suçu etkilemekle kalmaz, zincirleme bir reaksiyon oluşturup zincirdeki halkaların birbirinden beslenmesini sağlar.

Dünyanın engelle(ye)mediği ve içine düştüğü bu suç çukuru hem bireyin hem ülkelerin hak ve özgürlüklerini adeta yok etmektedir. .Bugün dünya üzerindeki hiçbir coğrafya bu konuda güven içinde değildir. Son yıllarda bunu bizzat yaşıyor, şahit oluyoruz. Dünyada insan hakları savunucusu ve sözde demokrasi abidesi gibi görünen ülkelerin, bir yandan demokratik yönetim üstünlüğünü belirli coğrafyalarda teşvik ederken, diğer bir bölgede hiçe sayıyor olduğu gerçeği uluslararası sistemi ve bu sistemin anlaşmalarını bizlere sorgulatıyor.

Dilerseniz listedeki bu ülkelerin ilk onunu biraz irdeleyelim. Hakikatte kimler 'kan denizinde gemiler' yüzdürmüş, kimler kana palazlanmış bir bakalım...


1) ABD

Sipri'nin raporuna göre konvansiyonel silah ihracatında ilk sırayı % 30 gibi büyük bir payla ABD alıyor. Birleşmiş Milletlerin imzaladığı Uluslararası Silah Ticareti Anlaşması  (ATT) ABD'nin elinde tuttuğu anahtar niteliğindedir. Bugüne kadar ABD ekonomisinde en ağır külfet olarak 'savunma' harcamaları gösterilmiştir. Halbuki ABD emperyalizminin dünya üzerine kurduğu tahakküm denklemi gereği savunma harcamaları artarken, ABD ekonomisinin ana besini olan silah ihracatı da doğru orantılı olarak artar.

ABD ekonomisi diğer bir tabirle 'kan'dan beslenir.Özellikle Ortadoğu'ya yaptığı askeri müdahaleler ve sonrasında uyguladığı stratejiler bunu net bir şekilde gözler önüne seriyor. Tüm bölge ülkelerinin silah ithalatında adeta birbiriyle yarışması, ABD’nin bu kanlı satranç oyununda yaptığı stratejik hamlelerin sonucudur.

ABD, her ülkenin gücüne ve sahip olduğu enerji kaynaklarının korunması gerektiği güdüsüne göre değişen bir tehdit algısı oluşturur. Oluşturduğu bu algı sonucu ülkelerin iç ve dış güvenliğini gerekçe göstererek büyük çapta silah anlaşmalarına imza atmalarını sağlayan nesnel(!) koşulları sağlar; böylelikle bir yandan silahlanma güç dengesini belirleyici olurken, bir yandan da bütçesine milyarlarca dolar giriş yaptırır.

ABD’nin kendi pazarını sağlama aldığı bu dengede, dünya ülkeleri üstündeki hegonomik gücünü artırır. 2009 yılı konvansiyonel silah satışı cirosunda toplam satışın yüzde 62 sine tekabül eden 247 milyar dolarlık satış ABD savunma sanayi şirketlerine aittir.

Alıcı Ülkeler

ABD'nin, 170 ülkeye legal ve illegal olarak silah tedarik ettiği bir gerçektir. En iyi müşterisi Güney Kore'dir. Sonra sırayla Avustralya ve Birleşik Arap Emirlikleri takip eder. ABD 2011 içinde Tunus, Mynanmar, Çin, Sri Lanka, Zimbabwe ve Mısır'a silah satışını arttırırken, Avrupa ülkelerinin parlamentolarında bu ülkelere silah ambargosu uygulanması gerektiği ile ilgili tartışmalar yaşanmasına rağmen satışlara devam etmiştir.

ABD'nin tek seferde yaptığı en büyük anlaşma olması sebebiyle Suudi Arabistan silah ithalatında bir adım öne çıkar. Suudiler El Kaide’yi bir tehdit olarak görmeleri sebebiyle ABD ile 60 milyar dolara varan silah anlaşmasını imzalarken, ABD, muhalifler içerisinde yer alan El Kaide’yi de silahlandırır.

Amerika, insan hakları ihlallerine rağmen, sivillere savaş açan Kolombiyalı güvenlik güçlerine ve  El Kaide gibi örgütlere eğitim, silah ve lojistik destek vermektedir..


2) Rusya

Dünyanın ikinci büyük silah ihracatçısı %26'lık oranla Rusya'dır. Bu pozisyonel ve materyal üstünlük Rusya'ya ABD gibi ATT müzakerelerinde güçlü bir etkinlik veriyor. Rus silah sanayi teknolojik açıdan bir düşüş yaşasa da, Rusya ürettiği birçok ürün için ortaklar ve gelişmiş yeni pazarlar arıyor.

Rusya, uluslararası silah anlaşmalarının (ticari ve pazar payı kaygılarından dolayı ) lehine gibi görünse de bu kuralların subjektif ve ideolojik yorumlanır olduğunu savunur. Yasadışı silah pazarını önlemek amacıyla bu anlaşmaların arz edeni gibi görünen politikasına ters olarak, silahlanma konusunda ülkesinden beklenen şeffaflığı göstermez.

Rusya insanlık suçu işleyen Suriye'ye hala silah temin ediyor. Sivil saldırıları düzenlenen Darfur ve Güney Kordofan'a saldırı helikopterleri satmaya devam ediyor.

Alıcı Ülkeler

Rus üretimi silahları ithal eden ülkeler arasında Hindistan, Çin, Cezayir, Myanmar, Sudan, Suriye, Venezuela ve birçok Afrika ülkeleri yer alıyor.


3) Almanya

Almanya konvansiyonel silah ihracatçısı listesinde üçüncü sırayı alıyor. Almanya BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olmamasına rağmen, ATT müzakerelerinde nüfuzunu AB'nin önde gelen ekonomik gücünden ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) içindeki konumundan alır.

Alıcı Ülkeler

Almanya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde AB'nin en büyük silah ihracatçılarından biridir. Diğer önemli müşteri portföyünü ise, Güney Afrika, Yunanistan, Türkiye ve NATO içindeki diğer ortaklarının yanı sıra, Latin Amerika ve Asya içerir.


4) Çin

Sipri Çin'in dünya çapında konvansiyonel silah ticaretinin yaklaşık % 5'ini temsil ettiğine inanıyor. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin, listeye son beş yıl içinde ihracatını %162 artırarak en çok silah satan ilk 5 ülke arasına sürpriz bir giriş yaptı.Avrupa’nın yavaş yavaş silah alımını azaltması da Çin'i ihracat pazarında önemli bir oyuncu haline getirmiştir. Bu durum ABD’nin denklemini altüst eden staratejik bir hamledir.

Çin bir yandan pazar payını artırmışken bir yandan da silah ithalatını da önemli ölçüde artırarak Hindistan'ın ardından ikinci sıraya yükselmiştir.

Alıcı ülkeler

Çin silah satışının yüzde 75'ini Asya ülkelerine gerçekleştirmiştir. Bu ülkeler özellikle son on yıl içinde gelişme gösteren Pakistan, Myanmar, Bangladeş, Cezayir, Angola, Mısır, Gine, Endonezya, Irak, Iran, Jordan, Kenya, Libya, Sri Lanka, Kongo Demokratik Cumhuriyeti oldu.

İnsan hakları ihlalleri sebebiyle tartışmalı ülkeler Sudan ve Zimbabve de Çin üretimi silahları ithal eden ülkeler arasındadır. Ayrıca Çin güvenlik güçleri, Sudan/Darfur'da hükümet destekli milisler tarafından kullanılan silahlar ve mühimmat tedariğine devam etmektedir.

5) Fransa

Dünyanın en fazla silah satan listesinde beşinci sırayı Fransa alıyor. Rapora göre Fransa silah transferinde diğer ülkelerle kıyaslandığında daha sıkı kriterlere sahip. Tescillenmiş bir illegal satış ihlali olmadığından risksiz ülkeler arasında yer almaktadır. Fransa son yıllarda Rusya savunma işbirliği üzerine müzakerelerine devam ediyor.

Alıcı Ülkeler

İlk sırayı Singapur, Çin , Fas, Türkiye, Yunanistan alır. Fransa ihracatında  Kuzey Atlantik Antlaşması (NATO) dahilinde, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine satışları her yıl artış kaydeder.

6 ) İngiltere

Bu yıl İngiltere Çin'in piyasadaki sürpriz yükselişi sebebiyle yüzde 4 lük bir payla ilk beşin dışında yer aldı. İngiltere BMGK'nın katı(!) kurallarına rağmen ciddi insan hakları ihlali yapan ülkelere silah tedarik ediyor.Örneğin Sri Lanka hükümeti için halkına yaptığı şiddeti ve baskıyı bilerek silah satmaya devam etmiştir.Ayrıca, İngilizler Libya'ya zırhlı araçlar, ekipman, ateşli silah tedarik ediyor.

Alıcı Ülkeler

Ingiltere'nin silah sattığı ülkelerin başını % 42 gibi büyük bir oranla Suudi Arabistan çekiyor. Bu liste Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan' la devam ediyor. İngiltere bunun yanı sıra tüm NATO ortakları, Güney ve Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinin en büyük silah tedarikçisi konumundadır.


7) İsrail

Liste İspanya, Ukrayna, İtalya ile devam ediyor. Bu sırayı İsrail'e ayırmamın nedeni diğer ülkelerden farklı olarak, İsrail’in insansız hava araçları ihracatı rekorunu (114 adet ) elinde bulundurmasıdır. Bu araçlar yeni dünya silah teknolojisinin en önemli kalemi olmaya başlamıştır. İsrail ayrıca konvansiyonel silah satışlarında BMGK+Almanya’nın sırtına yapışık bir şekilde ihracat yapmaya devam etmektedir.

Alıcı Ülkeler

İsrail silah ithalat rekortmeni Hindistan'ın yüzde 33'ünü ihraç ediyor. Müşteri listesini Türkiye ve Kolombiya ve Orta Doğu ülkeleri oluşturuyor.


Sonuç:

BMGK'nın illegal silah satışını ortadan kaldırma bağlamında hazırladığı STA, taraf devletler için yükümlülükler oluşturmakla birlikte, bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde ciddi yaptırımlar öngörmemektedir. Başka bir deyişle bu antlaşma, taraflara yargısal bir hukukî hak getirememiştir.

BM Güvenlik Konseyi'nin kanunsuz silah ihracatı ve ithalatına çözüm getir(e)memesinin altında yatan asıl sebep,  güç sahibi üye ülkelerinin 'kan'la beslendiği’ gerçeğidir.

BMGK’nin Suriye, Mali, Yemen, ve Mısır’da yönetimlerin katliam derecesinde gerçekleştirdiği insan ölümlerine 'iç işleri' gerekçesiyle duyarsız kalması ve bu insanlık suçunu görmezden gelmesi bu hakikatın sonuçlarından sadece bir tanesidir.

Kanla beslenen vampir devletler, darbelerden, zulümden, gözyaşlarından beslenir. Birleşmiş Milletler Örgütü’nün yeryüzündeki bütün insanların ayrımsız şekilde haklarını korumayı vaat eden 1948 tarihli Evrensel İnsan Hakları Bildirisi (EİHB) işlevi, kanla beslenen devletlerin ekonomik çıkarları için yok sayılmıştır.


Berrak Şebnem, 01.04.2014, Sonsuz Ark, Çırak Yazar




Seçkin Deniz Twitter Akışı