“BM
Güvenlik Konseyi'nin kanunsuz silah ihracatı ve ithalatına çözüm
getir(e)memesinin altında yatan asıl sebep, güç sahibi üye ülkelerinin 'kan'la beslendiği’
gerçeğidir.”
İsveç
merkezli Stocholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü (SIPRI), 2008-2013 yılları arasında, dünyanın
silahlanma raporunu açıklamıştı. Rapordaki
bütün veriler, legal silah pazarının yaklaşık verileridir. Legal diyorum, çünkü
bu veriler devletten devlete yapılan satışları kapsıyor. Sınır aşan ülkeler ve
onların sponsor olduğu suç örgütleri, silah ticareti yapmak suretiyle büyük
miktarlarda kara para elde etmektedirler. Kara paranın sermaye yapıldığı her
bir suç bir başka suçu etkilemekle kalmaz, zincirleme bir reaksiyon oluşturup zincirdeki
halkaların birbirinden beslenmesini sağlar.
Dünyanın
engelle(ye)mediği ve içine düştüğü bu suç çukuru hem bireyin hem ülkelerin hak ve
özgürlüklerini adeta yok etmektedir. .Bugün dünya üzerindeki hiçbir coğrafya bu
konuda güven içinde değildir. Son yıllarda bunu bizzat yaşıyor, şahit oluyoruz.
Dünyada insan hakları savunucusu ve sözde demokrasi abidesi gibi görünen
ülkelerin, bir yandan demokratik yönetim üstünlüğünü belirli coğrafyalarda
teşvik ederken, diğer bir bölgede hiçe sayıyor olduğu gerçeği uluslararası sistemi
ve bu sistemin anlaşmalarını bizlere sorgulatıyor.
Dilerseniz
listedeki bu ülkelerin ilk onunu biraz irdeleyelim. Hakikatte kimler 'kan
denizinde gemiler' yüzdürmüş, kimler kana palazlanmış bir bakalım...
1) ABD
Sipri'nin
raporuna göre konvansiyonel silah ihracatında ilk sırayı % 30 gibi büyük bir
payla ABD alıyor. Birleşmiş Milletlerin imzaladığı Uluslararası Silah Ticareti
Anlaşması (ATT) ABD'nin elinde tuttuğu
anahtar niteliğindedir. Bugüne kadar ABD ekonomisinde en ağır külfet olarak
'savunma' harcamaları gösterilmiştir. Halbuki ABD emperyalizminin dünya üzerine
kurduğu tahakküm denklemi gereği savunma harcamaları artarken, ABD ekonomisinin
ana besini olan silah ihracatı da doğru orantılı olarak artar.
ABD
ekonomisi diğer bir tabirle 'kan'dan beslenir.Özellikle Ortadoğu'ya yaptığı
askeri müdahaleler ve sonrasında uyguladığı stratejiler bunu net bir şekilde
gözler önüne seriyor. Tüm bölge ülkelerinin silah ithalatında adeta birbiriyle yarışması,
ABD’nin bu kanlı satranç oyununda yaptığı stratejik hamlelerin sonucudur.
ABD, her
ülkenin gücüne ve sahip olduğu enerji kaynaklarının korunması gerektiği
güdüsüne göre değişen bir tehdit algısı oluşturur. Oluşturduğu bu algı sonucu
ülkelerin iç ve dış güvenliğini gerekçe göstererek büyük çapta silah
anlaşmalarına imza atmalarını sağlayan nesnel(!) koşulları sağlar; böylelikle
bir yandan silahlanma güç dengesini belirleyici olurken, bir yandan da bütçesine
milyarlarca dolar giriş yaptırır.
ABD’nin
kendi pazarını sağlama aldığı bu dengede, dünya ülkeleri üstündeki hegonomik
gücünü artırır. 2009 yılı konvansiyonel silah satışı cirosunda toplam satışın
yüzde 62 sine tekabül eden 247 milyar dolarlık satış ABD savunma sanayi
şirketlerine aittir.
Alıcı Ülkeler
ABD'nin,
170 ülkeye legal ve illegal olarak silah tedarik ettiği bir gerçektir. En iyi
müşterisi Güney Kore'dir. Sonra sırayla Avustralya ve Birleşik Arap Emirlikleri
takip eder. ABD 2011 içinde Tunus, Mynanmar, Çin, Sri Lanka, Zimbabwe ve
Mısır'a silah satışını arttırırken, Avrupa ülkelerinin parlamentolarında bu
ülkelere silah ambargosu uygulanması gerektiği ile ilgili tartışmalar
yaşanmasına rağmen satışlara devam etmiştir.
ABD'nin
tek seferde yaptığı en büyük anlaşma olması sebebiyle Suudi Arabistan silah
ithalatında bir adım öne çıkar. Suudiler El Kaide’yi bir tehdit olarak
görmeleri sebebiyle ABD ile 60 milyar dolara varan silah anlaşmasını
imzalarken, ABD, muhalifler içerisinde yer alan El Kaide’yi de silahlandırır.
Amerika, insan hakları ihlallerine rağmen,
sivillere savaş açan Kolombiyalı güvenlik güçlerine ve El Kaide gibi örgütlere eğitim, silah ve
lojistik destek vermektedir..
2) Rusya
Dünyanın
ikinci büyük silah ihracatçısı %26'lık oranla Rusya'dır. Bu pozisyonel ve
materyal üstünlük Rusya'ya ABD gibi ATT müzakerelerinde güçlü bir etkinlik
veriyor. Rus silah sanayi teknolojik açıdan bir düşüş yaşasa da, Rusya ürettiği
birçok ürün için ortaklar ve gelişmiş yeni pazarlar arıyor.
Rusya,
uluslararası silah anlaşmalarının (ticari ve pazar payı kaygılarından dolayı )
lehine gibi görünse de bu kuralların subjektif ve ideolojik yorumlanır olduğunu
savunur. Yasadışı silah pazarını önlemek amacıyla bu anlaşmaların arz edeni
gibi görünen politikasına ters olarak, silahlanma konusunda ülkesinden beklenen
şeffaflığı göstermez.
Rusya
insanlık suçu işleyen Suriye'ye hala silah temin ediyor. Sivil saldırıları
düzenlenen Darfur ve Güney Kordofan'a saldırı helikopterleri satmaya devam
ediyor.
Alıcı Ülkeler
Rus
üretimi silahları ithal eden ülkeler arasında Hindistan, Çin, Cezayir, Myanmar,
Sudan, Suriye, Venezuela ve birçok Afrika ülkeleri yer alıyor.
3) Almanya
Almanya
konvansiyonel silah ihracatçısı listesinde üçüncü sırayı alıyor. Almanya BM
Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olmamasına rağmen, ATT müzakerelerinde
nüfuzunu AB'nin önde gelen ekonomik gücünden ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Teşkilatı (AGİT) içindeki konumundan alır.
Alıcı Ülkeler
Almanya,
Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde AB'nin en büyük silah ihracatçılarından
biridir. Diğer önemli müşteri portföyünü ise, Güney Afrika, Yunanistan, Türkiye
ve NATO içindeki diğer ortaklarının yanı sıra, Latin Amerika ve Asya içerir.
4) Çin
Sipri
Çin'in dünya çapında konvansiyonel silah ticaretinin yaklaşık % 5'ini temsil
ettiğine inanıyor. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin, listeye son beş
yıl içinde ihracatını %162 artırarak en çok silah satan ilk 5 ülke arasına
sürpriz bir giriş yaptı.Avrupa’nın yavaş yavaş silah alımını azaltması da Çin'i
ihracat pazarında önemli bir oyuncu haline getirmiştir. Bu durum ABD’nin
denklemini altüst eden staratejik bir hamledir.
Çin bir
yandan pazar payını artırmışken bir yandan da silah ithalatını da önemli ölçüde
artırarak Hindistan'ın ardından ikinci sıraya yükselmiştir.
Alıcı ülkeler
Çin
silah satışının yüzde 75'ini Asya ülkelerine gerçekleştirmiştir. Bu ülkeler
özellikle son on yıl içinde gelişme gösteren Pakistan, Myanmar, Bangladeş,
Cezayir, Angola, Mısır, Gine, Endonezya, Irak, Iran, Jordan, Kenya, Libya, Sri
Lanka, Kongo Demokratik Cumhuriyeti oldu.
İnsan
hakları ihlalleri sebebiyle tartışmalı ülkeler Sudan ve Zimbabve de Çin üretimi
silahları ithal eden ülkeler arasındadır. Ayrıca Çin güvenlik güçleri, Sudan/Darfur'da
hükümet destekli milisler tarafından kullanılan silahlar ve mühimmat tedariğine
devam etmektedir.
5) Fransa
Dünyanın
en fazla silah satan listesinde beşinci sırayı Fransa alıyor. Rapora göre
Fransa silah transferinde diğer ülkelerle kıyaslandığında daha sıkı kriterlere
sahip. Tescillenmiş bir illegal satış ihlali olmadığından risksiz ülkeler
arasında yer almaktadır. Fransa son yıllarda Rusya savunma işbirliği üzerine
müzakerelerine devam ediyor.
Alıcı Ülkeler
İlk
sırayı Singapur, Çin , Fas, Türkiye, Yunanistan alır. Fransa ihracatında Kuzey Atlantik Antlaşması (NATO) dahilinde, Orta
Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine satışları her yıl artış kaydeder.
6 ) İngiltere
Bu yıl
İngiltere Çin'in piyasadaki sürpriz yükselişi sebebiyle yüzde 4 lük bir payla
ilk beşin dışında yer aldı. İngiltere BMGK'nın katı(!) kurallarına rağmen ciddi
insan hakları ihlali yapan ülkelere silah tedarik ediyor.Örneğin Sri Lanka
hükümeti için halkına yaptığı şiddeti ve baskıyı bilerek silah satmaya devam
etmiştir.Ayrıca, İngilizler Libya'ya zırhlı araçlar, ekipman, ateşli silah
tedarik ediyor.
Alıcı Ülkeler
Ingiltere'nin
silah sattığı ülkelerin başını % 42 gibi büyük bir oranla Suudi Arabistan
çekiyor. Bu liste Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan' la devam ediyor.
İngiltere bunun yanı sıra tüm NATO ortakları, Güney ve Kuzey Afrika ve Orta
Doğu ülkelerinin en büyük silah tedarikçisi konumundadır.
7)
İsrail
Liste İspanya,
Ukrayna, İtalya ile devam ediyor. Bu sırayı İsrail'e ayırmamın nedeni diğer
ülkelerden farklı olarak, İsrail’in insansız hava araçları ihracatı rekorunu
(114 adet ) elinde bulundurmasıdır. Bu araçlar yeni dünya silah teknolojisinin
en önemli kalemi olmaya başlamıştır. İsrail ayrıca konvansiyonel silah
satışlarında BMGK+Almanya’nın sırtına yapışık bir şekilde ihracat yapmaya devam
etmektedir.
Alıcı Ülkeler
İsrail
silah ithalat rekortmeni Hindistan'ın yüzde 33'ünü ihraç ediyor. Müşteri
listesini Türkiye ve Kolombiya ve Orta Doğu ülkeleri oluşturuyor.
Sonuç:
BMGK'nın
illegal silah satışını ortadan kaldırma bağlamında hazırladığı STA, taraf devletler
için yükümlülükler oluşturmakla birlikte, bu yükümlülüklerin yerine
getirilmemesi halinde ciddi yaptırımlar öngörmemektedir. Başka bir deyişle bu
antlaşma, taraflara yargısal bir hukukî hak getirememiştir.
BM
Güvenlik Konseyi'nin kanunsuz silah ihracatı ve ithalatına çözüm
getir(e)memesinin altında yatan asıl sebep, güç sahibi üye ülkelerinin 'kan'la beslendiği’
gerçeğidir.
BMGK’nin
Suriye, Mali, Yemen, ve Mısır’da yönetimlerin katliam derecesinde
gerçekleştirdiği insan ölümlerine 'iç işleri' gerekçesiyle duyarsız kalması ve
bu insanlık suçunu görmezden gelmesi bu hakikatın sonuçlarından sadece bir
tanesidir.
Kanla
beslenen vampir devletler, darbelerden, zulümden, gözyaşlarından beslenir. Birleşmiş
Milletler Örgütü’nün yeryüzündeki bütün insanların ayrımsız şekilde
haklarını korumayı vaat eden 1948 tarihli Evrensel İnsan Hakları Bildirisi
(EİHB) işlevi, kanla beslenen devletlerin ekonomik çıkarları için yok
sayılmıştır.
Berrak Şebnem, 01.04.2014,
Sonsuz Ark, Çırak Yazar