"Kurtlar Vadisi Gladio, bize Gladio ile ilgili hiçbir şey anlatmamış, aksine Gladio’nun hâla aramızda olduğunu düşünmemizi sağlamıştı."
Film sona erdiğinde, bir süre oturduğum yerden kalkmadım. Işıklar yanmış, insanlar salonu boşaltmaya başlamışlardı. Düşüncelerim, filmde bulduğum veya bulamadığım şeyler üzerine yoğunlaşmıştı. Bir film mi izlemiştim, psikolojik harp tekniğine uygun bir brifing mi almıştım? Karar veremedim, ancak film izlemediğimden emindim.
Film’in kurgusu yoktu. Bir tetikçi’nin hayatı anlatılıyordu. Tetikçi, dışarıdan yönetilenler tarafından kullanılmış ve bir kenara atılmıştı. Aldığı talimatları sorgulamayan sıradan, fakat yetenekli tetikçi, sadece bir tetikçinin sınırlı onurundan kaynaklanan aldatılmışlık duygusuyla kontrolsüz tepkiler veriyordu. Zeki idi, ama zekâsı bir Cumhurbaşkanı’nın öldürülmesi ile ortaya çıkabilecek sonuçları hesaplayamıyordu.
Ülkesinde alınabilecek kararların hepsinde etkili olan kurumsal kişiliği suçlarken, sürekli talimat aldığı kişinin emriyle onu ortadan kaldırırken, emirlerin kimler tarafından verildiğini sorgulamayacak kadar yüksek bir benlik kurgusuyla yetiştirilmişti. Ülkeyi kendisine emir verenle birlikte yönettiklerini zannedecek kadar aptaldı.
Gladio tarafından kullanılarak aldatıldığını kendisine verilen belgelerle öğrendiğinde ve tutuklandığında işaret edebileceği bir tek kişi olduğunu fark ettiğinde içgüdüsel olarak düşünebildiği ve yapabildiği tek şey onu ortadan kaldırmak olmuştu. Bir tetikçi, ancak bu şekilde davranabilirdi.
Film’in tanıtım fragmanlarında sıklıkla vurgulanan Gladio bağlantısı sadece bir kişiyle sınırlandırılmış, Gladio ile ilgili ülkeler yalnızca gazete enstantaneleri ile resmedilmişti. Gladio’nun arkasında kimler olduğunu anlatan herhangi bir kare yoktu. Film, adındaki ekle doğrudan ilgili değildi ve böyle büyük bir mesele kişisel bir döngüde sınırlandırılarak, tarih mahkemesinde yargılanmadan izleyicilerin zihninden silinip gitmek üzere senaryolaştırılmış gibiydi. Turgut Özal’ı öldürten güçlerin hayalî kalması sağlanıyordu.
JFK suikastı’nın anlatıldığı film’in belgesel tabanına Kurtlar Vadisi Gladio’da rastlamak imkânsızdı. Film’in adındaki büyük iddia, Kurtlar Vadisi Irak filmindekinden daha büyüktü, ama Kurtlar Vadisi Irak filmi kadar çok şey anlatmıyordu. Bu film korkaktı. Bu film bir nevi günah çıkarmaydı; bir tetikçi’nin toplumdan af dilemesini anlatıyordu. Ve bir de organizasyon içindeki hesaplaşmalarla ilgili müstakbel tehditler içeriyordu.
İskender Büyük’ün Türk Milleti adına kendisini yargılayan mahkeme başkanını ve adalet sistemini küçümseyerek aşağılaması yüreklerimizi dağlamıştı. Mahkeme Hâkimi’nin İskender Büyük’e inanarak güvenilirliğini riske etmesi ile aklımızda kalan en önemli şey yetersiz bir hukuk sistemiydi. Film bize Hukuk sistemimize ve yargıçlarımıza güvenimizi sorgulamamızı tavsiye ediyordu.
Filmin kahramanı da bir korkaktı; kendi hayatını korumak adına, kendisinin Fuat Aras tarafından aldatıldığını anlatan belgeleri aldığı arkadaşını kısa bir tereddütten sonra öldüren bir korkak. Tüm cesur görünen korkaklar gibi son kez ve son vuruş niteliğinde kadın avukatı tarafından aldatıldığında yaşadığı travma, sürekli aldatılan diğer tetikçilerin yaşadığı travmalardan farksızdı.
İskender Büyük, yaşlılar ve bakıma muhtaçlarla birlikte felçli bir halde beyaz perdedeki televizyon ekranına baktığında, biz izleyiciler de birdenbire karşımıza çıkan finalin şaşkınlığı içindeydik. Bir film, bir belgesel veya ne düşünmemiz isteniyorsa onu anlatan bir brifing; ne izlediğimizi anlayamamıştık.
Her şeyi bildiğini sanan, ama hayatı boyunca basit bir tetikçiden başka bir şey olamayan, sadece tetikçilerin bildiklerini bilebilen birinin hayatını izlerken, biz izleyiciler bir ülkeyi elli yıl boyunca kan gölüne çeviren gladio hakkında yine fazla bir bilgi edinememiştik. Bilgi edinmemizi isteyenlerin, bilmemizi istedikleri şeyleri bize anlattıklarından emindik.
Turgut Özal’ı Gladio öldürmüştü; faili meçhul birçok cinayeti Gladio işletmişti. Peki Gladio neydi?
Kurtlar Vadisi Gladio, bize Gladio ile ilgili hiçbir şey anlatmamış, aksine Gladio’nun hâla aramızda olduğunu düşünmemizi sağlamıştı. Bize korkmaya devam edin diyordu; hukuk sisteminiz sizi koruyamaz, koruyamayacak!
Faruk Tamer, 26 Kasım 2009, Görsel Eleştiri - Visual Critique I
Faruk Tamer Yazıları
Film İle İlgili Teknik Bilgiler:
Yönetmen: Sadullah Şentürk
Senaryo: Raci Şaşmaz, Bahadır Özdener, Cüneyt Aysan
Kurgu: Kemalettin Osmanlı
Oyuncular: Musa Uzunlar, Köksal Engür, Sezai Aydın, Ayfer Dönmez, Ali Başar, Ozan Ayhan, Hasan Şahintürk, Sinan Pekinton, Ali Rıza Soydan, Bahar Feyzan, Erol Ozan Ayhan, Hakan Ilçın, Isıl Ertuna, Işıl Ayşe Ertuna, Mehmet Aras, Tuğrul Çetiner
Müzik: Gökhan Kırdar, Loopus
Görüntü Yönetmeni: Selahattin Sancaklı
Yapımcı Firma: Pana Film
Yapımcı: Necati Şaşmaz, Raci Şaşmaz, Zübeyr Şaşmaz
Filmin Türü: Aksiyon, Casusluk, Dram, Macera, Polisiye, Politik, Suç, Tarih
Orijinal Adı: Kurtlar Vadisi- Glaido
Yapım Yılı: 2009
Yapım Ülkesi: Türkiye
Orijinal Dili: Türkçe
Dağıtım: Özen Film
Resmi Sitesi: www.kurtlarvadisigladio.com
Vizyon Tarihi: 20 Kasım 2009 (Türkiye)
Filmin Süresi: 119 dakika