...sinsi olanın hiçbir şeyi yoktur...
...dürüst ve açık olanın ise örtü olarak kullanacak hiçbir şeyi...
...geliştirilmiş/geliştirilmeye devam edilen kişiliği ile ayan beyân ortada olan insan için bu meyanda söylenecek laf yoktur...
...kişiliğinin her bir özelliği yarım yamalak ve çürük/çürümüş hâlde olan insan ise kendisi için söylenecek olan lafların ortaya çıkmamaması için, sürekli örtü arar ve bulduğu her şeyi kendisini saklaması için kullanır...
...insanların fikirleri diğer insanların davranışları üzerinde muhakkak etkilidir; insanların çoğu da kendi iç ve dış kalıplarını çevrelerindeki insanlara göre düzenlerler...
...dolayısıyla, genel bir kabul görmek ve dışlanmamak koşullanması üzerine kurulan insan sosyalitesi, her bir fert üzerinde insan özgünlüğüne aykırı bir baskı düzeneği meydana getirir...
...işte ikiyüzlülükten daha tehlikeli olan 'sinsi' nitelikler bu baskı dolayısıyla ortaya çıkar...
...genel olarak yetişkin bir fertte aranan olumlu özellikler, çoğunluğu oluşturan fertlerin hiçbirinde olmasa bile, ilişkilerin görünen yüzü bu olumlu özellikleri insana taşıyor olmayı dayatır...
...zaten ilk izlenim teşhirinden sonra, herkes kendi görünen yüzünü hemen terk edecek ve söz edilen saklanmış özellikleri belirli zaman aralıklarında ortaya koyacaktır...
...ki; insan istese de buna mâni olamaz...
...zira; hiçbir perde sabit, hiçbir örtü çürümekten uzak değildir...
...insanın görünür (kontrollü yansıyan) özellikleriyle gerçek (yansıtılanların aksine, özde var olan) özellikleri arasındaki farkı ikiyüzlülük olarak telakki eden ölçümlere göre, ikiyüzlülük ve bunun temel gerekçelerine kaynaklık eden ve o insanın derin bir karakter özelliği olan 'sinsilik', ruhsal olarak çürük/kokmuş, özgüvensiz, aynı zamanda toplum için aşırı tehlikeli olan insanların 'değiştirilemez' özelliklerindendir...
...sinsiliğin, değiştirilemez bir özellik olduğu açık ve kesinken, sosyal olayların devamını sağlayan değişim de sürdüğüne göre, esas edilgen olan sinsi olmayan insandır...
...o halde sinsi, yayılmacı davranmak zorundadır...
...o, tutarlı bir yetişkini değiştiremeyeceğini bilir ve tutarlı yetişkinin belirgin olan olumlu özelliklerinin olumsuz algılanmalarla perdelenmesini sağlar...
...kullandığı ilk temel araç, dedikodudur...
...ikinci temel araç ise, sinsiliğe meyilli karakter yapılarıdır...
...zira; o, hangi zeminde kazı yapacağını çok iyi bilir...
...üçüncü temel araç ise, tutarlı yetişkinin anlık kişisel içtenliğinden yansıyan 'doğal refleksleri'dir...
...sinsi, bu doğal refleksleri kendi sinsi emellerinin konumlanacağı zeminler olarak belirler ve dedikodularını bu zeminler üzerine organize eder...
...tutarlı yetişkinin çevresinde bu doğal refklekslerden etkilenmiş olan insanları hedef seçer ve yayılmacılık emelleri için gerekli olan her şeyi yapar...
...sinsi, çok iyi bir stratejisttir...
...ve en iyi bildiği şey, sinsilerin az olduğu yerlerde daha çıplak görülecekleri gerçeğidir...
...onlar tutarlılığın insan için reddedilemeyen bir üst özellik olduğunu ve kendilerinin de asla tutarsız görünmemeleri gerektiğini de çok iyi bilirler...
...daima haklı görünmek gibi bir 'kaygı' bu bilgiden beslenir...
...genel görünürlülükte de tutarlı insanların 'doğal reflekslerinden kaynaklanan zaafları' üzerinde çalışırlar...
...'hakaret' dâhil, her türlü aşağılık aracı kullanırlar...
...ve bilhassa çoğunluğa sahip oldukları zaman, sesleri daha yüksek çıkar...
...daha net görünür olurlar...
...zira; korkaklıkları, onların birlikteyken güçlü olduklarına inanmalarını sağlamıştır...
...sinsiler, iddiaları çürütülse bile, kendi kurdukları sistematik mantığa göre anında hedef saptırırlar...
...konu kişilerden bağımsız olsa bile, anında kişiler bazına indirilir...
...bu bazda ortaya çıkan hakaretler, bazen şiddete de dönüşebilir...
...tutarlı yetişkinler, sinsileri iyi tanımalıdırlar...
...sırf kendileri adına değil, kendilerinden sonra gelebilecek olan tutarlı yeni yetişkinler için...
...gerçekte bu da, onların tutarlılıkları adına bir zorunluluktur...
...sinsilerin yayılmacı karakterlerini, tutarlı yetişkinlerin çoğalması için ve ruhsal açıdan sağlıklı kişiler ile sağlıklı bir toplum için, sinsilerden en azından ödünç almak zorundadırlar...
...ya değilse yok olmaktan kurtulamazlar...
seçkin deniz
pürüzsüz patikalar
Seçkin Deniz Yazıları
Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
- Seçkin Deniz
- Mustafa Tamer
- Arif Şahin
- Eyüp Kaan
- Ahmet Faruk
- Cemal Çalık
- Şahin Torun
- Naif Karabatak
- Ata Atun
- Tamer Güner
- Mustafa Ege
- Yaşlı Bilge
- Ahmet Haydar
- Alper Selçuk
- Faruk Tamer
- Doğa Toprak
- Khorto Bâri
- Mustafa Eyyüboğlu
- Âkil Ağazâde
- Hakkı Aslan
- Mustafa Ekici
- Biz Kimiz?
- Yıllık Sonsuz Ark Yayın Raporları
- Sonsuz Ark Manifestosu
24 Nisan 2014 Perşembe
SA649/SD121: "yayılmacı sinsilerin iç yüzü" /01.11.2006/ 569. patika
Labels:
Pürüzsüz Patikalar
,
Seçkin Deniz