24 Nisan 2014/Son Dakika: Obama'dan 24 Nisan Açıklaması:
"ABD Başkanı Barack Obama, Ermenilerin 1915'teki olayların yıl dönümü olarak kabul ettikleri 24 Nisan günü ile ilgili açıklamasında, büyük felaket anlamına gelen "Meds Yeghern" ifadesini kullandı. Açıklamasında,"Bugün Meds Yeghern'i anıyor ve 20. yüzyılın en kötü mezalimlerinden birinde can verenleri onurlandırıyoruz. 99 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerinde 1,5 milyon Ermeni katledildi ya da ölüm yürüyüşüne zorlandı; bu insanların ölümlerinin ve acılarının yasını tutuyoruz."
Aşağılık kompleksinde 5 yıl geçmesine rağmen bir şey değişmemiş; 24 Nisan 2009'da yaptığım eleştiriyi aynen aktarıyorum:
24 Nisan 2009 gece yarısı tüm haber kanalları ekranların sol alt satırlarını ve sol ya da sağ sütunlarını iri puntolar ve kalın bantlarla kırmızı ve sarı renklerle doldurdular: Flaş Haber: “Obama ‘Soykırım’ Demedi. ABD Başkanı Barack Obama, 24 Nisan yazılı başkanlık açıklamasında, 1915 Ermeni olayları için "soykırım" nitelemesini kullanmadı. Türkçe'ye "büyük felaket" olarak çevrilen Ermenice "Meds Yeghern" sözüne yer verdi. Barack Obama, "Ermeni halkı bizim kalplerimizde yaşadığı gibi, 'büyük felaket' de, bizim anılarımızda yaşamalı" diye konuştu.”
***
Gözlerim ve zihnim bu haberin veriliş tarzına takıldı ve haber kanallarımızın bu flaş anlayışından tiksindim. Hayır, şaşıracak bir şey yoktu. Onlar alışageldikleri alçaklık kompleksinin genetik kodlarına uygun davranıyorlardı. Bu yıllardır bir flaş haberdi ve her yıl tekrarlanan bir oyundan başka bir şey değilken ve kendileri de bu oyunun bir parçası iken nasıl farklı davranabilirlerdi ki? Türkiye’nin başına çuval geçiren Bush’un düşmanlık devrinde bile bu ülkenin temsilciler meclisi dış ilişkiler komitesinde sözkonusu tasarı tabul edildiğinde, Türkiye, ABD’den elçisini çeken/çekebilen bir ülkeydi. Herhalde bu yüksek diplomatik tepkinin güzide basınımızın hafızasından silinmesi de, ilgili haberin flaş haber olarak lanse edilmesinin temel sebebiydi.
Gözlerim ve zihnim bu haberin veriliş tarzına takıldı ve haber kanallarımızın bu flaş anlayışından tiksindim. Hayır, şaşıracak bir şey yoktu. Onlar alışageldikleri alçaklık kompleksinin genetik kodlarına uygun davranıyorlardı. Bu yıllardır bir flaş haberdi ve her yıl tekrarlanan bir oyundan başka bir şey değilken ve kendileri de bu oyunun bir parçası iken nasıl farklı davranabilirlerdi ki? Türkiye’nin başına çuval geçiren Bush’un düşmanlık devrinde bile bu ülkenin temsilciler meclisi dış ilişkiler komitesinde sözkonusu tasarı tabul edildiğinde, Türkiye, ABD’den elçisini çeken/çekebilen bir ülkeydi. Herhalde bu yüksek diplomatik tepkinin güzide basınımızın hafızasından silinmesi de, ilgili haberin flaş haber olarak lanse edilmesinin temel sebebiydi.
***
Ne oluyor? ABD çöker Türkiye yükselirken her şey başa mı sarılacak? Tarihinin en güçsüz döneminde bulunan ABD’nin yapıp edegeldiği oyunların süreceğini mi umuyorsunuz? Bunu neden umuyorsunuz? ABD karşısında yaşadığınız aşağılık kompleksinden kurtulamayacağınızı biliyoruz, ama artık bu kompleksinizi bize aitmiş gibi yansıtamayacaksınız. Öncelikle bunu bilin. ABD’nin Büyük Türkiye karşısında yeteri kadar güçlü olmadığını artık anlayın. İpler artık ABD’nin elinde değil. ABD istese bile değil. Neden hâla öyleymiş gibi davranıyorsunuz, söyleyeyim: Eski alışkanlıklarınızı çıkarlarınızı ABD’nin yalakası iken sürdürebileceğinizin farkındasınız. Kendi iğrenç çıkarlarınız sizin aşağılık kompleksinizi besleyebilir, ama bizi tiksindiriyor.
***
Biz artık uydu bir devlet değiliz. Belki IMF ile görüşüyoruz, belki darbelerle meşgulüz, belki dertlerimiz çok; önemli değil. Biz artık yeni bir Türkiye olduğumuzun farkındayız. Kendi başının çaresine bakmaktan aciz bir ülkenin başkanının söylediklerini bu kadar önemsemekten vazgeçiniz. Bir Almanya bir Fransa kadar değil mi bu ülke? Obama’ya Türkiye’nin AB üyeliği konusunda “sen işine bak, bu bizim meselemiz” diyen bu iki ülkenin basını kadar da onur sahibi değil misiniz?
***
Tarih geriye sarmaz; tepki olarak elçisini çeken ve konuyla ilgili olumsuz gelişmeleri dondurabilen bir Türkiye’nin daha yukarıdan olmasa bile masa düzeyinden bakmasının zamanı geldi de geçmiyor mu? Varsın ABD Başkanları dilediklerini söylesinler, basit bir haber olarak geçin gidin. Onlar size, ülkenize sizi aşağılayarak haritanın neresinde olduğunuzu bile bilmediklerini söylediklerinde yaşadığınız onursuzluğu, artık bırakın, bize dayatmayın.
***
Siz ABD’nin eyaletlerini, kasabalarını bile ezbere biliyor olabilirsiniz. Bizim umurumuzda değil. Ama bizim adımıza onları, ellerindeki milyonlarca insanın kanı varken, yüceltmeyin. Kalkın onurlu bir ülkenin onurlu basını gibi, Türkiye Hükümetini ABD’nin Irak’ta yaptığı soykırımı mecliste görüşmeye teşvik edin. Soyu tükenen Kızılderilileri anma günü ile ilgili yasa çıkarma prosedürünü başlattırın. İsrail’in Filistin’de yaptığı soykırımı anın. Karşı hamle ancak böyle olur.
***
Yahudi lobisiyle göbek bağı kurarak her yıl Türkiye’den taviz koparılmasına artık dur diyeceğiz. ABD’nin Türkiye ile ilgili çıkarları zedelendiğinde aslında elinde olmayan, ama elindeymiş gibi yaptığı bu kartı kullanmasından bıktık. Zaten 50 eyaletin 42’sinde kabul edilen bir yasa diğer eyaletlerde kabul edilse ne olur, kabul edilmese ne olur?
***
Yapacaklarınız gerçekten çok kolay. "Ermeni halkı bizim kalplerimizde yaşadığı gibi, 'büyük felaket' de, bizim anılarımızda yaşamalı” diyen ABD Başkanı’na karşı Iraklıların, Kızılderililerin yaşadığı büyük felaketleri, bizim anılarımıza taşıyın. Belgeseller yayınlayın, Hollywood’un çektiği kızılderili acılarına dair filmleri tekrar tekrar yayına alın. Banu Avar’ı tutup getirin yazdıkları, çizdikleri ve çektikleriyle tekrar TRT’den veya kendi kanallarınızdan ‘Sınırlar Arasında’ programıyla insanları aydınlatsın. Amerika imajından korkuyor, siz de onların bu imaj kartını elinize alın, bizim yararımıza onlara karşı kullanın. Neden yapmıyorsunuz aşağılık kompleksliler?
***
Diğer konu, satrancın diğer ayağı; Ermenistan sınırının açılması ve Azerbaycan’ın işgal altındaki toprakları. Evet, Azerbaycan çok değerli. Çok değerli olduğu için KKTC’yi tanımıyor; tanıyacağını vaat ettiği halde bugüne kadar henüz bunu yapmış değil. Çok değerli olduğu için bugün Ermenistan sınırını açmayı planlayan Türkiye’ye tepki olarak sattığı gazın fiyatını yükseltti. Ermenistan’ı kendi ülkesine saldırtan Rusya ile sıkı işbirliğine girerek, Amerika ile gizli açık ilişkiler kurarak Türkiye’ye karşı ‘Cingöz Recai’ numarası çekiyor. Türkiye’nin her yıl hemen hemen tüm batılı ülkelerde 24 Nisan’da yaşadığı diplomatik sıkıntıları başından savabileceği Ermenistan’la ilişkilerin normalleştirilmesi meselesinin çözümüne çomak sokmaya çalışıyor.
***
Kendi korkaklığını saklamadan Demirel’den asker isteyen Haydar Aliyev’den saltanatı miras olarak devralan oğlu hangi yüzle Türkiye’den ermeni Karabağ meselesinin çözülmesini bekliyor? Ermenistan’a savaş açsın, işgal edilmiş topraklarını geri alsın. Elinden tutan mı var? Türkiye’ye ‘iç dış her meseleyi muallakta bırakmak’ gibi bir hatıra bırakan Demirel, çok sevdiği darbeden kurtardığı Aliyev’in güzel topraklarını Ermenistan’ın elinden alması için neden güzel Amerika’sından destek istemediğini de kalksın bize anlatsın.
***
Herkes çok iyi biliyor ki; Soykırım palavrasının tek hedefi vardır. Türkiye’nin her açıdan ambargo uyguladığı Ermenistan’ın açlıktan ölmemesi için Türkiye’yi sınırlarını açmaya zorlamak. Sen dış politikanı sınırları açmamaya göre kurgula, batılı soyguncular her seferinde soykırım kartını sana karşı kullansınlar; sürekli tavizler koparsınlar. Bu nasıl bir dış ilişkiler anlayışıdır ki; yıllardır Türkiye’yi çıkmaza sokmaktan başka bir işe yaramamıştır?
***
Aç sınırlarını; zaten birçok ermeni vatandaşı senin sınır illerinde kaçak çalışıyor. Sen de baskı kur Ermenistan hükümetlerine; diaspora cambazlarına mani olsunlar, onların kuklası olmasınlar. Onların karmaşık çıkar ilişkileriyle zenginleşmelerine hizmet edip kendileri açlıktan ölmesinler.
***
Bunları işlesene ey basın!
***
Flaş haber veriyorsun. Bari arada bir flaş haberin mantıksal koşullarının değiştiğini de dış işleri bakanlığı diplomatlarına bir sorup öğren. Uluslar arası basını izle; Türkiye’nin ne kadar büyüdüğünü, bu bayat haberlerin flaşlıktan düştüğünü anla!
Da midemizi bulandırma!
Alper Selçuk, 25. 04. 2009, Antiseptik Anafor 43
Alper Selçuk Yazıları