“Robert
Fisk, Esad yönetiminin çirkin politikalarını güzelleştirmek için utanç verici
bir girişimde bulunuyor.”
Seymour Hersh & Robert Fisk
Orijinal başlık; Robert Fisk, Seymour Hersh Ve Suriye/ Yassin al-Haj Saleh
Robert Fisk ve Seymour Hersh Batı'da eleştirel gazeteciler olarak tanınır. İngilizce
yayın yapan basında muhalif pozisyonlar işgal ederler. Bununla birlikte
Suriyeliler arasındaki konumları farklıdır.
Suriye
hakkında yazdıkları şeylerdeki sorun, son derece Batı merkezli olmalarıdır.
Analizlerindeki sözde odak noktası- Suriye ve halkı, şu andaki savaş-çoğunlukla
normal Suriyelilerin görülmediği yorumlarına bir fon oluşturur. Fisk ve Hersh
için Suriye’deki mücadele eski hizipler arası ilkel bir savaştır. Onlar için
asıl önemli olan ise özellikle ABD'nin resmin içine dâhil olduğu, savaşın
jeopolitik özelliğidir.
Kimyasal
silahlar söz konusu olduğunda Fisk ve Hersh geçen yaz Guta'da gerçekleşen
saldırı öncesini görmezden geliyorlar.
Suriye
konusunda Fisk ve Hersh'ün söylediklerine aşırı güven besleyen bir okuyucu,
Esad rejiminin, 21 Ağustos 2013 Guta
öncesinde defalarca kimyasal silah kullandığını asla bilemeyecektir. Saldırılar
sırasında oradaydım. Doğu Guta'nın iki bölgesinde sarin gazı kurbanlarını ve
onları tedavi eden doktorları gördüm. Kurbanlar Nisan 2013'teki Ceber saldırısından ve Mayıs 2013'teki Harasta saldırısından idi.
Fisk ve
Hersh gibi araştırmacı gazetecilerin bu saldırılardan bihaber olması çok
şaşırtıcı. Sanki Suriye’de ilk kimyasal silah kullanılan yer Guta imiş gibi
yazıyorlar. Bu tavırlarından dolayı güvenirlik ve tarafsızlıklarından
uzaklaşıyorlar.
Bu
meşhur yorumculara göre bütün Orta Doğu jeopolitik bir entrikaya indirgenebilir
gözüküyor. Halkı görmüyorlar, gördükleri sadece; Beyaz Saray, CIA, İngiliz
Hükümeti, R. Tayyip Erdoğan, Katar Emiri, İran rejimi ve şüphesiz Beşar Esad ve
cihatçılar.
Fisk'in
sayısız makalesinde bir okuyucu normal Suriyelileri nadiren görür (bu Patrick
Seale'in son yazılarında da böyledir).
Robert
Fisk bir zamanlar ABD 2003'te Irak'ı işgal ederken ordu yanlısı muhabirlerin
baş belasıydı. Fakat Ağustos 2012'de Suriye rejim birlikleri Daraya'ya girerken
onlardan taraf olmakta hiç bir mahzur görmedi.
Bu
sırada 500'den fazla insan öldürüldü (Fisk'e göre bu sayı 245'tir). Onları kim
öldürdü? Fisk sadece rejimin elindeki tutsaklarla yaptığı röportaja dayanarak
bu insanları öldürenin muhalifler olduğuna karar vermiş. Yerel savaşçılar neden
kendi tarafında olan yüzlerce insanı öldürsün? Robert Fisk'in buna herhangi bir
yanıtı yok.
Eğer Fisk yanında kendisini etkileyecek kimse olmadan bir Suriyeli
ile konuşsaydı bunu yapanın hiç şüphesiz rejim olduğunu öğrenebilirdi.
Amerikalı bir gazeteci, Jarine di Giovanni bu gerçeği kısa bir süre sonra kendi
başına yaptığı Daraya ziyareti ile ortaya çıkardı.
Bu
sırada İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) Halep civarında, ekmek
kuyruğundaki insanlara yapılmış on adet saldırıyı belgeledi. Fisk bunların
birine bile değinmemiştir.
Bu süre
zarfında Fisk kendisine eşlik eden bir güvenlik görevlisi ile birlikte Şam'daki
bir güvenlik merkezini ziyaret etti. Kendisine ikisi Suriyeli, ikisi de yabancı
olmak üzere 4 cihat savaşçısı ile görüşme imkânı sağlandı. Fisk'in bu görüşme
sonucunda vurgulamış olduğu şey tutuklulara aile ziyareti imkânının sağlanmış
olmasıydı.
Esad'ın hapishanelerinde 16 yılını geçirmiş ve bu ölüm
fabrikalarının birinci elden şahidi birisi olarak bu iddiayı olanak dışı
görüyorum. Fisk'in bu safiyane iddiası çok komik; Esad yönetiminin çirkin
politikalarını güzelleştirmek için utanç verici bir girişimde bulunuyor.
Robert
Fisk acaba neden Doğu Guta'da bulunan insanlarla bir kez olsun temasa geçerek
geçen Ağustos'ta orada ne olduğunu sorma teşebbüsünde bulunmamıştır?
Onun
gibi rejim içinde Esad'ın basın danışmanı Buthaine Shaaban benzeri ikna etmesi
çok kolay dostları bulunan birisi için kuşatma altındaki bir yere girmek
oldukça kolay olsa gerekti. Böylece yanlarında korkutucu rejim elemanları
olmayan sıradan insanlarla konuşarak, 400'den fazlası çocuk olmak üzere 1466
insanı öldüren kimyasal silahları kimin kullandığını öğrenebilirdi.
Batılı
ve özellikle de sol-kanat ve liberal yorumcular için Suriye'deki savaşla ilgili
yerel kaynaklardan elde edilen bilgileri görmezden gelmek standart bir uygulama
olarak gözüküyor. Bu onların ideolojik olarak yanlı olduklarının büyük bir
göstergesidir. Profesyonellik gibi gösterilen bu tek taraflı tutum esas olarak
cihatçıların sadece kendilerini doğru gören tutumlarından pek farklı değildir.
Hersh ve
Fisk'in anlatımları tarihsel bir vakum ortaya çıkarıyor; size tarih ve rejimin
karakteri hakkında hiç bir şey anlatmıyor. Böylece; Suriye ayaklanmasının
başından beri rejimin toplumsal cezalandırmayı bir politika olarak uyguladığını
öğrenemeyeceksiniz. Sivilleri yıldırmak için savaş uçakları, varil bombaları ve
Scud füzeleri kullanıldığını; Lübnan, İran, Irak ve diğer ülkelerden katliama
yardım için yabancıların davet edildiğini öğrenemeyeceksiniz.
Fisk'in
bir misafir olarak gayet güzel karşılandığı yerlerde gittikçe büyüyen bir ölüm
endüstrisi olduğunu da öğrenemeyeceksiniz.
Üç ay
önce Fisk, profesyonel vicdanından bize bir biopsi verircesine, Esad'ın
zindanlarda bulunan tutukluları sistematik olarak katletmesine yönelik bir
makale kaleme aldı.
Fisk
rejimin zulmü ile ilgili raporunun girişinde; "Beşar Esad'a karşı isyan
eğer başarıya ulaşırsa" diyerek okuyucularını
yakında oluşabilecek felaketler hakkında uyarıyor. Dahası, bunu Esad'ın
zindanlarındaki endüstriyel ölçekteki cinayetlere ait fotoğrafları görmelerine
rağmen yapıyorlar. Fakat Fisk bu
fotoğrafların zamanlamasına, Cenevre 2 Konferansı'ndan bir gün önce
yayınlanmaları sebebi ile takıntılı gözüküyor.
Fisk'e
Nazi Almanya’sında 11.000 tutuklunun korkunç kaderi hatırlatılmış olmalı. Fakat
Fisk fırsattan istifade "Beşar Esad'a karşı derin bir nefret duyan
kraliyet ailesi" diyerek Katar'ın bu araştırmaya maddi destek sağladığını
vurguluyor. Fisk'e göre yapılan zulüm, esas kurbanın Esad rejiminin olduğu bu
büyük komplo içerisinde önemsiz bir ayrıntıdan ibarettir.
İşin
aslını bilmeyen biri Fisk'in makalesine baktığında, Esad rejimi tarafından öldürülen
insan sayısının 11.000 ve 1982'de babası tarafından Hama'da öldürülen insan
sayısının da 20.000 olduğu izlenimine kapılabilir. Esas rakamlar ise Esad için
11 kat ve babası için de 2 kat daha fazladır. Dahası bahsettiğimiz bu aktörler,
rejim tarafından tutuklanan, işkence gören, hapsedilen on binleri ve aşağılanan
milyonları görmezden gelmektedir.
Suriye
halkını sürekli görmezden gelen ve El-Kaide üzerine odaklanan Robert Fisk ve
Seymour Hersh hepimize büyük bir kötülük yapmaktadır. Bu kişiler tarafından
Suriye hakkında ortaya koyulan perspektif, tam olarak Beşar Esad'ın dünya
tarafından görülmesini istediği şekildeki Suriye görüntüsüdür.
Tamer Güner, 03.05.2014,
Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Çeviri
(*)’Kör ve Yalancı; Robert Fisk ve Seymour Hersh’, başlığı Sonsuz Ark’ın bir seçimidir, Yassin al-Haj Saleh’ın nezaketi, ne kadar sert ve acıklı olsa da gerçeğin görünürlüğünü ve çözünürlüğünü yumuşatmaktadır; Sonsuz Ark bu görünürlüğü ve çözünürlüğü güçlendirmek ve Suriyeli mazlumlara destek vermek için bu başlığı üretmiş ve kullanmıştır.
Not:
Yassin al-Haj Saleh (Raqqa 1961 doğumlu) tanınmış
bir Suriyeli politik muhaliftir. Halep'te 1980 senesinde tıp öğrencisi iken
demokrasi yanlısı bir gruba üye olduğu için hapse atılarak 1996 senesine kadar
parmaklıklar ardında kalmıştır. Arap gazeteleri ve Suriye dışı dergiler için
Suriye ve Arab dünyası ile ilgili politik, sosyal ve kültürel yazılar
yazmaktadır. Düzenli olarak Londra merkezli Al-Hayat gazetesi, solcu Mısır
dergisi Al-Bosla ve Suriye internet medyası The Republic'e katkıda bulunmaktadır.
2012
senesinde "Suriye halkı ve Suriye Devrimi'ne övgü" onuruna verilen
Prince Claus Ödülü'ne layık görülmüş ama Şam'da kaçak durumda yaşadığı için bu
ödülü alamamıştır.
Hepsini
Arapça yazmış olduğu kitaplarının İngilizce isimleri;
Syria in
the Shadow: Glimpses Inside the Black Box (2009), Walking on One Foot (2011),
2006 ve 2010 yılları arasında yazdığı 52 makaleden oluşan bir koleksiyon,
Salvation O Boys: 16 Years in Syrian Prisons (2012), The Myths of the Others: A
Critique of Contemporary Islam and a Critique of the Critique (2012), Deliveranceor Destruction? Syria at a Crossroads (2014).
Makalenin
Orijinali: http://pulsemedia.org/2014/04/25/raging-with-the-machine-robert-fisk-seymour-hersh-and-syria/