30 Mayıs 2014 Cuma

SA704/ KY6-SK16: Olgular, Olaylar, Diyaloglar ve Monologlar


Faiz indirimi tartışmaları

Merkez Bankası'nın yarım puanlık faiz indirimi kararı Başbakan Erdoğan'ı rahatsız etti. İndirim yetersiz geldi. Bu konuda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın kurumların bağımsızlığına dikkat çekmesi önemli. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de böyle düşünüyor. Bu iki isimle Erdoğan'ın arasını açmak isteyenler, fikir ayrılığının çatlak yaratmasını bekleyenler var. Peki hangisi halkın lehine?

Faiz yükselişi ve yurtdışından sıcak para girişi orantılı. Doğrudan yatırımcıyı faizin düşük olması olumlu etkiliyor. Ancak enerjimiz ithal. Merkez Bankası doların oynamasını, enflasyonun çıkmasını istemiyor. Dolar artarsa enerji faturaları da dar gelirliyi etkileyecek. Ancak faiz artışı büyümeyi olumsuz etkiliyor, yatırım olmayınca istihdam düşüyor.


Erdoğan bugüne kadar yüksek büyümeyi sağlamış bir Başbakan olarak, düşük büyüme istemiyor. İstihdam olmayınca düşük enerji faturası neye yarar diye bakıyor ve bunu teferruat olarak görüyor olabilir. Oysa yüksek faiz artışını, Gezi olayları sonrası yükselen dolar kuru zorunlu kılmıştı.

Başbakan'ın faiz indirimi talebini halk lehine bulan çevreler dahi, Merkez Bankası yönetimine 'başarısız' demesini ve üslubunu doğru bulmuyor. Bu tartışma derinleşirse Merkez Bankası'nı Başbakan direk kendine bağlayabilir. Tüm bu tartışmalarda Erdoğan'ın ekonomi danışmanı ile diğer isimlerin görüş ayrılığı mı var sorusu akıllarda...
***
Gizlilik ve güvenlik gerekçeli kamu ihaleleri...

Kamunun mal ve hizmet alımları ve inşaat işlerinde ihale kanunu dışında alım olmasının önünün açıldığını belirten haberler görüyoruz. Daha öncede bu kanun dışında çalışan yarı kamu yarı özel yapılarda çalıştım.
Atatürk Orman Çiftliği'ne yapılan Başbakanlık Sarayı ihalesinin, kamu denetiminden çıkarılması eleştiriliyor. Ancak bu ülkede hükümetler aleyhine kurulan tuzakları yok sayamayız. Her ne kadar cadı avına karşı da olsak, kurumlar içerisine sızan hücreler olduğunu biliyoruz.

Ben bugün 'Paralel Devlet Yapılanması' , 'Gülen' ve 'darbe girişimi' sözlerini duyunca ürperiyorum. Muhtemel kadroları darbe ile mücadele etmiş bir yapılanma ve darbecilik iddiası... Bunların iç yüzünü şu an bilemiyoruz. Bu durumda kamuda güvenlik ve gizlilik de bana makul bir gerekçe gibi geliyor. Yeterki haksız kazanca, rant niyeti olmasın. Zira ameller niyetlere göredir. Bu karar rant içinse en güvendiğiniz kişinin küçük bir dikkatsizliği ile de öyle bir sınanabilirsiniz ki ne güvenlik ne gizlilik kalır ortada.
***
Alevilik ve siyaset...

Almanya'da Aleviler'in Başbakan Erdoğan'ın bazı söylemlerine duydukları tepkiyi, protesto yolu ile göstermesini, başka işbirlikleri ile açıklamak kafayı kuma gömmektir. Nasıl ki Almanya’daki çoğu Türk'ün Erdoğan'a oy verdiği gerçekse, protesto eden Alevilerin kırıldığı da bir o kadar sade bir gerçek...

Alman Devleti'nin vakıflara yardım ettiğini, onları örgütlediğini söylemek de geçmişi unutmaktır. Avrupa'da çok sayıda siyasi mülteci var. Bunlar Erdoğan döneminde gitmedi. Türkiye'nin geçmiş iç siyasi çatışmalarından etkilenenler ve farklı siyasi görüş sahibi bu kişilerin çoğu, yakın zamana kadar Erdoğan'a umutla bakıyordu. Alevilerin de bir kısmı buna dâhildir.

Başbakan, kendisini, ayrımcı dışlayıcı ifadelere sevk eden hiçbir tuzağa düşmemeli ve kucaklayıcı olmalı. Düşman göstererek büyürken, doğruları dahi söylerken, ötekileştirme hatasına düşmemeli...

Bu ülkede Maraş'ta 105 kişi öldü. Sivas'ta, dergilere çoğu zaman kuruş almadan yolladığı yazılar ile var olmuş yazar Aziz Nesin öfkesi üzerinden, insanlar kışkırtıldı. Ölümü yaşadık. İnsanlar diri diri yakıldı. Bu yaraların maliyetini bilen bir siyasi, çok dikkatli konuşmalı.

'Biz aleviliği İslam içi görüyoruz, çoğu aleviler de öyle görüyor' demek de Cem Evlerine ibadethane statüsü konusunda Alevileri tatmin etmez. Zira sizin değil, Aleviliği, 'mabedi Cem Evi olan bir inanç' gibi görenlerin talebi söz konusu.

Çoğu Alevi kendini müslüman görüp Cem Evi'ne ihtiyaç duymayabilir. İnancını öyle tanımlamayan aleviler sayılmalı. Bu sayı ülkemizde kilisesi, synagogu olan gayrimüslümlerin sayısının altında mı bakalım? İslamiyet kucaklayıcı olmayı gerektirir.
***
Dağları mı bombalasın?

Galatasaray'ın önünde eylem yapan anneler de yazılıp çizilmeli, Diyarbakır Belediyesi önünde dağa kaçırılan çocukları için eylem yapan anneler de... Başbakan HDP'ye dağa kaçırılan evlatları geri getirmesi için seslendi... Basına da, Galatasaray Annelerini yazdığı gibi bu anneleri yazmaları için seslendi... Peki kendisi yıllardır Galatasaray'da buluşan Cumartesi Anneleri için ne yaptı? Bir çağrı yaparken, basına yüklenirken de iyi düşünmeli... Bir kere gitti mi Galatasaray'a?

Öte yandan şimdiye kadar 'çözüm süreci Ak Parti olmadan da sürer' mesajı veren CHP liderinin ise 'terör örgütünden yardım istiyor' diye Erdoğan'ı eleştirmesi üzücü. Başbakan'ın B planı opsiyonu vurgusuna destek verse anlaşılırdı... Ancak ortalığı ateşe verme isteği ortaya çıkmış oluyor böyle kriz zamanlarında. Oysa gencecik hayatları kurtarmak için çözüm üretmek lazım. Başbakan gerekirse yardım istesin... Dağları bombalayıp anaları ağlatmaktan iyidir...

Bugüne kadar Kılıçdaroğlu Ak Partilileri kızdıran, kaba bulunan bazı ifadelerde bulunmuştur. Çoğunda konu olarak haklıdır. Ancak Kürt sorunu gibi Türkiye'nin Cumhuriyet tarihinden de geriye giden bir konuda böyle kışkırtıcı bir tutum CHP'nin neden demokrat olamayacağını ortaya koyuyor. Buna üzüldüm. Zaten evlatlarını bekleyen aileler de operasyon olmasın diyor.
***
Evladı Petrus içiyormuş...

Ak Parti'li eski vekil Feyzi İşbaşaran, attığı twitlerde Erdoğan'ı hedef aldı. Arap emirleri ile Petrus şarabı içen bir kız evladı da malzeme yaptı...

Petrus Şarabı içme konusu imanlı kişinin Allah'a karşı sorumluluğu ve hesabıdır. Bu kişi kimin kızı olursa olsun... Bunu malzeme yapanlar, çocukları aracılığı ile makamlarını kazanca çevirenlerin durumları ile bireysel yaşam alanını karıştırıyor... Onu bırakın Ak Parti'li hangi bakanın ne içtiğine bakmak da saçma. 
 
Evlatlar istedikleri yaşamı yaşayabilir. 'Biz yayınlamıyoruz, Londra garsonları konuşur' diyor İşbaşaran... Böyle fotoğraflar falan varsa kimden eline geçti çok merak ettim. Garsonlardan olmayacağı kesin...


Serra Karaçam, 29.05.2014




Seçkin Deniz Twitter Akışı