“Öldürdüğümüz Filistinli sayısı 1000’i geçti. Daha kaç tane gerekli?”
"Eğer
uluslararası kanunlara göre bunlar kanunî ise o zaman uluslar arası kanunlardan
çok pis kokular geliyor demektir."
Eğer
kazanılan zafer öldürülen insan sayısı ile ölçülüyorsa İsrail ve ordusu büyük
bir zafer kazanmıştır. Bu kelimeleri yazmış olduğum Cumartesi ve sizin onları
okuduğunuz Pazar gününden beri ölü sayısı artık 1000 (% 70-80 sivil) değil,
daha da fazla.
Ne kadar
daha fazla 10 mu, 18 mi? Üç tane daha hamile kadın mı? Aynı sedye üzerinde
taşınan, gözleri yarı açık, ağızları aralanmış, bebek dişleri gözüken,
üzerindeki giysiler kana bulanmış beş çocuk daha mı? Kurmay başkanı Benny Gantz
ve Savunma Bakanı Moshe Ya'alon; eğer zafer düşmanın yeterli miktarda sedye
olmadığı için bir sedye üzerinde katledilmiş çocukları yığmasını sağlamaksa, o
zaman siz ve sizi takdir eden İsrail ulusu kazanmış demektir.
Ve zafer
aynı zamanda Startup Nation'a* (Girişim Ulusu) da gider, bu kez gerçeği
bilmesine rağmen mümkün olduğu kadar çok uluslararası medyayı ve web sitelerini kullanarak bu gerçeğin tamamen
ortaya çıkmaması için çaba gösteren girişime. Ordu radyosundaki spiker,
Perşembe sabahı coşkulu bir şekilde şöyle anons geçiyordu: "İyi sabahlar,
huzurlu bir gece geçirdik".
Neşeyle
gerçekleştirilen anonsun bir gün öncesinde İsrail Savunma Kuvvetleri tarafından
15'i çocuk ve 5'i kadın olmak üzere 64 sivil ve toplamda 80 Filistinli
öldürülmüştü. Filistinlilerin en az 30 tanesi ağır bombardıman ve topçu ateşi
sonucunda o huzurlu gecede öldürülmüştü. Bu sırada yaralananları ve havaya
uçurulan evleri bunlara dahil etmiyoruz bile.
Eğer
zafer iki hafta içerisinde yok edilen ailelerin (anne baba ve çocuklar,
ebeveynlerden birisi ve çocuklar, büyükanne ve gelinleri, torunları,oğlu, erkek
kardeşleri ve onların çocukları ve istediğinizi seçebileceğiniz pek çok
varyasyon) sayısı ile ölçülüyorsa o zaman yine zafer bizimdir. İşte akılda
kalan bazı isimler: Al-Najjar, Karaw’a, Abu-Jam’e, Ghannem, Qannan, Hamad,
A-Salim, Al Astal, Al Hallaq, Sheikh Khalil, Al Kilani.Geçen iki hafta
içierisinde gerçekleşen İsrail bombardımanı sonucunda bu ailelerden ölmeyip
hayatta kalanlar şimdi ölenleri kıskanıyor.
Ayrıca
kendileri olmaksızın IDF'nin hareket etmekten aciz olduğu hukuk uzmanlarımıza
da defne dallarından yapılmış taç takmayı unutmayalım. Onlara göre bir evin
tamamen havaya uçurulması- boş ya da insanlarla dolu- eğer aile üyelerinden
birisi İsrail tarafından uygun bir hedef (askeri veya politik olarak üst veya
alt düzey Hamas üyesi bir kardeş veya misafir)
olarak tanımlanmışsa çok kolay bir şekilde meşrulaştırılabilir.
Kendi
ülkesinin İsrail'i destekler pozisyonu dolayısıyla şok olmuş Batılı bir
diplomat bana şöyle dedi: "Eğer uluslararası kanunlara göre bunlar kanunî
ise o zaman uluslar arası kanunlardan çok pis kokular geliyor demektir."
İsrail'de,
ABD'de ve İngiltere'de bulunan seçkin hukuk fakültelerinden mezun olmuş
danışmanlarımıza da bir buket çiçek vermek gerekir: IDF'ye Filistin kurtarma
birimlerine ateş açılmasının ve onların yaralıları almalarına engel olunmasının
meşru olduğu tavsiyesinde bulunanlar kesinlikle bunlardır. Son ikisi geçen Cuma
olmak üzere, iki hafta içerisinde, yaralıları almak üzere yoldayken IDF
tarafından öldürülen medikal ekip elemanı sayısı yedidir. On altı tanesi ise
yaralanmıştır. Felaket bölgesine gitmelerine IDF ateşi ile engel olunan vakalar
bu sayılara dahil edilmemiştir.
Şüphesiz
bu durumda ordunun ne söyleyeceğini ezbere biliyorsunuz: "Teröristler ambulanslarda
saklanıyorlar"-Filistinliler yaralılarını kurtarmayı, yıkıntılar altında
kanamadan ölmelerine engel olmayı gerçekten istemiyorlar, düşündüğünüz şey bu
değil mi?
Bunca
yıldır tünel ağlarını keşfetmemiş olan alkışlanası istihbaratımız, IDF tarafından
doğrudan ateş edilen veya yaralıları almak için giderken engellenen her
ambulansın içerisinde silahlı Filistinlilerin olduğunu gerçekten biliyor mu? Ve
yaralı bir askeri kurtarabilmek için bütün bir mahallenin bombalanması meşru
görülürken niye yıkıntılar altında kalmış yaşlı bir Filistinlinin
kurtarılmasına izin verilmez. Kendi yaşadığı yeri işgal etmiş yabancı bir
orduyu geri püskürtmeye çalışırken yaralanmış silahlı bir kişinin ya da daha
doğrusu Filistinli bir savaşçının kurtarılmasına niye izin verilmez?
Eğer
zafer her an öldürülmeyi bekleyen 1.8 milyon insana (ve ilk kez olmamak
kaydıyla) hayat boyu travma yaşatmaksa, o zaman zafer sizindir.
Bu
zaferler bizi ahlaki çöküşe doğru götürmekte, öz-denetimin bulunmadığı,
ertelenen uçuşlar dolayısıyla kendi kendini acındırmaya ve aydınlarını kullanarak
kendini parlatmaya çalışan bir toplumun etik anlamda bozguna uğraması anlamına
gelmektedir. Bu toplum, doğal olarak, öldürülen 40 askeri için yas tutarken
diğer yanda saldırdığımız insanların tüm acıları, ahlaki cesareti ve
kahramanlığı karşısında yürekleri ve akılları kaskatı kesilen bir toplumdur.
Güçler dengesinin kendi aleyhinde olduğunu anlayamayan bir toplum.
Gazze'den
yazan bir arkadaş şöyle diyor: "Tüm acılara ve ölümlere rağmen şefkat ve
iyiliğe dair pek çok şey var. İnsanlar birbirleri ile ilgileniyor ve
birbirlerini rahatlatmaya çalışıyor. Özellikle çocuklar ailelerine en iyi
şekilde yardım etmeye çalışıyor. On yaşından daha büyük olmayan, kendilerinden
küçük olanlara sarılarak, onları rahatlatmaya ve korkularını gidermeye çalışan
pek çok çocuk gördüm. Çok küçük olmalarına rağmen başkalarının sorumluluğunu
üstleniyorlar. Yakınlarından birisini-ebeveyn, büyük anne, arkadaş, hala veya
komşusunu- kaybetmemiş hiç bir çocukla karşılaşmadım. Ve şöyle düşündüm: Eğer
Hamas, taş fırlatan gençlerin kurşunlarla karşılandığı Birinci İntifada
neslinden doğmuşsa, yedi yıldır tekrarlanan katliamları yaşayan nesilden acaba
kim doğacak?"
Ahlaki
yenilgimiz yıllarca peşimizi bırakmayacak.
Amira
Hass, 28.07.14, Haaretz
Tamer Güner, 30.07.2014, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Çeviri
Çevirenin
Notu:
*Startup
Nation: Kuruluşundan günümüze kadar İsrail'in ekonomik olarak hızla güçlenmesini
mucize olarak nitelendiren ve bu konunun incelendiği "Start-up Nation: The
Story of Israel's Economic Miracle" isimli kitaba atıf yapılmaktadır. http://www.amazon.com/Start-up-Nation-Israels-Economic-Miracle/dp/0446541478
Makalenin
Orijinali:
Israel's moral
defeat will haunt us for years
We have
passed 1,000 dead Palestinians. How many more?
Palestinian
rescue officers removing a body on Saturday from the rubble of a building
By Amira
Hass
Published
14:31 28.07.14
If
victory is measured in the number of dead, then Israel and its army are big
winners. From the time I wrote these words on Saturday, and by the time you
read them on Sunday, the number will no longer be 1,000 (70-80 percent
civilians) but even more.
How many
more? Ten bodies, 18? Three more pregnant women? Five dead children, their eyes
half-open, their mouths gaping, their baby teeth poking out, their shirts
covered with blood and they are being carried on a single stretcher? If victory
means causing the enemy to pile up a number of slaughtered children on one
stretcher, since there are not enough stretchers, then you have won, Chief of
Staff Benny Gantz and Defense Minister Moshe Ya’alon – you and the nation that
admires you.
And the
trophy also goes to the Startup Nation, this time to the startup renowned for
knowing and reporting as little as possible with as many international media
and available websites as possible. “Good morning, it was a quiet night,” the
Army Radio host announced cheerfully on Thursday morning. In the day preceding
the happy announcement, the Israel Defense Forces killed 80 Palestinians, 64 of
whom were civilians, including 15 children and 5 women. At least 30 of them
were killed during the same quiet night, from overwhelming shelling, bombing
and firing from Israeli artillery, and this is without counting the number of
injured or the number of houses blown up.)
If
victory is measured in the number of families wiped out within two weeks –
parents and children, one parent and a few children, a grandmother and
daughters in law and grandchildren and son, brothers and their children, in all
the variations you might choose – then we also have the upper hand. Here, names
from memory: Al-Najjar, Karaw’a, Abu-Jam’e, Ghannem, Qannan, Hamad, A-Salim, Al
Astal, Al Hallaq, Sheikh Khalil, Al Kilani. In these families, the few members
who survived the Israeli bombings in the past two weeks are now jealous of
their dead.
And
let’s not forget the laurel wreaths for our legal experts, those without whom
the IDF does not make a move. Due to them, blowing up an entire house – whether
empty or filled with residents – is easily justified if Israel characterizes
one of the family members as an appropriate target (be he senior or junior
Hamas member, military or political, brother or family guest).
“If it
is legal according to international law,” a Western diplomat told me, shocked
by his own state’s position in support of Israel, “it is a sign that something
stinks in international law.”
And
another bouquet of flowers for our advisers, the graduates of the exclusive law
schools in Israel and the United States, and maybe also in England: They are
certainly the ones advising the IDF why it is permissible to fire at
Palestinian rescue teams and prevent them from getting to the wounded. Seven
members of medical teams on their way to rescue the injured were shot to death
by the IDF during two weeks, the last two only last Friday. Another 16 have
been wounded. This doesn’t include the cases is which IDF firing prevented
crews from driving to the disaster scene.
You will
surely recite what the army says: “Terrorists are hiding in the ambulances” –
since Palestinians do not really want to save their wounded, they don’t really
want to prevent them from bleeding to death under the ruins, isn’t this what
you are thinking? Does our acclaimed intelligence, which did not discover
during all these years the network of tunnels, know in real time that in every
ambulance that was hit directly with IDF fire, or whose trip to save an injured
person was blocked, there are really armed Palestinians inside? And why is it
permissible to save a wounded soldier at the cost of shelling an entire
neighborhood, but it is not allowed to save an elderly Palestinian buried under
the rubble? Why is it forbidden to save an armed man, or more correctly a
Palestinian fighter, who was wounded while repulsing a foreign army that
invaded his neighborhood?
If
victory is measured by the success at causing lifelong trauma to 1.8 million
people (and not for the first time) waiting to be executed any moment – then
the victory is yours.
These
victories add up to our moral implosion, the ethical defeat of a society that
now engages in no self-inspection, that wallows in self pity over postponed
airline flights and burnishes itself with the pride of the enlightened.This is
a society that mourns, naturally, its more than 40 soldiers who were killed,
but at the same time hardens its heart and mind in the face of all the
suffering and moral courage and heroism of the people we are attacking. A
society that does not understand the extent to which the balance of forces is
against it.
“In all
the suffering and death,” wrote a friend from Gaza, “there are so many
expressions of tenderness and kindness. People are taking care of one another,
comforting one another. Especially children who are searching for the best way
to support their parents. I saw many children no older than 10 years old who
are hugging, comforting their younger siblings, trying to distract them from
the horror. So young and already the caretakers of someone else. I did not meet
a single child who did not lose someone – a parent, grandmother, friend, aunt
or neighbor. And I thought: If Hamas grew out of the generation of the first
intifada, when the young people who threw stones were met with bullets, who
will grow out of the generation that experienced the repeated massacres of the
last seven years?”
Our
moral defeat will haunt us for many years to come.