“İnanın
inanamıyorum. Vallahi inanamıyorum.”
Adamlar
sabah akşam “Her canlı ölümü tadacaktır” buyruğuna rağmen, peygambere, “Sen de
ölümlüsün” diyen ve ölülerin, kendileri dahil, kimseye bir yardımları
dokunmayacağını Allah, 'Allahın yakınından kıyamet gününe kadar kendisine cevap
veremeyecek kimseyi yardıma çağırandan daha sapık kimdir? Oysa onlar bunların
çağrısının farkında olamazlar.'(Ahkaf 46/5) ayetiyle belirtmişken bu nasıl bir
anlayıştır ki, “Onlar bir ümmetti gelip geçti. Onlara kendi kazandıkları, size
de kendi kazandığınız; siz onların yaptıklarından sorulacak değilsiniz.” (Bakara;
134) diye işaret edilen geçip gidenleri peşleri sıra dolaştırıyorlar?
Beyler, efendiler
inanın Peygamber de “De ki, ben de sizin gibi beşerim!”(Fussilet; 6) denerek
bizim gibi acıkınca yiyen, susayınca su içen, evlenen ve vakti saati geldiğinde
de “Bütün nefisler ölümü tadacaktır” buyruğu gereğince vefat edendir. Vefat
edenlerin de durumu Ahkaf suresi 5. Ayette verilmektedir.
Aklınızı
başınıza devşirin, bırakın ölülerden medet ummayı.. yok eğer gerçekten bir
şeyler görüyorsanız, size “Akıl Oyunları” adlı filmi izlemenizi (ki bu film
gerçektir ve bir matematikçi olan John Forbes Nash Jr.ın yaşam öyküsüdür) sonra
da benzerliği fark edince doğruca akıl ve ruh hastalıkları uzmanına görünmenizi
tavsiye ederim. Gerçekten bu sizin hayrınızadır.
Eğer
yanınızda sizden başka kimsenin görmediği birini ya da birilerini ya da şeyleri
görüyorsanız, -ki bu olayı, bu hastalığı
ilk yaşayan ne sizsiniz, ne de son olacaksınız.- zor da olsa bir doktora görünmenizi
yürekten istiyorum. Kendi rızanızla giderseniz sağlıklı sonuç alırsınız.
Doktorlar böyle diyor.
Akıl
Oyunları’nın kahramanı Nash Nobel ödüllü dahi bir matematikçidir. Yani bu
hastalığa sıradan insanların yanında böyleleri de uğruyor. Sizin bu hastalıktan
muzdarip oluşunuza dair çıkarımım ( bir iki dönem psikoloji dersi görmeme
rağmen, psikolog olmadığımın bilincindeyim) Nash’ın yaşadığı şeylerle
benzerliğiniz.
Örneğin
siz “Selam-Tevhid” örgütü ile mücadele ederken (ki bu örgütün adının nereden geldiğini
siz de bilirsiniz, selam gazetesi vardı 90’lı yıllarda. Kapandı. Gazeteyi
çıkaranlar bu kere Tevhid dergisi çıkardı) Nash de komünizmle mücadele
ediyordu.
Nash, CIA
benzeri bir devlet kurumu tarafından görevlendirilir. Ve kimi mesajları
çözümlemeye başlar. Onun sizlerden farkı kimseyi dinlemek için evine, ofisine
böcek yerleştirmemesi, matematiksel denklemlerle uğraşması.
Sözün
özü; inanın sizler için üzülüyorum. Üzüntüm eceli tatmış kişilerin sizi
ziyarete (siz uyanıkken, hani rüya olsa, rüyadır, der geçilir) geldiğine
inanmanız ve selamlaşmanız.
Lütfen
acilen bir doktora görünün. İnanın durumunuz vahim.
Vallahi
bütün nefisler ölümü tadacaktır ve ölümü tadan nefislerin kendilerine bile bir
yardımı yoktur, ölülerden medet ummak, Kur’anın buyruğuyla apaçık sapıklıktır.
Yani şizofrenliktir.
Fikri Muhayyer, 31.07.2014, Sonsuz Ark, Konuk Yazar