Dedi- Yazık.. çok fena aldatılmışsın!
Dedim- Why?
Dedi- I don’t know.
Dedi- Uzun zamandır bu fırsatı
kolluyor, bekliyordum. Kısmet bugüne imiş. Bize, safımıza katılır mısın?
Dedim- Siz kimsiniz?
Dedi- Lütfen dostum. Kim olduğumu
bilmiyor musun? Bu ülkede yaşamıyor musun? İkiye bölünmüş durumda ülke. Bu
bölünmüşlükte yanımızda dursan? Nedenli kalabalık bir safımız olduğunu cümle
alem biliyor. Ancak sayısal bir kalabalık değil bu. Dünya görüşü, bakış açısı
birbirinden farklı bir düzine.
Dedim- Kim olduğunu biliyorum. Bu ülkede
yaşıyorum. Fakat safınızı anlayamıyorum. Safınızı bir yere koyamıyorum.
Öylesine zıtsınız ki.. temelden öylesine
farklısınız ki.
Dedi- Ayrılıklarda değil, müştereklerde
bir birleşmişlik bu.
Dedim- Sizin müşterekleriniz de mi var?
Dedi- İktidar karşıtlığı.
Dedim- İktidar karşıtlığı mı mevcut
iktidarın karşıtlığı mı?
Dedi- Mevcut iktidarın karşıtlığı.
Dedim- Olmadı işte. Sizinle bun da bile
müşterek olamıyorum. Hani iktidar karşıtlığında birleşmiş olsanız yanınıza
gelirdim. Ve fakat her biriniz diğerinin iktidarında yok edileceksiniz,
zapturapt altına alınacaksınız. Öyle ise niye yanınıza geleyim?
Dedi- Olur mu öyle şey! O eskidendi.
Artık birbirimizle dostuz. Birbirimizle aynı şeyleri düşünüyoruz.
Dedim- Anlamadığım da burası. Aranızda
kendisini Selefi Müslüman diye tanımlayan var. Aranızda bunlara bir zamanlar
sabah akşam “Mollalar İran’a!” diye bağıranlar var. Aranızda laikperestler var.
Laik olmayanı insandan saymıyorlar. Aranızda devletsiz toplum düzeni
arzulayanlar var. Aranızda şiddetle devleti kutsayanlar var. Irkçılar var
herkesi terk bir ırk sayan, diğerlerini insandan saymayan. Diyelim mevcut
iktidardan kurtulduk. İktidara kim gelecek? Gelince ne yapacak? Irkçılar
iktidara gelirse işin zor. Onların olman gerektiğine inandığı ırktan değilsin.
Laikuslar iktidara gelse, -ki bir zamanlar iktidarda idiler orda da halin
perişan idi. Okuduğun gazete yüzünden günlerce cezaevinde yatmıştın. Bebelerin
baş örtülü olduğu için cop yemişlerdi.- yine aynı şeylerin olmayacağını
söyleyebiliyor musun? Olmayacak ise onlar mı değişti, sen mi? Onların nazarında
artık başörtüsü laikliğe bir başkaldırı değil mi? Yoksa başörtüsü senin için
teferruat mı oldu? Sen iktidara gelirsen ne yapacaksın diğerlerine?
Dedi- Herkes kendi inancında hürdür.
Kimse kimseye dayatamaz.
Dedim- Mevcut iktidar dayatıyor mu?
Dedi- İçkiyi yasakladı açık alanlarda.
Dedim- Yani sen iktidarda olursa
dünyanın en laik ülkelerinde bile açık alanlarda içilmeyen içkinin açık
alanlarda içilmesini mi sağlayacaksın?
Dedi- Anlaşıldı, sen mevcut iktidardan
yanasın. Boşuna nefes tüketiyorum.
Dedim- Değil. Ben var olan iktidarı bir
başkasının iktidarı için alt etmeyi anlamıyorum. Ha toplayın safınızdakilerin
hepsini, sonra bir manifesto yayınlayın deyin ki “Devlet aygıtına kökten
karşıyız. Devletin olmadığı bir toplum düzeninin inşası için yol çıktık. Ve
devlet aygıtı bütün kötülüklerin anasıdır. Devletsiz toplumda hiç kimse
adaletten sapamaz. Hiçbir inanç bir başkasına dayatılamaz. Her bir inanç kendini
anlatma ve taraftar edinme ameliyesinde özgürdür. Hiçbir cins, hiçbir ırk
aşağılanamaz. Herkes toplumsal kurallar önünde eşittir.”
Dedi- Bunları safımızda bulunup
söyleyen anarşist arkadaşlar var. Onların bu düşünceleri bizimle aynı yerde
durmaya engel değilken sana niye engel?
Dedim- Sanırım ya kendisi saf ya da
sizleri saf görüyorlar. Sanırım her bir grup, klik, mezhep, meşrep “Hele bu
gitsin de nasılsa bunları hallederim diyor!” birinizden biri iktidara geldiğinde
bu kere geri kalanlar -belki gönderilen
mevcut iktidar yeni iktidar karşısında, yeni iktidarın daha önce bulunduğu
safta gidenin yerini alır, bilemiyorum- bir olup iktidar mücadelesi mi verecek?
Kendi iktidarı için, kendisi olarak mücadele etmeyenin mücadelesinde olmak için
ya çok saf olmalı ya da çok kurnaz olmalı.
Dedi- Yazık.. çok fena aldatılmışsın!
Dedim- Why?
Dedi- I don’t know.
Fikri Muhayyer, 04.08.2014, Sonsuz
Ark, Konuk Yazar