7 Ağustos 2014 Perşembe

SA819/ KY4-FM16: İrrasyonelim; Çünkü…

“İşte biz bu yüzden sizin gibi rasyonel davranmaktan, düşünmekten kaçındık, kaçınıyoruz, kaçınacağız (!) Ve irrasyonel olacağız (!)”


Kömür dediniz, makarna dediniz, elektrik kesintisi dediniz; olmadı. Aşağılamalara devam ediyorsunuz. Edin! Sizin hor görünüzü kaale alıp, komplekslerinizin cenderesine düşecek kadar kişiliksiz olmadık. Olmayacağız. Siz komplekslerinizin cenderesinde gerilirken, bunalırken, boğulurken, siz kıskançlığın içinde debelenirken, ağız dolusu küfürler savurmaktan öte bir şey bilmeyenlerle aynı safta çıldırmanın hazzını yaşarken, biz özgürlüklerin, kişinin kendisi olmanın ortamını hazırlamak için adımlar atanlarla yola devam edeceğiz.

O kadar az düşünüyor, o kadar aptalca çıkarsama yapıyorsunuz ki, farkında bile değilsiniz. Ahmaklığınızın somut göstergesi kendi kliğinizde olmayanları düşünceden yoksun sayarken, kliğinizin bir avuç faşizan, baskıcı, tep tipçi olduğunu göremiyorsunuz.

Sistemin kurucusu olmakla övünen bir partinin salt geçmişi değil, yakın zamanlarda serdettiği açıklamalar bile ne denli faşizan bir anlayışın hamisi olduğuna yeter kanıt değil midir? Mezkur partinin bir temsilcisi bir bayan göğsünü gere gere meclis kürsüsünden “Kürtlerle Türkler eşit değildir!” dediğini duymamış mıydınız?

Duymadınız mı? Siz rasyonel bayan, siz duymamış olabilirsiniz, ama biz irrasyoneller duyduk. Tıpkı o partinin ilk temsilcilerinin söylediği “Biz Türkiye denen, dünyanın en hür ülkesinde yaşıyoruz. Mebusumuz inançlarında bahsetmesi için bundan daha müsait bir ortam bulamazdı. Onun için hislerimi saklamayacağım. Türk bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette bir tek hakları vardır. Türklere hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. Dost, düşman ve bu dağlar bu hakikati böyle bilsin."
Bu sözleri hiç, ama hiç unutmadığımız gibi. İşte biz bu yüzden sizin gibi rasyonel davranmaktan, düşünmekten kaçındık, kaçınıyoruz, kaçınacağız (!) Ve irrasyonel olacağız (!)

 Evet; irrasyonelim.

İrrasyonelim,  çünkü; statükocu değilim. Statüko’nun değişmesi taraftarıyım. Ve bunu sorgulamak için hiçbir neden bulamıyorum. Statüko’nun her türlü değişime karşı can siperâne durduğunu görmemek için ya deve kuşu karakterinde olmalı kişi ya da değişimin karşısında duran bir ebleh olmalı.

İrrasyonelim, çünkü;  insan, kişi, grup kendisini nasıl tanımlıyorsa öyle olduğunun kabul edilmesi gerektiğine inanıyorum. Herhangi birinin herhangi bir kimliği dayatmasına karşıyım.

İrrasyonelim, çünkü; doğuştan hangi dili konuşuyorsa o dilde eğitim görmesini, o dilde kendini ifade etmesinin yanındayım.

İrrasyonelim, çünkü;  insanların kendi inanç kimliklerini gizlemeden yaşamasından yanayım.

İrrasyonelim, çünkü;  katliamlardan özür dilenmesinden, gasp edilen azınlık mallarının iadesinden yanayım. Bunların niçin olmasını sorgulamak aklımın ucundan bile geçmez.

İrrasyonelim, çünkü;  her türlü dayatmanın karşısındayım. Dil dayatmanın, köken dayatmanın, ilke dayatmanın, and dayatmanın, cinsiyet dayatmanın. Bunların niçin olması gerektiğini sorgulamak aklımın ucundan geçmiyor. Tıpkı aldığım nefes gibi doğal geliyor bunlar bana. Bunların gerçekleşmiş olmasını bir lütuf gibi algılamıyorum. Çünkü; olağan olan bu. Doğal olan bu. Olması gereken bu.

İrrasyonelim, çünkü;  özlemini çektiğiniz dönemlerde (siz o dönemleri yaşamadığınız halde nasıl özlem duyuyorsunuz bunu da anlamış değilim, irrasyonelliğime verin) “başımıza kulak istiyoruz” manşetiyle çıkartılan bir derginin sahibinden, yazarından, yayımcısından, dağıtıcısına kadar derdest edilip kodese tıkılırken, bırakın eleştiriyi, sinkaflı küfürlerin bile görmezden gelindiği bir dönemi sağlayanların yanında olmayı onur sayıyorum.

Siz onursuzlara, ağzı bozuklara, insanların ölülerine varıncaya kadar küfredenlere sahip çıkmaya devam edin. Biz sizin gibilerin bile yaşama ve kendini ifade hakkını savunacağız. Çünkü biz nihayetinde irrasyoneliz. Bizim gibi düşünmeyenleri, bizim gibi algılamayanları, bizim gibi yorumlamayanları hor görecek kadar rasyonel değiliz.

Gülüp geçmek bile erdemdir çoğu kez.

Ve ben de gülüp geçiyor işte.


Fikri Muhayyer, 07.08.2014, Sonsuz Ark, Konuk Yazar



Seçkin Deniz Twitter Akışı