“Bizimle gönül birliği bulunan, Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs’te Eylül 2000 tarihinden itibaren görev yapmış askerlerin itiraflarını topluyor ve yayınlıyoruz.”
Taciz, Yağma, Aşağılama, Dayak, İşkence, Öldürme, Yaralama, Sûikastler, Özel Mülklere Verilen Zararlar…
“Bu, ayrıca var olan gerçekliği bildiği halde inkar eden inatçı çoğunluğa karşı da bir dik duruş. Bu, İsrail toplumuna ve liderlerine, çalışmalarımızın sonuçlarını değerlendirmek için acil bir çağrı.”
Askerlerin İtirafları
İtiraf 5
“Silah
Dipçikleriyle Darp”
Birim:
Kfir Tugayı
Görev Yeri: Nablus Bölgesi
Yıl: 2009
Görev Yeri: Nablus Bölgesi
Yıl: 2009
İşgal
Bölgelerindeki göreviniz sırasında sizi en çok etkileyen şey neydi?
Hares’te
keşif yapıyorduk. Bu bardağı taşıran son damlaydı. Bize araştırılması gereken
60 tane ev olduğu söylendi. İstihbarattan kesin bir uyarı gelmiş olduğunu
düşünerek bunu kendimce meşrulaştırmaya çalıştım.
Olay gece mi gündüz
mü gerçekleşti?
Gece.
Devriye olarak mı
göreve çıktınız?
Hayır, bütün bölük olarak. Tüm bölgeyi kapsayan,
okulların kontrol altına alındığı, sınıfların kilitlerinin kırıldığı, tüm
bölgeye yayılan bir tabur operasyonuydu. Sınıflardan biri Shin Bet’in sorgulama
odası olarak, bir diğeri tutuklananlar için, diğer biri ise askerlerin
dinlenmesi için ayrılmıştı.
Bu iş
için bir okulun seçilmesinin beni özellikle rahatsız ettiğini hatırlıyorum.
İçerisinde ailelerin bulunduğu evlerin kapısını sabahın ikisinde teker teker
çalarak evlerin içlerine girdik. Korkudan ölüyorlardı, kızlar korkudan
altlarına işiyordu. Kapıları “Açın, yoksa kıracağız!” dercesine şiddetli bir
şekilde çalıyorduk, korkutucu bir atmosfer vardı. Evin içine giriyorduk ve ne
varsa altüst ediyorduk.
Ayrıca yaşlı insanlara bağırılıyordu.
Kendisine böyle bağırılan yaşlı bir adamın epilepsisi vardı. İbranice
bilmiyordu, ama bağırmaya devam ettiler. Kötüleşince doktor müdahale etti.
Bütün evlerin kontrolü bitirildikten sonra 16-29 yaş arasında bulunan herkes
elleri bağlı bir şekilde okula götürülerek bahçesinde toplandılar.
Prosedür neydi?
Aile
odalardan birine toplanarak başlarına bir asker koyuluyordu, askere silahını
onların üzerine doğrultması emri verilerek bütün ev kontrol ediliyordu.
Aldığımız emirlerden birisi de 16-29 yaş aralığında kim olursa olsun ellerinin
plastik kelepçeyle bağlanması ve gözlerinin de kapatılmasıydı.
Buradaki amacın ne
olduğu size söylendi mi?
Silahların
yerlerinin saptanması. Sonunda hiçbir silah bulamadık. Mutfak bıçaklarına el
koyuldu. Beni orada en çok sarsan şey hırsızların olmasıydı. Birisi 20 şekel
çalmıştı. İnsanlar evlerin içlerine girerek çalacak bir şeyler arıyordu. Fakat
burası insanların gerçekten çok fakir olduğu bir köydü.
Bunlar askerlerin
söylediği şeyler değil mi?
Evet,
operasyonun arkasından askerler arasında konuşulanlar. Diğer insanların acınası
halleri eğlence konusu yapılır ve hatta bunlar mutlu bir şekilde anlatılırdı.
Bir şey daha var; akıl hastası olduğu bilinen bir Filistinli, askerlere
bağırmıştı.
Asker
onun kendisine saldıracağına karar vererek vurmaya başladı. Kafasına silahın
dipçiğiyle vurdular ve kafası kanayınca onu okula diğerlerin yanına götürdüler.
Pek çok tutuklama emri çıkartılmış ve tabur komutanı tarafından imzalanmış
bulunuyordu. Onu da barışı tehdit etme şüphesiyle tutuklananlar arasına
yazdılar.
Bazılarının
ellerindeki plastik kelepçeler ele yakın olarak ve çok sıkı bağlanmıştı.
Bunları keserek yenilerini daha gevşek bir şekilde bağladım. Aralarından
konuştuğum birisi günde 13 saat çalışıyordu, birisi ise kendisini çalıştırmak
için İsrail’e götüren bir yerleşimci tarafından, 2 ay sonra maaşı ödenmeden
polise teslim edilmişti.
Hepsi
(tutuklananlar) aynı köyden miydi?
Evet.
Bu akşamdan başka
hatırlayabildiğiniz bir şey var mı?
Beni
rahatsız eden bir şey mi? Küçük bir şey daha var ama beni rahatsız etmişti. Bir
eve gelinmişti ve ev (askerler tarafından) yıkıldı. Yanlarında silah araması
için bir köpek vardı, onunla içeriye giremediler ve bunun yerine evi yıktılar.
Evin annesi olanları seyrederek bir köşede ağlıyor çocuklar ise onu teselli
etmeye çalışıyordu. Annemin evimizin her köşesi için ne kadar çok çaba
harcadığı ve birilerinin ansızın gelip onu böyle yıktığı gözümün önüne
geldi.
Evi enkaza çevirmek
ne anlama geliyor?
Döşemeleri
parçalamak, divanları alt üst etmek, saksıları ve resimleri parçalamak, tuvalet
klozetini ve fayansları kırmak gibi şeyler. Önemsiz gözüken ama beni gerçekten
rahatsız eden şeyler vardı. Örneğin evlerine girilen insanların bakışları beni
gerçekten çok üzmüştü. Bütün bu olanlardan sonra okul bahçesinde bulunan
insanlar, elleri ve gözleri bağlı olarak burada 4 saat boyunca tutuldular.
Öğleden sonra saat dörtte onları salıvermemiz emri geldi. Yani orada 12 saatten
daha fazla kalmışlardı. Güvenlik birimi tarafından teker teker
sorgulandılar.
Bu bölgede daha
önce terörist saldırısı mı gerçekleşmişti?
Hayır.
Hatta hiçbir silah ele geçiremedik. Tabur komutanının iddiasına göre Shin Bet
bu sayede istihbarat elde etmişti ve bölgede bulunan pek çok taş fırlatan kişi
başarı ile ele geçirilecekti. Hares’te gerçekleştirdiğimiz operasyon devamlı
gözlerimin önüne geliyor.
Ne gibi şeyler?
Bize
bakışları, bize bakarken onların ve çocuklarının akıllarından neler geçtiği.
Bir kadının oğlunu gecenin yarısında ondan alarak ellerini kelepçelemek ve
gözlerini bağlamak. Bunun gibi şeyler…
***
İtiraf 6
“Tabur Komutanı
Tarafından Darp Edilen Tutuklu”
Birim:
Genel Kurmay Keşif Birliği
Görev Yeri: Nablus Bölgesi
Yıl: 2000
Görev Yeri: Nablus Bölgesi
Yıl: 2000
Kfar Tal
bölgesinde içlerinde Nassar Asaida ve erkek kardeşi Osama Asaida’nın da
bulunduğu bazı şüphelileri arıyorduk. Osama’nın bulunduğundan şüphelendiğimiz
bir evin etrafını sarmıştık. Plan şöyleydi; bağırılacak ve ses çıkarılacaktı bu
işe yaramazsa kapıya taş atılacak ve dışarı çıkmaları sağlanacak… Bu da işe
yaramazsa havaya ve evin duvarlarına ateş edilecekti. İşler kötüye giderse
bildiğim kadarıyla çatıya bomba atılacaktı fakat prosedür açıktı ve “eyleme”
şeyle başlayacaktınız…
Ateş etmeden?
Evet, ateş
etmeden ve sonra saat üç konumundan, ben o sırada saat 12 konumundaydım, bir
makineli tüfek ateşi başladı, belki bir Negev’di, ellerinde ne olduğunu
hatırlamıyorum, evin duvarlarına ateş edilmeye başlandı. Evin duvarlarına
prosedürde olmadığı halde ateş ediliyordu.
Bunun arkasından
şüphelilere ne oldu?
Sonra
şüpheli dışarıya çıktı, sorgulamasını yaptık, gerçekten aradığımız kişiydi.
Elleri ve gözleri bağlandıktan sonra onu bahçenin kuzeydoğu köşesine götürdüm.
Tugay komutan yardımcısı jipi ile geldi, yanında şoför, telsiz operatörü ve
birkaç asker daha vardı.
Tutukluyu
kaba bir şekilde olmasa da nazik de olmayan bir tavırla, kendimden emin bir
şekilde yani patronun kim olduğunu belli edecek şekilde komutanın yanına
götürdüm. Komutan patronun asıl kim olduğunu, kimin Yahudi kimin Arap olduğunu,
kimin tutuklu olduğunu ona göstermeye karar vermiş olmalı ki ardı ardına eklem
yerlerine, kulaklarına, arkasına her yerine vurmaya başladı.
Tugay komutanı bunu
tek başına mı yaptı?
Evet,
tek başına. Bu “patronun kim olduğunu
gör” anlamında bir olay değildi, bunun için bir tek vuruş yeterliydi. Deşarj
olmak için olabilir, anlayamadım. Tugay komutanı intihar eylemcilerini gönderen
bu terörist üzerinde deşarj oluyordu. Ve ben bu sırada bu iki insan arasında yani
tugay komutanı ile terörist arasında duruyordum, yani tutuklunun zarar
görmesini engellemek için.
Bu arada
kendimi, sürücü ve telsiz operatörünü tutukluyu jipin arkasına yerleştirirken
ona bir zarar gelmesi halinde onlarla bizzat ilgileneceğimi söyleyerek tehdit
ederken buldum. Orada İsrail devletini korumakla yükümlü bir asker olarak
bulunuyordum, ama sonra şöyle düşündüğümü hatırlıyorum; terörist olduğu
düşünülen ama kim olduğu önemli olmayan, elleri ve gözleri bağlı bir Filistinli
tutuklu ile onu darp eden tugay komutan yardımcısı arasında ne gibi bir fark
var? Hatta bunu sorgulama sırasında da dile getirdim ama bir şeye yaramadı tabi
ki.
Tamer Güner, 15.08.2014, Sonsuz Ark, Çevirmen Yazar, Çeviri