...bir şey istediğiniz gibi olmazsa, hayat silsileniz çizdiğiniz patikadan gitmezse, ne yaparsınız?...
...siz, hiç düşünmediğiniz ve henüz keşfedilmemiş olan yollarda ilerlemeye mahkûmsanız, nasıl tepki verirsiniz?...
...yetişkinlikten önce, seçimlerinizi öğrenmek isteyenler olmaz pek...
...size saydırılan gerekliliklere uyarak yaşamaktan, fazla şikayetçi de olmazsınız...
...zira; sizden daha iyi bilenlerin yürüttüğü bir aracın yaptığı kazalar, çarpacağı bariyerler, sizden önce, sizden sorumlu olanlardan sorulacaktır...
...sizden daha iyi bilirler onlar; siz onlardan daha iyi biliyor olsanız bile...
...zira siz, henüz hâmsınız...
...ne kadar kaliteli olsa da düşünceleriniz, ne kadar da çok bilseniz, geleceğinizi tayin etmekte alacağınız kararların, sizden sorumlu olanlar için fazlaca ehemmiyeti yoktur...
...onlar sizi beslediklerine göre; onların emirlerine uymak borcuyla yüklüsünüz...
...siz, eğer, uslu denilen grupta iseniz, bu böyledir; aksi hâlde siz, işe yaramaz, pespâye ve yüzkarası olmak dışında, herhangi bir şey değilsiniz...
...fakat yetişkinlik öyle değildir...
...insanlık devr-i dâimi, sizi, sizden sorumlu olanların getirip bıraktığı yerde, bir yetişkin olmasanız bile, sizi yetişkin sınıfına dâhil eder...
...bu kez siz, eskiden sizden sorumlu olanlardan sorumlu olmaya başlarsınız...
...bu arada, sonradan sizden üreyecek olanların müstakbel sorumlulukları da sizi gelecekte beklemektedir...
...öncekiler ve sonrakiler arasında bocalamak neyse, işte siz de artık koca bir bocalayansınız...
...yetişkinlikte istediğiniz gibi gelişmeyen her şey sizi sıkıntıyla boğar...
...size seçimleriniz sorulur...
...bu kez de seçenekleri başkaları belirlerler...
...farkında olmanız, seçimlerinizdeki kıtlığı pek etkilemez...
...yalnızca, sizi sıkan şeylerin artık ruhunuzdan hayatın madde yönüne doğru kaydığını görürsünüz...
...bedeniniz, alışılmadık tepkiler vermeye başlar...
...gelecekte bir gün değişeceğinize inandığınız sıradanlıklar, her geçen gün daha da artar...
...değişimlere olan güveniniz kaybolur...
...önce, hayâl ettiğiniz minik ve sevgili patikanızın detayları, gözlerinizdeki özlem tabakasından silinir...
...sonrası hızla gelir...
...bir sürü şey dirilirken, siz ölmeye başlarsınız
...yetişkinliğin son aşamaları için fazla söze hacet yok...
...ölüm sizi pâklar...
...evet; bütün öyküleriniz birbirine benzediği hâlde, siz kendinize özel olarak çizdiğiniz patikada ilerleyemediğinizde, nasıl tepki verirsiniz?...
...mahkûmiyetinize neler ikram edersiniz?...
...isyan, sizi an be an çürüteceğine göre, tevekkül mü edeceksiniz?...
...tevekküldeki ikiyüzlülüğe bulaşmadan, ne kadar yürüyeceksiniz bu yolda?...
...ya yoksa: "her şeyde bir hayır vardır!", deyip, her mahkûmiyet kararında karamsarlığa kapılmadan, kendinize özel bir iz mi bırakacaksınız?...
seçkin deniz
pürüzsüz patikalar
Seçkin Deniz Yazıları
Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
- Seçkin Deniz
- Mustafa Tamer
- Arif Şahin
- Eyüp Kaan
- Ahmet Faruk
- Cemal Çalık
- Şahin Torun
- Naif Karabatak
- Ata Atun
- Tamer Güner
- Mustafa Ege
- Yaşlı Bilge
- Ahmet Haydar
- Alper Selçuk
- Faruk Tamer
- Doğa Toprak
- Khorto Bâri
- Mustafa Eyyüboğlu
- Âkil Ağazâde
- Hakkı Aslan
- Mustafa Ekici
- Biz Kimiz?
- Yıllık Sonsuz Ark Yayın Raporları
- Sonsuz Ark Manifestosu
31 Ağustos 2014 Pazar
SA863/SD169: "özel bir iz bırakmak" /09.09.2006/ 546. patika
Labels:
Deneme
,
Pürüzsüz Patikalar
,
Seçkin Deniz