güzel şiirler yazardınız aşk üzerine
ve okumaya başlamazdan önce derdiniz ki
müstehcen giysiler giydirip
podyum açlığını gideriyorum kelimelerin
biz anlamazdık ve hatta kovardınız şiir dinletilerinden
oysa tek alkışçınızdık biz
alaya alındığınızın tek tanığı
gerekçeniz üzerinde ne denli yorulduğumuzu bilemezsiniz
bilemezdiniz bir kadının üzerinden ipek giysilerini kaydıran
kelimeler üzerine tutuştuğumuz bahisleri
siz güzel şiirler yazardınız aşk üzerine
ve okurdunuz yazdığınız güzellikte
bir kadehe satın alınan dinleyiciler önünde
oysa biz yaşı gerekçe gösterilenler
çerezler için bile saklanmazdık
merdiven boşluklarında karşı koyardık yağmura
hırsını kamçılardı kulaklarımız ısıran ayazın
ayaz olurdu hırsından ağlayan
güzel şiirler yazardınız
gül rengi geceliğin altında titreyen yetişkin kızların
düşlerine uzanan
bir panel düzenlemiştiniz fi tarihin birinde hatta
nedensiz el gezintilerinin anlamı üzerine
o gün çokça kar yağmıştı berbat bir geceydi
biz merdiven altı sakinleri için
yenilebilirdik ayaza
yine de elbisesini sevmiş olamaz mıydı
sözünü ettiğiniz o diri o körpe genç kız
hem neden hep kadınlar
hep genç kızlar nedensiz el gezintilerine çıkardı
şiirlerinizde
belki de çokça düşkün olmalarındandır
çokça çıkıyor olsalar bile
en çok ta göğüslerini seviyor olmalıydılar
yine de inanmıyorum
aynada o kız kendini öpmüş olamaz
panelde bunlar söylenmedi
öyle tatlı öyle içten okuyordunuz ki
yanı başınızda oturan adamın kadehiyle yaptıklarını
göremediniz
siz çok hem de pek çok şeyi göremediniz
hem neden şiirlerinizdeki kadınlar yapayalnızdı
bunu da sonra olmadı
benim içimden geçirdiklerimiyse duyan olmadı
güzel şiirler okurdunuz
bir kadının eteğini kıvıran kelimeler bulurdunuz
bakirelerin usulca sokulurdunuz hoş kokulu yataklarına
bu yüzden mi gözü açık gidiyordu adsız viet-kong’lular
işte biz bunu sorabilirdik
kadehlerinizde gözümüz yoktu
gözümüz yoktu çerezlerinizde
gözü yoktu hiç birimizin
biz yaşı gerekçe gösterilenlerin
siz hala güzel şiirler yazıyorsunuz
kelimeler buluyorsunuz bakirelerin göğüslerine tırmanan
fakat gözü açık giden Viet Konglu yok artık
evet yok şiirlerinizde
yine de bombalar düşüyor evlere kentlere
şatilla'da kundaklarında öldürülüyor çocuklar
bozuk pusuluyla çıkmış olmalısınız yola siz
görmüyorsunuz keşmir’i
hayber geçidi'ni
deir yasin'i
görmediniz inguş’ta hama’da gazze’de beyrut'ta
felluce’de kana bulanmış gelinlikleri
belki bunları da yazardınız yaşı gerekçe gösterip
şiir gecelerinden kovmasaydınız bizi
Cemal Çalık, 10.09.2014, Konuk Yazarlar, Sonsuz Ark, Şiir