Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
“İyiliği ve kötülüğü tanımlayan Allah’ı hatırlamak ve hatırlatmak için lazım değil miyiz birbirimize?”
Okyanusların hep serin
olduğunu düşünenlere hatırlatmak isterim; yanılıyorsunuz. O sonsuz yalnızlık
hissinin her tarafınızı sardığı anlarda gökte eğer mevsimin coşarak getirdiği
güneş varsa serinlik en çok özlediğiniz oluyor. İnsansız yalnızlığınızda
doğanın kendi dengesi içinde size uzattığı ikramlar her zaman sizi hoşnut
etmiyor. Dönsem mi diye düşünüyorum yine kıyılara… Serinlik size uğramış artık,
diye duyuyorum.
İnsan insandan
kaçışını iki sebebe borçlu; İnsan insandan bıkar ve kaçar uzaklara ya da insan
insana daha iyi bakmak için kendini çeker alır insandan. Bu iki durum aynı değildir;
ama bazen ikisi aynı anda vâki olabilir.
Uzaklara gitmek istemiştim üç buçuk ay önce. İnsanlar yormuştu beni.
Arsızlıkları, hırsları,
doyumsuzlukları, sınırsız bencillikleri binlerce ölüm, acı, ayrılık, kavga
üretiyordu; engel olamıyordum. Görmek içimi sarsıyordu. Öfkeleniyordum. Öfkelendikçe
de bıktığım insan türüne benziyordum. Kendimi korumak ve insana uzaktan bakmak için
-ki en çok da insanı unutmak için- gitmek istedim. Çok sıcaktı, serinliği
gitmişti bu kıyıların. Öfkeler birbirini dövüyordu, öldürüyordu.
Uzaktayım, henüz
kıyılarınızda değilim. Kıyılarınızın bana vereceği şeylere de ihtiyacım yok.
Bir ölümlünün ihtiyaç duyacağı çok şey dünyanın her yerinde var. Ama bazen
kıyılarınızda demirlediğimde sizin bana kahve içmeye gelme olasılığınızı düşününce,
sizin serinlik ihtiyacınızı düşününce, tereddüt ediyorum. Uzaklarda kalarak
sizin bana yapacağınız iyiliğe ulaşamam ki… beni ziyaret ederek bana iyilik
yapıyorsunuz çünkü.
Güvertede içtiğimiz
kahve, size anlatmama bahane oluyor; bildiklerimi, sınadıklarımı size
anlatmazsam ne işe yararlar ki? Ben bilmenin sorumluluğunu ancak siz bana
geldiğinizde yerine getirebiliyorum ve bu sizin bana iyiliğiniz oluyor… benim
size anlattıklarım benim iyiliğim değil, görevim. Benim iyiliğe olan ihtiyacım
anlatmakla, sınadıklarımdan elde ettiklerimi size aktarmakla sürüyor. Bir
yaranıza, bir kanamanıza dokunabilirsem teskin edici sözcüklerimle, bu bana iyi
geliyor…
Uzun geceler var
okyanusta. Her gece diğer başka gecelere benzemeyecek kadar zengin. Her gece
sonsuzluğun düşlerinde yürüyen şeyler insana dair, evrene dair, Allah’a dair.
Bir çözüm buluyorum kendimce bazen, dönüp insanlara anlatmak istiyorum.
Birbirinizi incitmeyin, öleceksiniz ve hesaba çekileceksiniz, demek istiyorum. O
anda aklıma takılan kılçık bana insanlara yüzlerce peygamber gönderildiğini
hatırlatıyor.
İnsanın azgınlığı
insanın kendi sorumluluğundadır, diyor evren bana. Dağ gibi dalgaların arasında
okyanus kendi coşkusuna uyan hiçbir canlıya kötü davranmıyor çünkü. Küçücük bir
balıkçı teknesi, devasa bir gemiden daha güvenli savruluyor dalgaların
arasında; yeter ki tekne devrilse de balıkçı devrilmesin. İddialarıyla okyanusa
meydan okumasın insan. Balıklar gibi saygı duysun kendisine.
Mümkün olmadı insanın
haddini bilmesi bugüne dek. Biliyordum ki; çözümlerimi size anlatsam da kahvemi
içmeye gelenler dışında kimse umursamayacak. Bir önceki uzun yolculuğumdan
onlar, yani sizler çağırmıştınız beni.
Gelmiştim, tekrar gidene
dek sohbet etmiş ve kahve içmiştik. Yaralarınız vardı, kahırlarınız vardı,
dinmek bilmeyen acılarınız vardı. Hepsine usulca dokundum, bunun için
gelmiştiniz zaten.
Dokundum hepsine tek tek… ben size ölümü hatırlatıyorum varlığımla çünkü. Bana, ölümü hatırlamak ve ölümün dinginleştirici iyiliğinden umut tazelemek için geldiğinizi hep beraber biliyorduk. Hem kaç kişi ölümü hatırladığında onun dinginleştirici iyiliğinden umut tazelemek ister ki? İnsanlar ölüleri neden yakıyorlar ya da mezarlıklardan neden uzak kalıyorlar sanıyorsunuz?
Dokundum hepsine tek tek… ben size ölümü hatırlatıyorum varlığımla çünkü. Bana, ölümü hatırlamak ve ölümün dinginleştirici iyiliğinden umut tazelemek için geldiğinizi hep beraber biliyorduk. Hem kaç kişi ölümü hatırladığında onun dinginleştirici iyiliğinden umut tazelemek ister ki? İnsanlar ölüleri neden yakıyorlar ya da mezarlıklardan neden uzak kalıyorlar sanıyorsunuz?
Uzaklaşmak da öyledir;
ölmek gibidir. Ecel vaktine dek ölüp
geri gelmek biz insanoğlu için mümkün olmadığına göre, ölmeye en yakın olan
şeyi yapıyoruz; uzaklaşıyoruz. Tüm iyiliklerden de uzaklaşıyoruz elbette, tüm
kötülüklerden uzaklaşmak için çekip gittiğimizde. Kalarak engel olabileceğimiz
kötülükler, kalarak üreteceğimiz iyilikler de alacaklı oluyor bizden. Ama işte,
kaldığımızda öfkelenerek öfkeli insana benzeme imkanına yakın olmaya başlayınca
tedirgin oluyorsunuz.
İnsan huzuru bulmak
için çabalar, bulduğunda da onu korumak için emek sarf etmez. Hiç şaşırmam ben
buna. İnsan sofradan da doyduğu anda kalkar. İşi bitmiştir çünkü. Huzur’u elde
ettiğinde de huzur bulduğu yerden, insandan, duygulardan uzaklaşmaya başlar. Kendi
döngüsü bunu arzulamak için yaratılmıştır çünkü. Böyle sınanmaktadır. Şükredecek
midir, şükür etmeyerek elindekilerden
tek tek kurtulmak mı isteyecektir?
Huzurunu korumak için
o huzuru herkese yayması gerektiğini, buna da Allah’ın emrettiği iyiliği yaymak
diye sarıldığını bilen bir insan, insandan daha fazla uzak kalabilir mi?
O sonsuz okyanus
gecelerinde gökyüzünden içime yayılan serinlik, beni çağırdığınızı düşündürttü
bana. Benim mi size ihtiyacım var, sizin mi bana?
İyilik niye
tanımlanmıyor artık biliyor musunuz dostlarım? İnsan, Allah’ın iyilik tanımını
reddettiği günden bu yana da huzura kavuşamıyor, kendisi de iyiliği tanımlamayı
bıraktı. Çünkü; iyilik ve kötülük ancak inananların yapacağı bir tasniftir. Öteki
niye yapsın ki bu tarifi, tasnifi; kendisini niye kısıtlasın ki?
İyiliği ve kötülüğü
tanımlayan Allah’ı hatırlamak ve hatırlatmak için lazım değil miyiz
birbirimize?
Başka türlü nasıl
masum çocukların zincire vurulmasını, öldürülmesini engelleyebiliriz ki?
Kahvemi hazırlamaya
hazırsanız, çocuklar ve umutlar için, iyilik için dönmeye, kıyılarınızda
demirlemeye hazırım dostlarım.
Sizlere serinlik
getiriyor, sizlerin serinliğinde sizlerle güvertede kahve içmek istiyorum.
Yaşlı Bilge, 18.09.2014, 22:49, Sonsuz Ark, Peynir Gemisi'nden, Sınanmış Renkler 21
Sonsuz Ark'tan
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.