...sözlerin takasındaki tıknazlık yer, bitirir insanoğlunu...
...sözlerden fikirler üremez...
...takası yapılan sözler hep aynıdır...
...ve bu takas, gönüllülük esası üzerine kurulu değildir...
...hükmetmeyi, eğmeyi, bükmeyi ve değiştirmeyi hedefleyen etki amaçlı ve tek yönlü bir takastır, bu...
...ve her tek yönlü söz takası, karşıt bir takas gâyesi oluşturur...
...değiştirmek isteyen, değiştirmek istediğinin kendisini değiştirmekten vazgeçirme ve farklı yönlerden eleştirmek kaygısıyla ortaya çıkan karşıtlığa dair sözlerinin takasına mahkum olur...
...karşıtlık, bazen sessizlikle, bazen de sert söz takaslarıyla vâki olur; insanlar buna 'çatışma', diyorlar...
...işte bu çatışmadan iyi şeyler üremez...
...kısır üretim gücü ve kısa boylu/tıknaz cümleleriyle çatışma, tamamen tüketicidir...
...uzun süreli çatışmalarda da ruhsal ârızâlar husûle gelir...
...çatışmaların hiçbiri, taraflar ikisi birden vazgeçmeyene kadar sona ermez...
...tek taraflı saldırmazlık kararı bile, çözüm üretebilmek için yeterli değildir...
...tezler ve antitezler var oldukça, tarafların algıları çift yönlü iletişime kapalıdır...
...iletişim cümleleri kısır ve tıknaz oldukları için, zaman o cümlelerin içinde derinlik katacak fırsatı bulmaz...
...duyguların baskısı, aklın tersinirliği, görmezden gelmesine neden olur...
...çatışmaların kaynağında, genellikle duygusal nedenler vardır...
...bir insan, bir toplum veya bir devlet, ancak duygusal nedenlerle ortaya konan hukuk eliyle aklı kullanır...
...çatışmanın temelinde akıl yoktur; akıl sadece araç olma görevini yerine getirir...
...aklın hâkim olabilmesi ancak karşılıklı saldırmazlık kararlarından sonra mümkün olabilir...
...kuşkusuz, saldırmazlığı gerektirecek olan nedenleri de, duyguların baskısı altında olan akıl bulmak zorundadır...
...işte bu husus, aklın ve irâdenin sıkı işbirliğini gerektirir...
...fertler arasında vâki olan çatışma ile toplumlar veya devletler arasındaki çatışmalar arasında herhangi bir fark yoktur...
...fertler, toplumları oluşturduklarına ve devletleri yönettiklerine göre, çatışmaların farklı olduğunu düşünmek gereksizdir...
...kısır ve tıknaz, baskı kurma aracı olan sözlerin hangi duygulardan ürediğini düşünmeye gerek yok; insan çatışmayı önemser...
...sürdürmekten fayda sağlar...
...yani; çatışma bazen yararlı olabildiği hâlde, çoğunlukla geçici faydaların oluşturduğu rahatlık bir süre sonra yıkımlara neden olacağı içindir, ki; çatışmaların gerçekte hiçbir faydasının olamayacağını söylemek mümkündür...
...dışlama/dışlanma gibi bir gerçeği sonuçlarında barındıran herhangi bir eylem, asla iyi değildir...
...ancak; iyi ile kötü'nün çatışmasında iyiye taraftar olmak bir tercih meselesidir...
...iyi ile kötünün mücadelesi farklıdır; buna çatışma denmez...
...zira bu mücadele uzun boyludur ve her iki taraf da üretir...
seçkin deniz
pürüzsüz patikalar
Seçkin Deniz Yazıları
Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
- Seçkin Deniz
- Mustafa Tamer
- Arif Şahin
- Eyüp Kaan
- Ahmet Faruk
- Cemal Çalık
- Şahin Torun
- Naif Karabatak
- Ata Atun
- Tamer Güner
- Mustafa Ege
- Yaşlı Bilge
- Ahmet Haydar
- Alper Selçuk
- Faruk Tamer
- Hakkı Aslan
- Doğa Toprak
- Khorto Bâri
- Mustafa Eyyüboğlu
- Âkil Ağazâde
- Mustafa Ekici
- Biz Kimiz?
- Yıllık Sonsuz Ark Yayın Raporları
- Sonsuz Ark Manifestosu
21 Eylül 2014 Pazar
SA898/SD175: "söz takası ve çatışmaların kaynağı" /08.09.2006/ 543. patika
Labels:
Deneme
,
Pürüzsüz Patikalar
,
Seçkin Deniz