“Bizimle gönül birliği bulunan, Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs’te Eylül 2000 tarihinden itibaren görev yapmış askerlerin itiraflarını topluyor ve yayınlıyoruz.”
Taciz, Yağma, Aşağılama, Dayak, İşkence, Özel Mülklere Verilen Zararlar…
“Bu, ayrıca var olan gerçekliği bildiği halde inkar eden inatçı çoğunluğa karşı da bir dik duruş. Bu, İsrail toplumuna ve liderlerine, çalışmalarımızın sonuçlarını değerlendirmek için acil bir çağrı.”
“Bu, ayrıca var olan gerçekliği bildiği halde inkar eden inatçı çoğunluğa karşı da bir dik duruş. Bu, İsrail toplumuna ve liderlerine, çalışmalarımızın sonuçlarını değerlendirmek için acil bir çağrı.”
İtiraf 14
İsim: *** | Rütbe: Baş Çavuş |
Birim: Sınır Devriye | Bölge: Seam Bölgesi
Ayırma
Duvarı’na yakın bir yerde devriye gezerken
Duvar inşaat firmasına ait bir araca taş atan bir grup küçük çocuğu
hatırlıyorum. Bu taşların çoğu duvara çarpıp kalırdı, zaten doğru düzgün
atamazlardı bile. Bir devriyeyle birlikte oraya
gitmiştik, komutanın aracı da geldi ve ben, “Tamam, plastik mermi
kullanın” diye emir aldım. Tamam dedim, plastik mermi doldurdum. Tamam dedim
bacakları hedef alalım. Tam karşılarında yere ateş etmek, çoğunlukla onlar için
korkutucu oluyor. Doğal olarak ben de parçalara ayrılan plastik mermilerle
ilgili hikayeler duymuştum ama hiç kullanmadım. Bu mühimmat, birimlere içinde üç kurşunla gelir.
Tampon.
Kesinlikle.
Sınır Devriye onları daha çok acıtsın diye parçalıyor.
Saçmaları da mı
sıyırıyorlar? (Bazı askerler daha öldürücü hale gelmesi için çelik saçmalı
kurşunların kauçuk kısmını soyuyorlar)
Bazıları
yapıyor, ben şahit olmadım. Ama bunun gayrı resmi olarak meşru olduğunu
biliyoruz. Neyse ben silahıma plastik mermi kartuşunu taktım, bir tampon- tek
tampon taktım ve ayaklarının önüne yere ateş ettim. Tekrar edeyim, bu çocuklar
bizim hayatımıza ciddi bir tehdit gibi görünmüyorlardı. Bunlar , şöyle diyelim,
ergenlik başlangıcındaki çocuklardı. Operasyon subayı sinirlenmişti.Tabancamı
aldı: “ Nereye ateş edeceğini bilmiyorsun.” Ben de : “ Nereye ateş etmemi
istiyorsunuz?” dedim. “ Ben yapayım” dedi, geldi ve ateş etti : “Nereye mi?
Tam karnına” Neyse ki ıskaladı. Ama dosdoğru karınlarına
ateş etti ve elbette çocuklar kaçıştılar.
Birini vurdu mu?
Birini
bacağından vurdu ama niyeti...Yaptıkları neydi ki? Duvara şu küçük taşları
atmak. Yani zarar verecek ya da kimseyi
tehlikeye sokacak bir şey değil. . Gülüp geçin, vazgeçerler. Sinirlenirler,
sıkılırlar. İsterseniz onlar taş atarken gerçekten bir şey yapmak isterseniz
oyalanmak için oralarda dolaşın. Ama cidden, ateş etmek? Eh, bacaklarına plastik mermi sıkmak, tamam. Ama onun bacaklara ateş etme seçeneğini bile aklı
almıyordu. Yani, neden?
O sıralarda
Katzir’de ateş-açma talimatlarınız nelerdi?
Olağan
“Dur yoksa ateş ederim” düzenlemesi vardı, sonra havaya ateş, daha sonra
bacaklara ateş.
Kuvvet kullanımının
derecelendirmesi var mıydı? Eğer durmadıysa, daha yakına geldiyse?
Hiç
kimse bu düzenlemeyi ciddiye almazdı, şöyle diyelim, iki sebepten; bir, bize
sınırsız hareket özgürlüğü veriyor, iki , ört- bas... Yoksa birini vursam ve
bana ikinci atışın bacaklara hedef alması söylendi desem , subay “"Hayır,
ama eğer bu sadece...” diyebilir.
Kimse
buna takılmazdı. Vardiyalardan önce brifingler olurdu ama bu insanların sürekli
tekrarladığı bir şeydi...
***
İtiraf 15
İsim: *** | Rütbe: Çavuş| Birim: Saha İstihbarat | Yer:
Etzion Bölge Tugayı
O
bölgeye defalarca molotof kokteyli atılan bir kaç hafta olmuştu, her seferinde
aynı yere, aynı anda aynı bölgeye. Her Pazar günü akşam 7 ve 8 arası.
Molotof kokteylleri hep aynı yere
atılıyordu. Üç Pazar düzenli bir şekilde bunu yaptılar. Bu yüzden dördüncü
Pazar günü onlara pusu kuruldu. İlk üç seferde askerler onları yakalayamadı,
dosdoğru köye doğru koştular.
Bir molotof atıldığında onu hemen görebiliyor mudunuz?
Şey, o
mesafeden gerçekten göremezsiniz, insanlar karınca gibi görünüyorlar, belki
daha da küçük. Onların insan olup olmadığını bile söyleyemezsiniz. Taş atanları
tespit etmek zor çünkü ellerini göremiyorsunuz. Molotof atarlarsa siyahlık oluyor, ateşlendiğinde
büyük bir siyah nokta oluşuyor, sonra fırlatılıyor. Böylece eğer taşıyıcı
tutuşturursa oldukça siyah görünüyor.
Ateşlenmeden önce
farkedebildiğiniz bir ön işaret var mı?
Eğer
Pazar günü akşam 7 ve 8 arası orada dolaşan çocuklar görürsem, yani bu bir gözetleme
işi, rutini gözlemek. O bölgede yapacak hiç bir şey yok. İnsan varlığı tespit
edilirse zaten şüphelidir, muhtemelen şüpheli bir şeyler yapmak üzerelerdir.
Onları tespit ettiğimde mesele buydu. Buydu işte. Yanlış bir şeyler
yapacaklarını söyleyemesem bile, orada tarih size bunu söylüyor.
... ve nereye kaçıyorlardı,
her seferinde?
Bir
çeşit vadiye doğru, bir dağ geçidi, Hussan adında bir köy vardı, çok uzak
değildi.
O gün ne yaşandı?
Tam
olarak bir kez daha aynı şey.Orada bir kaç kişi tespit ettim ve orada önceden
pusu kurmuş, ama o yöne bakmadığı için onları farketmeyen bir keskin nişancı
vardı. Bu yüzden ben orada olduklarını söyledim, sonra o da onlara baktı ve
gördü. Orada bir iki dakika durdular, sonra bir tanesi bir molotof ateşledi ve
yola fırlattı. O anda bu *** ‘ydı. Ordu
prosedürlerinden biri.
Ne anlama geliyor?
Bu,
insan hayatının tehdit edildiği durumlarda öldürmek için ateş etme izni veren
bir emir. Sonra ateş başladı, ben sadece sesleri duydum, onları görmedim.
Bazen sadece şu siyah noktalar oluyor.
Bu kadar. İkinci atış başladığında
kaçıştılar. Gördüğüm bu kadardı.
Orada molotof atan
kaç kişi vardı?
Beş veya
dört. Askerler de görmediler. Çünkü karınca boyutunda görünüyorlar. Ve bu
kadar. Görebildiğim kadarıyla olay böyle oldu. Onlar (askerler) de birini
öldürdüklerini bilmiyorlardı, sonra biri bölgeyi araştırmaya gitti ve keşfetti
ki...
Sadece bir çocuğun
öldürüldüğünü mü?
Sanırım.
Diğerleri kaçmışlar
mıydı?
Evet,
sanırım. Mesele şuydu ki, bu çocuk geri çekildikten sonra öldürülmüştü.Kaçarken
iki kurşunla öldürülmüştü. Bu noktada ateşe izin verilmez, çünkü o yolda artık bir tehdit oluşturmuyor.
Ve hepsi bu kadar...
Molotofu
ateşlemeleriyle atmaları arası kaç saniye sürdü?
Saniyelik
bir şeydi.. Belki kaçana kadar beş
saniye.
Ateş etme ne zaman
başladı? Molotofu attıktan sonra mı?
Ben ***
olarak bildirdim sonra ateş için izin verildi. Konu şu, ondan önce ateş etmedi
aksi takdirde molotof tutuşmuş olmazdı.
Silah seslerini duyar duymaz koştular, bu yüzden kovalanabilirlerdi böylece ateş
etmekten kaçınılabilirdi. Siren
çalınabilirdi, havaya ya da bacaklarına ateş edilebilirdi ama ordu pusuya bu
keskin nişancıyı koymuştu – Ben komutandım, karargahtaki değerlendirme
brifinglerinde oradaydım - bu keskin
nişancı oraya caydırıcılık amaçlı konmuştu. Genellikle bir keskin nişancı
pusuda ateş etmek için bekler, mesele bu. Bu caydırmak değil. Bu, devriye
caydırıcıdır, ne bileyim, ya da onun
gibi bir şey .Bir keskin nişancıyı pusuya koymak... Daha sonra tabur
komutanıyla konuştum, bir soruşturma için dışarıdaydık, bana dedi ki :”
Gerçekten öldürmek zorunda mıyız? Tamam, bir keskin nişancıyı pusuya
yerleştirdiniz...başka bir şey planlayamaz mıydınız? Ne olmasını bekliyordunuz ki?”
Ne söyledi?
Şey,
daha önce filmi görmek ve kontrol etmek için gittik. Ben, tabur komutanı ve
operasyon subayı oturup filmi izledik.
Olay olduktan
sonra?
Evet,
aynı gün. Tekrar tekrar, ne olduğunu anlamak için, çünkü hiç birimiz o sırada
olay yerinde değildik. Televizyonun karşısında oturduk ve kaç kişi olduklarını
anlamaya çalıştık, dört müydü beş mi? Dört mü beş mi? Sonra çocuğun vurulduğu
yere ait raporu getirdiler. Kollarının altından vurulmuştu. Her iki taraftan.
Kurşunun girdiği veya çıktığı yeri söyleyemem, sonra tabur komutanı...
Sağ omzunun
altından mı vurulmuştu?
İki
omzundan. İki delik, bir burada, bir de burada. Birinin çıkış deliği mi
olduğunu, iki kurşun mu tek kurşun mu olduğunu bilmiyorlardı.
Cesedi görmüşler
miydi?
Kısa bir
süreliğine, bu cesedi. Sonra her şeyi düzgün yapıp yapmadıklarını araştırmaya başladılar.
Çünkü geride kalanları vurmamaları gerekiyordu.
Neydi bu kalanlar?
*** bir
tehdide karşı, sıcak bir tehdide karşı birinin geliştireceği durumdur. Ateş,
molotof kokteyli veya patlayıcı madde. Yani bunun dışında kalanlara, elinde
molotof olmayanlara ateş edilmez, ordu kuralları onlara ateş açılmasına izin
vermez. Ve sadece bir molotof ateşlendi. Ondan sonra askerler ateş açtılar ve
bir çocuk öldü. Biz bunun aynı çocuk olup olmadığını bilmiyorduk. Bilemezsiniz.
Ve gördük. Sonra gördük. Onlar en iyi hikayenin, çocuğun molotof atmak için
geldiği, sonra vurulduğu, sonra kaçmaya çalıştığı ve tekrar vurulduğu şeklinde
olduğuna karar verdiler.
Yani ateşlediler,
sonra aracı beklediler ve fırlattılar?
Hayır,
aracı gördüklerinde tutuşturdular. Ateşlenmiş bir molotofu elinizde
tutamazsınız.
Uzaktan gelen aracı
mı gördüler?
Yaklaşan
aracı gördüler, ateşlediler ve attılar.
Aracı vurdular mı?
Hayır,
hiç vuramadılar. Bu kadardı.
Yolda ne vardı?
Hiç bir
şey. Sadece yanmış siyah maddeler.
Yol?
Evet,
bir parça. Araba yoktu.
Ateş olayından
sonra atılmış taşlar var mıydı?
Ateşten
sonra, muhtemelen bu çocuklar evlerine gittiler, içlerinden birinin öldüğünü
farkettiler. Ve bütün köy gelip yolu taşladılar. Sivil trafik yolunu.
Yola taş atma olayı
konusunda ordu ne yaptı?
Ben yolu
kapatmanın uygun olacağını düşündüm ama karar yetkisi bende değildi.Sadece yol
kenarında durup, cipleri taşladılar, her tür şeyi fırlattılar.
Ertesi gün taş atma
olayı sona erdimi?
Evet.
Her şey normale
döndü mü?
Evet.
Köye karşı herhangi
bir yaptırım olmadı mı?
Sessiz
bir bölgeydi. Biri öldürüldü ve yetti. Ne deolsa biz artık bir şey yapmak
istemiyorduk, payımıza düşeni yapmıştık, onlar da bir şey yapmıyordu çünkü
öldürüyorduk. Böyle.
Tabur komutanın
demek istediği bu muydu?
Hayır. O
işin iç yüzüydü. Daha sonra durum değerlendirmeleri ortaya çıktı , şimdilik
durum sakinleşecekti.
Ne kadar süre sonra
tekrar molotof atmaya başladılar?
Bir kaç
ay sonra. Aynı noktada bir veya bir buçuk yıl.
Ekibinizdeki
atmosfer nasıldı?
Benim
ekibim mi? Bölükte de, taburda da, tugay komutanının kendisi de- Kimsenin bu konuda mutsuz
olduğunu sanmıyorum.
Mutlu olmak için ne
vardı? Neydi onları mutlu eden?
Size
onların düşünce çarkını açıklamaya çalışayım mı? Oradaki amaçları bölgeyi
sessiz tutmak ve caydırıcılıktı, bu da mümkün olan en iyi caydırıcı şey oldu.
Tugay komutanı bunu
dile getirdi mi?
Kelimelerle
mi? Bilmiyorum. Ama evet, takdir edilmiştir.
Sonradan söylenen
şeyleri hatırlıyor musunuz? Ekipteki atmosfer nasıldı? Herkes sizin elinizi mi
sıktı?
Saygı,saygı.Durum
değerlendirmesini yazarken kullandığım her kelimeye dikkat kesildiler.Önce daha
zordu.Hepsi üst düzey subaydı, ben onbaşıydım. Sadece saygı dediler ve sonra
onlarla çalışmak daha kolay hale geldi.
Ne demek
istiyorsunuz?
Orada
bulunan ve ne yapmaları gerektiğini,nereye gitmeleri gerektiğini bizim söylediğimiz birlikler bize güvenmek
zorundalar. Bu olaydan sonra onlar, bu kızlar ne konuştuklarını biliyorlar
diyorlardı.Bu taş atanlar olayına rağmen, çok karmaşıktı. (...)
Molotof atan çocuk
olayı ile ilgili herhengi bir soruşturma çağrısı aldınız mı?
Hayır,
kimse beni çağırmadı. Çok fazla bir şey söylemedim, onlarla filmi izlemeye
gittim, tepeler nerededir, nedir,
bunlarla ilgili açıklama yaptım.
Resmi bir şey
olmadı mı?
Derya Beyaz, 23.09.2014, Sonsuz Ark, Çırak- Çevirmen Yazar, Çeviri
Orijinal
metin:
Testimony
14
Name:
*** | Rank: First Sergeant | Unit: Border Patrol | Location: Seam Zone I recall
patrolling the Fence and a group of tiny children were standing near the fence and
throwing these little stones at the vehicles of the fence construction firm.
Never mind
that most of these stones got stuck in the fence and they didn’t even manage to
really throw them. We got there with the patrol, and the commander’s Jeep
arrived and I
was ordered: “Okay, load rubber ammo.” Okay, I loaded rubber. I said, okay,
let’s
aim for legs. For the ground in front of them, which is mostly just
frightening. Naturally
I’ve heard all the stories about taking apart the rubber ammo but had never done it.
This ammo comes in units of three bullets each.
Tampon.
Exactly.
The Border Patrol tend to take them apart because that hurts more. They
peel the pellet, too? (Some soldiers like to peel the rubber off the steel pellet,
which makes it more lethal)Some do that, I didn’t witness it. But we know it’s
unofficially legitimate. So, anyway, I
inserted a cartridge of rubber ammo – one tampon, I inserted one tampon –
doesn’t that
sound great? – into my gun, and fired at the ground in front of their feet.
Again, these
kids didn’t seem to me to be an immediate threat to our lives. These were,
let’ssay,
boys in their very early teens. The operations officer got annoyed. He took my gun:
“You don’t know how to shoot.” I said to him: where do you want me to shoot?
“Let
me.” He came along, fired. “Where? Straight at the belly.” Fortunately he
missed. But he
fired straight at their belly, and of course they ran.
Did he
hit anyone?
He hit
someone in the leg, but his aim… Like what were they doing? Throwing these little
stones at the fence. That’s not something that would hurt or endanger anyone. Give it
a laugh, drive off, they’ll give up. They’ll feel frustrated, get upset. If you
wish, stick
around to make sure it’s not really some kind of distraction and that someone will
really do something while they’re throwing stones. But, seriously, shooting?
Well, firing
rubber ammo at their legs, okay. But he couldn’t even conceive of the option of shooting
rubber at their legs. I mean, why?
What
were your open-fire instructions at that time around Katzir?
There’s
the usual regulation of “Stop or I shoot!” then a shot in the air, then a shot
at
the
legs.
Was
there the idea of gradually scaling up the use of force? If he didn’t stop?
If he
came any closer?
No one
really took this regulation seriously, let’s say, for two reasons: One, to give
us a free
hand. And two, cover-up. Otherwise if I shoot someone and say that I was told the
second shot should be to the legs, the officer might say, “No, but that’s only
if…”
No one
really got into that too much. There were briefings before our shifts, but it was
something
that people repeated.
***
Testimony
15
Name:
*** | Rank: Sergeant
Unit:
Field Intelligence | Location: Etzion Regional Brigade
There
were some weeks when Molotov cocktails were repeatedly thrown in that
area,always in the same area, at the same time, at the same spot. Every Sunday
between 7 and 8
p.m. Molotov cocktails were thrown at the same place. They did this about three
Sundays
in a row. So on the fourth Sunday, an ambush was laid for them. The first three times
the soldiers couldn’t catch them, they ran straight from there to the village.
Whenever
a Molotov cocktail is thrown, you see it right away?
Well,
you don’t really see it from such a distance, a person looks about as big as an ant, a
bit less. You can’t really tell it’s people. With stone-throwers it’s hard to
detect because
you don’t see their hands. If they throw a Molotov cocktail, it’s very black, when
ignited it makes a huge black spot and then it’s hurled. So if the vehicle
ignites, it looks
very black.
Is there
some preliminary sign you see before it’s ignited?
If I see
kids there on Sunday between 7 and 8 p.m., I mean that’s the lookouts’ job, filming
the routine. There’s nothing to do in that region. If people are detected,
that’s already
suspect, they’re probably about to do something shady. That was the point, when I
detected them. That was it. Even if I couldn’t tell whether they were going to do
something wrong. The history around there tells it all.
…And
where do they run off to, every time?
To a
kind of a wadi, a ravine, there’s this village there, Hussan, not far off.
What
happened that day?
Once
more the same thing exactly. I detected several people there, and there wasalready
a sniper ambush that had not detected them because he didn’t look in their
direction, so I said they were there, and then the snipers looked for them and saw
them. They stood there for a minute or two and then one of them ignited a
Molotov
cocktail and threw it at the road. At that moment it’s ***, one of the army’s
procedures.
What
does that mean?
It’s an
order that allows shooting to kill because people’s lives are threatened. Then shooting
started and I only heard it, I didn’t see them. Just sometimes, these black spots.
And that’s it. They ran off the second the shooting started. That’s what I saw.
How many
Molotov-cocktail throwers were there?
Five or
four. The soldiers didn’t see either. Because they appear tiny, ant-size. And that’s
it, that’s where the event ended as far as I’m concerned. They (the soldiers) didn’t
even know they killed anyone, and then someone went to search the area and discovered…
Only
this one child was killed?
I think
soYes I think so. And that’s the point, this kid was killed after he took off.
He was killed by two
bullets while he was already escaping. At that point shooting is not allowed, for he
longer constitutes a threat against any movement on this road. And that’s it.
How many
seconds did it take them from the moment they ignited until they threw
the Molotov cocktail?
It was a
matter of seconds. Perhaps five seconds until running off.
When did
the shooting start? After they threw?
I
reported *** and then they were allowed to fire. And the point is he didn’t
shoot before
that, otherwise the Molotov cocktail would not even be ignited. As soon as they hear
shots they run off, that’s why they could have been chased away any other way and the
shooting would be avoided. A siren could be sounded somewhere, or shots in the
air, or at their legs, but the army wanted to put up this sniper ambush – I was commander,
I was present at the assessment briefings at battalion headquarters – this sniper
ambush was put up for deterrence purposes. Usually a sniper ambush waits
until
shooting, that’s its point. It does not deter. A patrol deters, I don’t know,
stuff like that. A
sniper ambush is put up to… Later I had a talk with the battalion-commander, we were
off to hold an event-investigation, and then he says to me: Did we really have to kill?
Okay, you put up a sniper ambush, couldn’t you… it’s not that you planned something
else. What else did you imagine would happen?
What did
he say?
Well,
earlier we went to see the film and check.We, or rather he, the
battalioncommander
and
the operations officer and myself, we sat there and watched the film.
After
it happened.
Yes.
The same day. Again and again, to figure out what happened there, because none
of us was really on the spot at the time. We sit in front of that television
trying to
understand
how many there were, four or five? Four or five? And they bring the report on where
the kid was shot. He was hit under both arms. Both sides.
Can’t
tell which is an
entry hole, or exit. Then the battalion-commander…
He was
shot under his right shoulder?
Both
shoulders. Two holes, one here, one there. They didn’t know whether that was an
exit hole, if it was two bullets, or one.
Did
they see the body?
We had
it for a very short time, this body. Then they tried to figure out how to make
it all
look all right, because they were not supposed to shoot the rest.
What
were the rest?
*** is
a situation in which someone constitutes a threat against the route, a hot
threat: shooting
or Molotov cocktail or explosive charge. So the rest of them, whose who still have
no Molotov cocktails in their hands, they must not be fired at, the army rules
do not
allow for them to be shot. And only one Molotov cocktail was ignited. After
that, the
soldiers opened fire and one child died. And we don’t know if it was the same
kid.
You
can’t tell. And we saw. Then we saw. They decided that the best story would be to say
he came to throw the Molotov cocktail and then he was shot, and he tried to escape
so he was shot once more.
They
ignited, waited for a vehicle and then threw?
No,
they ignite it when they see the vehicle. You cannot wait around holding an
ignited
Molotov cocktail.
They
see the vehicle coming from afar?
They
saw a vehicle arriving, ignited a Molotov cocktail, and threw it.
Did
they hit the vehicle?
No.
They never hit. And that was it.
What
was on the road?
Nothing,
just some black burning stuff.
The
road?
Yes, a
bit. No car.
After
the shooting, were there stones being thrown?
After
the shooting, those kids probably got home and found out that one of them died and
then the whole village came out to throw stones at the road, on civilian
traffic.
How did the army do away with the stone-throwing at the road?
I thought it would be proper to close this road, but I was not the one to decide. They simply stood on the side of the road and threw stones at Jeeps, and the Jeeps fired all kinds of stuff, I don’t know what.
The next day this stone-throwing was over?
Yes.
Back to normal?
Yes.
There were no sanctions against the village?
It’s a very quiet region. Someone was killed, that seemed to be enough. After that we didn’t want to do to anything, we’d done our share. They didn’t want to do anything anymore because we kill. That’s it.
That’s what the battalion-commander said?
No. That’s insight. I mean, it also appeared on the situation assessments later, thatnow everything will calm down and be all right.
How long after that did they start throwing Molotov cocktails again?
Several months later. At the very same spot I think about a year, a year-and-a-half.
What was the atmosphere like in your crew?
My crew? Both in the company there, and in the battalion and the brigade-commander himself – I doubt that anyone was unhappy about this.
What is there to be happy about? What made them so happy?
Shall I try explaining their train of thought to you? They’re out to keep the region quiet and to deter, and that was the best deterrence possible.
Did the brigade-commander say this?
In so many words? I don’t know. But yes, it was appreciated.
Do you recall things that were said afterwards? What was the atmosphere inthe crew then, besides joy? Did everyone shake your hand?
Respect, respect. Every word I uttered at the situation assessment got everyone’s full attention. Before that it had been harder. All these senior officers, and I’m a corporal.They just said ‘respect,’ and after that they worked better with us.
What do you mean?
The companies on the ground whom we are supposed to tell what they are to do out there, they have to trust us, to rush off to where we say they should. So after this they were saying, these girls know what they’re talking about, sometimes. Although with stone-throwers it’s more complicated. (…)
Were you summoned for an investigation of the incident with the Molotovcocktail- throwing boy?
No. No one summoned me… I didn’t say too much, I went to watch the film with them, explain to them how you can tell what’s a hill and what’s…
Nothing official?
No. (…)
How did the army do away with the stone-throwing at the road?
I thought it would be proper to close this road, but I was not the one to decide. They simply stood on the side of the road and threw stones at Jeeps, and the Jeeps fired all kinds of stuff, I don’t know what.
The next day this stone-throwing was over?
Yes.
Back to normal?
Yes.
There were no sanctions against the village?
It’s a very quiet region. Someone was killed, that seemed to be enough. After that we didn’t want to do to anything, we’d done our share. They didn’t want to do anything anymore because we kill. That’s it.
That’s what the battalion-commander said?
No. That’s insight. I mean, it also appeared on the situation assessments later, thatnow everything will calm down and be all right.
How long after that did they start throwing Molotov cocktails again?
Several months later. At the very same spot I think about a year, a year-and-a-half.
What was the atmosphere like in your crew?
My crew? Both in the company there, and in the battalion and the brigade-commander himself – I doubt that anyone was unhappy about this.
What is there to be happy about? What made them so happy?
Shall I try explaining their train of thought to you? They’re out to keep the region quiet and to deter, and that was the best deterrence possible.
Did the brigade-commander say this?
In so many words? I don’t know. But yes, it was appreciated.
Do you recall things that were said afterwards? What was the atmosphere inthe crew then, besides joy? Did everyone shake your hand?
Respect, respect. Every word I uttered at the situation assessment got everyone’s full attention. Before that it had been harder. All these senior officers, and I’m a corporal.They just said ‘respect,’ and after that they worked better with us.
What do you mean?
The companies on the ground whom we are supposed to tell what they are to do out there, they have to trust us, to rush off to where we say they should. So after this they were saying, these girls know what they’re talking about, sometimes. Although with stone-throwers it’s more complicated. (…)
Were you summoned for an investigation of the incident with the Molotovcocktail- throwing boy?
No. No one summoned me… I didn’t say too much, I went to watch the film with them, explain to them how you can tell what’s a hill and what’s…
Nothing official?
No. (…)