“Kutuplaşma Sınıfta” diye manşet atıyor Cumhuriyet... Kutuplaşma neden türbana yükleniyor?
Açık başa yüklenmiyor mesela... Kimse bugüne dek 'Birilerinin başı açık, bu
kutuplaşma yaratıyor, herkes açsın!' dedi mi?”
“Beşinci
Sınıf’tan sonra ortaokulda türban serbestliği ile çocuğa cinsellik fark ettiriliyor”
diyenler var.... Bu çocuklar zaten kız çocuk-erkek çocuk ayrımının farkında.
Dolayısı ile bu iddia çok abartılı. Ortaokul öğrencilerinde türbanın serbest
bırakılması, İmam-Hatip Ortaokulları’na talebi de azaltabilir. Zira bu okullara
giden çoğu insan başörtüsü bu okullarda serbest olduğu için, çocuğu için
zorunlu olarak seçim yapıyordu.
Başörtüsü
serbestliği dayatma değil, özgürlük getiriyor. Bütün ortaokul öğrencilerine
başörtü zorunluluğu koymak neyse, eğitim için baş açma zorunluluğu da odur.
İnsanların küçük yaşta bir kimliğe eğilimli yetiştirilmeleri ailelerin seçimi.
Bu seçimde aile yönlendirmesinden, baskısından rahatsız olan çocuk birey olarak büyüdüğünde seçimini yapabilir. O çocuğu birilerinin istediği örtüsüz kadın modeli yapmak çok detaya takılmak. Oysa önemli olan ötekini anlayan ahlaklı, saygılı ve sağlıklı bireylerin yetişmesi...
***
Ayrıca
bu şekilde İmam-Hatip Okulu ve Düz Lise ayrımı ile laik ve dindar toplum
kesimlerinin ayrı gettolarda yaşamasının önüne de geçilmiş olur. Belki yıllarca
birbirinden ayrı okullarda büyüyen ve büyüdüklerinde birbirine öteki olarak
bakan insanlar yerine, aynı sınıfları paylaşan ve farklı düşünen kardeşler
olarak büyümüş bireylerin barış dolu ortamı sağlanır.
Dinî,
sosyolojik ve psikolojik olarak bu tarz kararların etkisi, araştırmaların
sonucu, ailelere ideolojik tartışmalardan uzak, objektif bir şekilde
aktarılabilir.
Şu ana
kadar İslam dinini, başörtüsü ve beş vakit namazdan ibaret algılamanın, İslam
ahlakının bunlar dışındaki önemli noktalarını es geçmenin getirdiği
talihsizlikleri yaşadık.
***
Bunun
dışında ergenlik çağına gelmiş bir genç kız çin dini yükümlülükler başlamış
sayılır. Yani bu, kişinin özgür iradesi ile dini uygulamayı yapıp yapmayacağına
dair kararıdır. Aile burada öğretir ve seçimi birey yapar. Bu seçimi yapana
verilen özgürlük diğerlerinin özgürlüğü ile ilgili değildir.
Bunun özendirici
olacağını düşünerek karşı çıkacak ailelere ise, kendi başı açık çocuklarının da
aynı özendiricilikte özgürlüğe sahip olduklarını hatırlatmak lazım.
Başı
açık çocuğa da örtülü çocuğa da özenen olabilir. Bundan korkmamak lazım. Zira
manevî olarak önemseyen ve dinî vecibe olarak görenlerin bir kumaş ile ilgili
bireysel seçiminin kimseye zararı olamaz.
Ne örten
ne açan bu noktada dışlanmamalı. Aileler, bu bir arada yaşama fırsatını,
çocuklarının arkadaşlıklarını, kendi şahsiyetleri ve çizgilerini koruyarak
sürdürmelerini destekleyerek iyi değerlendirmeli. Çok renkli bir toplum,
uzlaşmış bir toplum olma fırsatını iyi değerlendirmeli.
“Kutuplaşma
Sınıfta” diye manşet atıyor Cumhuriyet... Kutuplaşma neden türbana yükleniyor?
Açık başa yüklenmiyor mesela... Kimse bugüne dek 'birilerinin başı açık, bu
kutuplaşma yaratıyor, herkes açsın' dedi mi?
Hayır...
Diyen çıkarsa cevabını birlikte verelim.
***
Gelişmiş
bir toplum olmak için bu gibi konuları aşıp, üretime, ekonomik ve sosyal
adalete yönelmenin zamanı çoktan geldi de geçiyor.
Bugün
hala Türkiye'nin en büyük gazetesi Hürriyet'te ilk sayfada, okulda başörtü
eğitimi verileceği, amacın bu olduğuna dair karikatürler görüyoruz. Karikatür
elbette eleştirel olacak. Ancak şimdiye kadar bu özgürlüğün olmamasını hiç
eleştirmedi bu arkadaşlar. Oysa bu da hükümet eleştirisi olabilirdi. Bu tek tip
bir toplum yaratma hevesidir.
Başını
örten ortaokul öğrencisinin aşağılanması, alay konusu olması ve dışlanmasını
beraberinde getirir. Bu iktidara oyuncak edilecek siyasi bir konu olarak değil
toplumda uzlaşma ve bireysel tercihlere saygı konusunda olgunluk gösterme
fırsatını değerlendirememektir.
Karikatüristler,
örtmek isteyenin, okulda başörtüsü yasak diye çocuğunun, imam veya hatip
yapmayı düşünmediği halde oraya yollamak zorunda kalanın da yaşadıklarını ve bu
noktadan oluşan siyasi çıkarı anlatabilirdi şimdiye kadar. Bu sıkıntıyı yaşayan halktan insanlar değilmiş
gibi bunu yok sayarak sadece iktidarı hedeflemiş olmuyorlar. Vatandaşı, aileyi,
çocuğu dışlamış alaya almış oluyorlar.
Bu
tercih ailenin tercihidir. Hükümet şimdiye kadar aç diyerek vatandaşa karışan
devlet geleneği ile davranacak olsa herkese kapat der. Oysa durum bu değil. Kendi
özgürlüğü gibi karşısındakinin özgürlüğünü destekleyen bireyler istiyorsak, şu
anda bu konuya takılmamak lazım...
Bu oraya
gidiyor gerekçesi ile bu özgürlüğün kısıtlanmasını talep etmek olamaz. Böyle
bir durum söz konusu olsa nasıl eleştirilirdi değil mi? O bakış açısı ile şimdiye kadar ki kısıtlama
da eleştirilmeli.
Zira
toplum okudukça, eğitim seviyesi arttıkça bir yerlere gelinecek. Belki o
eğitimle başörtülü başörtüsüzün derdini anlayacak. Bu fırsatlar kutuplaşma
fırsatı görülmemeli. İktidar karşıtlığı, sınıf arkadaşı karşıtlığına
dönüşmemeli.
Okul
öncesi ve ilköğretimde ibadethane açılması konusu ise çocuklardan ziyade
öğretmenlere tanınmış bir imkân diye düşünüyorum. Bu habere 'Kafa kesme
özgürlüğü ne zaman gelir inşallah' diye yaklaşarak başlık atan gazetecileri
kınıyorum.
Pek çok
din, din cahilleri nedeni ile, insanların dini bilmemesinden faydalanılarak
cinayetlere katliamlara alet edildi bugüne dek. Harf devrimi ile, Arapça ve
Kuran dersleri alerjisi ile, inananlara, bazı hocaların kendi yorumlarını din
diye ezberletilmesinin önü açıldı.
Bu
nedenle dinden ve dini bilgiden değil, insanların bilgisizliğinden
faydalanıldı. Gelişigüzel tercümeler farklı yorumların parantez içi eklenmesi
ile insanların önüne konuldu. Kafa kesilmesi için yola çıkanlar bunlara
inandırıldı. Bu boşluklardan ikna edildiler. Bu nedenle dine mesafeli olanların
da artık buna fırsat vermemsi gerekir. Bu da dinin ne olduğunu bilmek ile
mümkün olacak.
Serra Karaçam, 26.09.2014, Konuk Yazar, Medya Müfettişi