dudaklarında baş kaldıran/ çürük diş izleri kendi
dişlerinin
kovulacak ne çok şey vardı bu
sabah/ diye düşündü bir sabah bir
adam
kimi
unutulmuş bir köpek leşinde gömülü
kimi
bir ağacın böğrüne saplı kıymık gibi
bir ağacın böğrüne saplı kıymık gibi
duruyordu irin bağlı gözbebeklerinde
_______
uyandı bir sabah bir adam
dilinde ağırlıkları dünyanın
benliğinin en kuytu köşesinde
başıboş çıplak sözcükler
kösnül yabanıl ve ürkek
ve korkak hatta
kayda geçirilmemiş
işaretlerin
zarafet derslerine çağrılı
yerçekimi bilgisinden yoksun
***
kelebeklere imrenmişti
selamsız geçip giden rüzgara
bir kapı eşiğinde bir içimlik
sigara panellerinde
baş köşelerin sahibi
rüzgarlara
tembel bulurdu renklisini
renksizini bulutların
dilinde ağırlıklar
duruyordu karşısında aynanın
***
duygular duygular duygular
biçimler belirmeliydi içinde
yumduğunda gözlerini
ve açtığında
sert keskin
kıvrımlı bükümlü düz
uzun ve kısa
kare elips üçgen daire
yumdu gözlerini karşısında
aynanın
düşündü arzuladığı biçimleri
hoyratça
göz kırpıp el eden duygulardı
gemi azıya almış kısraklar
gibi
dikilmişlerdi karşısında
kimi unutulmuş bir köpek
leşinde gömülü
kimi bir ağacın böğrüne saplı
kıymık gibi
duruyordu irin bağlı
gözbebeklerinde
biçimler keskin sert dikey
yatay
kopuksuz çizgiler diliyordu
yerine duyguların
avuç dolusu utanç yüklü
unutulmuş duygular
yumdu gözlerini kaldı öylece
uzun upuzun
şöyle bir kıpırdar gibi yaptı
gözleri yumulu
***
uyandı bir sabah bir adam
sızısıyla dilinde derin
yaraların
dudaklarında baş kaldıran
çürük diş izleri kendi
dişlerinin
kovulacak ne çok şey vardı bu
sabah
diye düşündü bir sabah bir
adam
gelip yer etmişlerdi baş
ucuna günlüğünün
habersizce
günün alacakaranlığında
anıları
gelecek yabanıl yaşamların
yüzsüzlüğe taş çıkaran
ve bir sabah uyanamadı o adam
Cemal Çalık, 28.09.2014, Konuk
Yazarlar, Sonsuz Ark, Şiir