“Ebola virüsüne maruz kalan kişi
bir taşıyıcı haline gelecektir. Terörist eylem bağlamında, bir sonraki aşamada
bir insanı virüs taşıyıcısı olarak kullanmak için çok fazla sofistike işlem
gerekmez.”
Al Shimkus, Amerikan Deniz Harp Akademisi Ulusal Güvenlik İlişkileri Profesörü
Al Shimkus, Amerikan Deniz Harp Akademisi Ulusal Güvenlik İlişkileri Profesörü
Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki analizi okumadan önce Sonsuz Ark'ın yayınladığı 'Ebola Salgını: ABD Kaynaklı Bir Biyoterör Eylemi mi?' başlıklı analizin sahibi California Devlet Üniversitesi, Kriminoloji Doçenti, Dr. Jason Kissner'i dikkate almanızı tavsiye ediyoruz:
"Bu makale Ebola salgını hakkında bize yalan söylendiğine inanmamız için çeşitli sebepler sunmaktadır. Makalenin içeriğindeki açıklamalar Ebola salgınının ABD bağlantılı bir biyoterör eylemi olduğunu ortaya koymaktadır."
Aşağıdaki Analiz muhtemel bir Biyoterör Saldırısı'na karşı riskleri analiz etmektedir; Ebola'nın ABD laboratuarlarında üretildiği iddialarına, yine ABD üretimi olan IŞİD'in Ebola virüsü ile yapacağı saldırı iddialarını eklersek, iki ABD'li yazarı daha iyi anlarız.
Seçkin Deniz, 11.10.2014
Ebola As ISIS Bio-Weapon?
IŞİD'in düşük-teknolojili biyolojik bir silah olarak Ebola'yı kullanma düşüncesine sahip olabileceğini belirten bir ulusal güvenlik uzmanı, Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) ve benzeri grupların, Ebola virüsünü stratejik küresel bir enfeksiyon yayma amacıyla kullanmaları için bu virüsü silah haline getirmelerine bile gerek olmadığını vurguluyor.
Bu tür
gruplar, Batı Afrika'da kendilerine kasten enfeksiyon bulaştıran üyelerini
kullanabilir ve daha sonra bu insan taşıyıcılar ölümcül virüsü dünya hava
taşımacılık sistemi aracılığıyla yayabilir.
Amerikan
Deniz Harp Akademisi, Ulusal Güvenlik
İlişkileri bölümünde bir profesör olan Al Shimkus, Forbes'e verdiği mülakatta
şöyle diyor:
“Ebola
virüsüne maruz kalan kişi bir taşıyıcı haline gelecektir. Terörist eylem bağlamında,
bir sonraki aşamada bir insanı virüs taşıyıcısı olarak kullanmak için çok fazla
sofistike işlem gerekmez.”
Önemli
bir bölümü açık bir salgın hastalık sahası haline gelen Batı Afrika'ya bir
terörist grubun girerek, başka bir yer ve zamanda kullanmak üzere enfekte vücut
sıvılarını kaçırması muhtemelen pek de zor olmayacaktır.
Kimyasal
ve biyolojik savaş konularında ders veren Shimkus, onların bu enfekte sıvıyı
izole etmek zorunda bile olmadıklarını söylüyor. Shimkus eğer IŞİD,
militanlarından yarım düzinesini Ebola salgın bölgelerinden birisine gönderip,
kendilerine kasten enfeksiyon bulaştırmalarını isterse onların bunu çok iyi bir
şekilde yerine getirebileceklerini söylüyor. Kendilerine bir kez kasıtlı olarak
hastalık bulaştırdıktan sonra yapacakları şey, hedef olarak seçtikleri bir
şehir veya ülke halkından mümkün olduğu kadar çok insanla etkileşime girmek
olacaktır.
BM Dünya
Sağlık Örgütü (WHO) raporuna göre, Ebola'dan kaynaklanan ortalama ölüm oranı,
hemorajik (kanamalı) yüksek ateş olarak sınıflandırıldığı takdirde %50'dir;
fakat tıbbi tedavi olmaksızın bu oran %90'a kadar çıkabilir. WHO ayrıca,
“değerlendirme” aşamasında potansiyel iki adet aşı bulunmasına rağmen bunların
şu an lisanslı olmadığını belirtiyor.
Virüs
insanlarda ilk kez 1976 senesinde, biri Sudan diğeri Kongo'da yer alan Ebola
Nehri yakınındaki bir kasabada olmak üzere eşzamanlı olarak çıkan salgınlar
sırasında belgelenmiştir. WHO bir tür meyve yarasasının virüse doğal ev
sahipliği yaptığının düşünüldüğünü belirtmektedir.
Virüsün
insanlara yağmur ormanında yaralı veya ölü olarak bulunmuş olan enfekte
hayvanlara- meyve yarasaları, şempanzeler, goriller, maymunlar, orman antilopu
ve kirpiler- doğrudan temas yoluyla bulaştığı açıktır. Yine WHO'ya göre
Ebola'nın bundan sonraki yayılımı enfekte vücut sıvılarına temas aracılığıyla
hatta bu tür sıvılarla “kirlenmiş” yatak
ve elbiselerin kullanımıyla gerçekleşmektedir.
Ölümcül
patajonlerin kasıtlı olarak yayılmasını sağlamak amacıyla insanları taşıyıcı
olarak kullanma fikri yüzlerce yıldır dile getirilmektedir. Shimkus'un da
işaret ettiği gibi Orta Çağlar'da düşman taraflar ölümcül Bubon Vebası'nı
yaymak için karşı tarafın şehir duvarlarından içeriye hastalık taşıyan
cesetleri atarlardı.
Shimkus,
eğer IŞİD veya başka bir terörist grup Ebola'yı benzer şekilde günümüzde
kullanacak olursa, hastalık bulaşan kişilerin ülkeye giriş ve çıkışlarda tespit
edilme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu fakat bu ihtimalin yüzde yüz
olmadığını belirtiyor.
Teröristler,
ABD gibi batılı ülkelere virüsü taşıyıcıları kullanarak yaymaya çalışsa bile,
teorik olarak üst seviyedeki sağlık hizmetleri virüsü tanımlama, izole etme ve
durdurma donanımına sahip olacağı için, Shimkus virüsün çok hızlı bir şekilde
yayılacağını düşünmüyor.
Bununla
birlikte, Global Policy dergisinin Mayıs 2003 sayısında Amanda Teckman ,“Batı Afrika'da
Ebola Biyoterörist Tehdidi ve Küresel Sağlık ve Güvenlik Önerileri” başlığını
taşıyan makalesinde, “Batı Afrika'da Ebola biyoterörist tehdidinin küresel bir
sağlık ve güvenlik sorunu olduğu ve ihmal edilmemesi gerektiği” tespitinde
bulunuyor.
Seton
Hall Üniversitesi, diplomasi ve uluslar arası ilişkiler bölümünde master yapmış
olan Teckman, IŞİD'in Şeriat Kanunları
altında bir İslam devleti kurmak amacına binaen, dikkat çekmek maksadıyla
gerçekleştirmiş olduğu yakın zamandaki kafa kesme olayları nedeniyle bu aşamada
grubun Ebola'yı bir terör silahı olarak kullanarak kendine sorun oluşturacağını
düşünmediğini belirtiyor.
Teckman:
“ Zaten bizim dikkatimizi çektiler. IŞİD'in böyle bir şey gerçekleştirme
ihtimali gözükmese de, hastalık yaymak amacıyla intihar eylemcisi kullanmayı en
azından düşünen başka grupların olduğuna inanıyorum” diyor.
Bruce Dorminey 05.10.2014
Tamer Güner, 11.10.2014, Sonsuz Ark,
Çevirmen Yazar, Çeviri
Metnin Orijinali: