Kadın gitti, adam kaldı, çocuk büyüdü...
Kadın,
önce kitapları topladı,
Adam,
kapısı kapalı ağlıyordu
Çocuk,
merdivenlerde zaman dursa istiyordu
"Bir
ayrılığın üç dalıydılar..."
***
Birikmiş
ne varsa atma zamanıydı şimdi
***
Çocuk,
merdivenlerin basamaklarını saydı,
Saçlarını
çözdü bir daha ördü..
Adam
kapı kolunu tutmak, kapıyı açmak, kadının yanına gitmek istedi
Kadın
resimleri ayırdı
Bir
ayakkabı kutusuna koydu…
***
Çocuk
kapı ziline baktı
Kadın
duvardaki saate
Adam
açık olan pencereye..
"Bir
ayrılığın üç kahramanıydılar"
***
Zaman
durmuyor, kadın kalmıyor, adam engel olmuyordu
Zaman
duramıyor, kadın kalamıyor, adam engel olamıyordu…
***
Çocuk,
boynundaki ipli anahtarla kapıyı açtı,
Çizgili
defterinin arasından kuruttuğu gelincik çiçeğini aldı
Adam
balkon kapısını açtı rüzgâr perdeleri uçurdu,
Kadın
açık pencereyi kapattı masanın örtüsünü düzeltti,
"Bir
ayrılığın üç adımıydılar"
***
Kadın
gitti, adam kaldı, çocuk büyüdü...
***
Şimdi
gelincik bir ayakkabı kutusunda siyah beyaz resimlerle birlikte ayakkabı
kutusunun anısı çocuğun kilitli kalbindeler
***
Bir
ayrılığın üç resmiydiler;
Adam,
kadın ve çocuk...
Perdeler,
kapı kolu ve merdiven
"Bir
ayrılığın üç şahidiydiler"
Bahar Türker, 29.10.2014,
Sonsuz Ark, Konuk Yazar
Oğlum’a Not:
Sabretmek. Affetmek. Sevmek. Ama
çok sevmek. Razı olmak. Ömrünü vermek. Hiç düşünmeden, bir saniye düşünmeden
vermek. Birine. Sadece BİR kişiye. Mucize derdim, varsa böyle bir şey. Varmış.
Oğlummuş. İYİ Kİ DOĞDUN ÖZ'üm... SARI'm, BAL'ım, BÖCEK'im, CAN'ım, KAN'ım...
İyi ki doğdun